(bkz: madem beynimi sikiyosunuz bari içeri boşalmayın)

cevap verildiği halde devamlı anlaşılmayan sorudur.

ekmek alıncak. bakkala gidip ekmek (ya da başka bir meta hizmet) karşılığında 0.01 gram altın veremiyorsunuz. ya da gümüş, nikel. yani değerli maden (bulunması ve yerin altından çıkartılması için değer harcanmış bir şey) alışveriş için uygun değil.

devlet der ki, "yahu altın taşınacak, ekmek alınacak karşılığı hemen verilecek gibi değil. sorunlu. gel yavrum ben senin yerine bu altını saklarım. bunun karşılığında sana şöyle kağıtlar veririm. sen bunları kullan". (senyoraj hakkım var egemen devlet olaraktan)

altının bende saklı dert değil. bu kağıtlara karşılık altını tutuyorum, parayı getirene ben altınını veririm.

gerçekten de verir. gidip para verip kuyumcudan altın alırsınız. kuyumcu bu kağıtları ciddiye alır yani.

şimde devlette 1000 kilo altın var. ama önüne gelene kağıt verdi. yani 1000 kilo altının karşılığı 5000 kiloluk para verdi.

o parayı (kağıdı) kullanacakken dediler ki bunun karşılığı var mı? devlet dedi "kem küm yok aslında. ben ayarını elimdekine altına, (platine veya başka bir değerli madene) karşılık ayarı tutturamadım 5 katı bastım."

o zaman devletin bastığı bu kağıdı kullandan da der ki "ben bu kağıtları 5'te biri değerinden kabul ederim." ne olur? paranın değeri düşer.

herkesin cebindeki paranın alabilme gücü düşer. ne yaparsın. kızarsın. lan kim benim cebimdeki parayı altın bazında 5 katı değersiz kıldı. para basan devlet. bunu ister misiniz? ha?

şimdi bu cinfikri ortaya koyanlar anlasınlar ki her para basıldığında herkesin cebindeki para değersizleşir.

para seyaht çeki gibi bir şeydir aslında.
kısaca para denilen şey borçlanma senedidir. hatta bu borçlanmayı vatandaş üstlenir.

bu kadar basit.

her bireyin aklına en az bir kere gelmiş soru.

bazı bireyler ^* bunu gerçekleştirmişlerdir. kasada her para bitiminde merkez bankası başkanı aranılıp "para bassana" denilmiştir. 2001 yılına kadar işinin geleceği bazı kişilerin iki dudağının arasında olan merkez bankası başkanları da para basmak durumunda kalmıştır. bu olay piyasadaki parayı arttırmış ancak bununla beraber satın alınan şeylerin de fiyatlarını arttırmıştır.

2001 krizi ile birlikte merkez bankası başkanlarının 5 yıllık iş güvencesiyle birlikte ( yıl değişik olmakla birlikte çoğu ülkede durum böyledir) para basma olayının son bulduğu görülebilir, bu sayede türkiye'de enflasyon dediğimiz olay düşebilmiştir.

özel geçersek, üretimi arttırmadan para basmak ülkeyi daha iyi bir duruma getirmez. para arzı her zaman yeterli seviyede olmalıdır, ne az ne de çok.

(bkz: neden para basıp borç ödemiyoruz)

zamanında-5 nisan sonrası- (bkz: ldp) başkanı (bkz: besim tibuk) tarafından ekonomik krizden çıkış uğruna bir tv programında dile getirilmiş çözüm yolu. bu öneriyi ve içerdiği çözüm tekniğini ev kadınlarına maaş bağlamaya kadar genellemişti sayın tibuk ve son siyasi seçimlerde mal bulmuş mağribi gibi hemen tüm siyasi partiler halka vaat kapsamında bunu kullandı...

çocukken düşünerek kendi başıma dünya ekonomisine çözüm getirdiğime inandığım fikir.

levent akdenizden ders alan heyecanli suserin ortaya attigi soru

2012'de kendisiyle ilgili yazılar yazıldığını görünce şaşırdığım.

özetle;

her şeyin olduğu gibi paranın değerini de arz talep belirler. para basıp arzını artırırsan, o paraya ancak daha düşük değerlerde alıcı bulabilirsin. yani ülkenin borcu varsa ve bu borcu para basıp ödersen, aslında büyük resimde ancak halkından çalmış olursun.

biraz yuvarlak ve yüzeysel olacak ama herkesin anlaması amacıyla misal, ülkenin 1 milyar dolar borcu olsun ve 1 usd = 2 tl olsun. şimdi bu borcun ödenmesi için para basıyor ülke ama sonuçta yine bu parayla usd alması lazım. şimdi 1 usd = 2 tl diye bu usd'yi 2 milyar tl ile alamaz. aldıkça o dolar yükselecektir çünkü 1 usd = 2 tl'ye dolar satmak isteyen insan kalmayacaktır ve nihayetinde 1 milyar usd piyasadan toplanana kadar 1 usd = 2.5 tl olacaktır. buna da devalüasyon yani değersizleşme denir. büyük resme bakacak olursak devlet borcunu ödemiş midir, evet ödemiştir. karşılığında da halkın cebindeki tl ile daha az usd alınabilir hale gelmiştir. yani halk bildiğin imece usulü ödemiştir bu borcu ve fakirlemiştir. sonra ne olur tl değersizleştiği için mesela ithalatta aynı ürünü alabilmek için daha fazla tl gerekir, daha fazla tl gerekince o fiyata iç piyasada zam yapılır, e sen zam yapıyorsun ekmek satan adam da geçinebilmek için ekmeğine zam yapar ve bu böyle zincirleme gider. buna da enflasyon denir.

yani para basarsın ama halkını sikmiş olursun. para basmak halktan para toplamaktır.

bunu soran insan 10 yasindaysa sorun yok ama oy kullanma yasindaysa ve bu insanlarin sayisi hatiri sayilir derecede coksa eyvah ki ne eyvah.