*akşam olmuştur, an artık bir iş dönüşüdür. ihtiyaçlar için alış veriş şarttır. bir yere uğranır, gereken tüm doneler etraftaki insanların şaşkın bakışları arasında temin edilir...
kapı açılır, eve girilir, günün en yalın ve yalnız kısmı başlamıştır. çıpstık sesi eşliğinde ilk unutturucu açılır ve boğazdan kaymaya başlar...
ne önemi vardır ki artık çalan her hangi bir telefonun, ya da her hangi bir dış uyarının...
göz bebekleri, tıpkı yeni doğrulmuş bir bebek gibi büyür, kocaman mekanlarda akılacak mecralar çok daha fazladır...
o, ayakta durulamayacak an, aynı zamanda nereye oturulacağanın seçilemediği andır aslında. yıllardır güzel boynunuzda sallanan kolye, artık daha farklı bir güzellikte gözükür size. onu, ilk gün, saçınızı elinizle toplayıp, ensenizden klipsinin kapatıldığı gün ki gibi seversiniz. umursamak uzaktır her hangi bir basit dünya zamanını...
ve nefes gerekir her canlıya, verilmiş her nefes sonrasında. eğer bunu yaşadığınız yerde bulamıyorsanız, atarsınız kendinizi bilinmeyen dışarılara. orda oksijen olduğundan nasıl emin olunabilir ki ? olunamaz, sadece denenir, en sevilmeyen yapılır, kumar oyanır. hepsi içilmiştir, ne alınmışsa, tüm bu olanlara susamışçasına...
ve ayakların üstünde durmanın iyice anlamsızlaştığı anda, tanımadığınız biri iyilik yapmaya yeltenir, umursamaktan uzağız, karşılıksız iyiliklerden de...
biri olsa orda, sıradan biri değil ama, tam olması gereken kişi, bunların hiç biri olmayacak aslında... ama yok, o zaman devam şart olur, yaşanan anlamsızlıklara...
yürürsünüz, ta ki yolun bittiğine karar verinceye kadar. sonrasında göze en tanıdık gelen bir düzleme bırakırsınız kendinizi, tüm mucizelerin bittiğini, ölmeye yattığınızı sanırken... yanınızdan bi sokak hayvanı geçer, sadece “evet benim gibi...” diyebileceğiniz bir varlıktır o artık. düşmeye başlarsınız. sonsuz merdivenlerden...
tüm mucizeler bitti ve ben buraya ölmeye yattım derken, hayat "hadi!" der. siz direnip sağa sola bakarken... güzel bir ağıt eşliğinde, gece gözlerinizi kendine kilitler, yukarı bakarsınız...
evet o yoktur, orda yaşamıyordur, gördüğünüzü görmeyecektir... ama görürüsünüz, gökyüzünde, bir daha asla görmeyeceğinizi düşündüğünüz bir müzice... sonsuz merdivenlerden düşmeye devam edersiniz ve sonra ölmeden hemen önce vazgeçersiniz sonsuz merdivenlerden, sonlu huzuru seçersiniz...
tüm bunları gözlerinizle görmek için bakmanız gereken yer ise;
(bkz:
http://youtube.com/…ygytmrh28&search=massive attack) budur...