nefis bir turnusol kâğıdıdır. tepkileri inceleyecek olursak:
1) "halohooov.. rrosppu çocukları.. isim verin, adres verin, kiprit verin, yakacam bu çizerleri…"
(bunlardan hala var. konuşmak tahlil etmek yersiz. adres verip, beşiktaş’ta parka çağırıp kafa göz dalmak lazım. karı gibi kaçarlar ama
*)
2) "senin bacını çizsinler de görürsün. resmen orospu diyorlar lan. ayıp be!"
(arkadaşım sakin. ne orospusu ne ayıbı? istersem kafada türban varken alt taraf komple çıplak bile çizerim yavrum sen ne konuşuyorsun? maalesef mizahın m’sini bile bilmiyorsun. mizah, abartı, deformasyon, simgecilik sanatıdır. ben hayrünisa hanımı çıplak çizersem bu onu çıplak hayal ediyorum onunla halvet olmak istiyorum anlamına gelmez. bu, herkes türbana odaklanmışken, aslında kraliçenin çıplak olduğuna dair bir metafor olur. kaliteli olmaz, klişe olur ama mizahtır bu. sen götünden anlayacaksın diye ben niye mizahı yasaklayayım. sen azıcık çalıştır nöronlarını, anlamıyorsan da çaktırma, ne bağırıp belli ediyorsun kendini. kalitesiz diyorsan da sen kalitelisini yap)
3) "abi eyvallah mizah özgürdür, benin dini karikatürlere gülen arkadaşlarım da var ancak bu hoş değil, şık değil, sik gibi. çizmemeliler böyle. "
(en tehlikeli gruplardan biri. özgürlüklere değer verir gibi gözüken en koyu muhafazakarlar. kopan tartışmanın şık olup olmaması ile ne alakası var sevgili kardeşim. karikatür bu, mizah bu. şık değil diyebilirsin ama bunu çizmesinler diyemezsin. eğer orada mizah var ise, sanat var ise çıtını çıkaramazsın. sen mizahtan anlamıyorsan ben n’apayım? )
4) "ahahaha süper komik olmuş. yarıldım gülmekten."
(bana çok komik gelmedi aslında, sırf akp’ye giydiriyorlar diye gülüyorsan <ki aslında tek akp’ye giydirilmiyor> ayıp edersin. samimiyetine güveniyorum şimdilik)
5) "şık olup olmaması, beğenip beğenmemek, kaliteli olup olmaması, birilerini çok kızdırıp birilerini sevindirmesi önemli değil, karikatür bu yasaklayamazsın. yasaklattırmam."
(abicim nerdesin sen yahu? bir mesaj at da bir ara iki tek atalım)
--o--
yedi yaşında ya da yedi zeka yaşında olanlar için karikatürü de kabaca açıklayalım:
ilk olarak gündemin en ağır maddesi bu türban bildiğiniz gibi. ancak gündem hayrunisa hanımın türbanı değil, müstakbel cumhurbaşkanının türbanı. burada hayrunisa hanımın hiçbir fonksiyonu yok. o bir figür sadece. son kale olarak görülen cumhurbaşkanlığı makamı için yapılan, akpliler ile laikler arasındaki anlamsız mücadelenin simgesi. ne oldu hayrunisa hanım’ın kafasına playboy tavşanın kulaklarını ve papyonunu takınca. n’olacak abi öncesinde deformasyonu yaptık. afalladın, şaşırdın, ilginçti. göndermeleri düşünelim bir de. 1) hayrunisa hanım bildiğiniz gibi türbanı daha estetik ve modern bir hale getirmek için süper modacı atıl kutoğlu ile görüşüyor. al sana modern türban. tüm dünyanın bildiği bir figür. bunu mu takalım sonunda? bunu takarsak çankaya’ya çıkılabiliyor mu yani (evet anladın bak, laiklere taş atmışlar) 2) takiye yapa yapa, demokrasideki açıkları bula bula ilerliyoruz. öyle bir noktaya geldik ki açık kalmadı, biz de şaşırdık ne yapacağımızı? bunu takalım dedik. işe yarasın yeter ki. (bak burada da akp zihniyetine taş atmışlar)
anlamadın mı? olur olur, kızma kendine. bak sağlamasını yapalım. senin ananı çizelim mesela kapağa. n’oldu? kimse ne dergiyi satın aldı ne de konuşuluyor. neden? senin ananı kimse tanımıyor çünkü. ya da senin ananın gündemle hiçbir ilişkisi yok. velev ki senin anan tüm ülkeyi ilgilendiren bir pozisyona gelir. o zaman o pozisyonun çelişkileriyle ilgili, ananı çıplak da çizerler, kerane tatlısı yerken de çizerler. bu ananın keraneye düştüğü ya da anana kötü kadın dendiği anlamına gelmez. birileri güler, birileri somurtur. sen de gider çizen adamı vurursun. senden de başka bir sikim olmaz zaten)
bak başka bir sağlama: dinci kesimin mizahla alakası yok maalesef. eskiden ustura vardı, o da kapanınca komple unuttular mizahı. ben şimdi dinci bir mizahçı olsam ve bir dergide çalışsam şöyle karikatürler çizebilirim: ahmet necdet sezer’in eşine türban takabilirim. ya da onu şeytan olarak çizebilirim. ya da ahmet necdet sezer’in evde gizli gizli türban taktığını böyle bir fetişinin olduğunu çizebilirim (ahaha komikmiş bu) gerçi bunların hepsi başarısız olacaktır çünkü a.necdet sezer’in eşi hiç gündemde değil. atıl kutoğlu ile falan çalışmıyor. haa, olsaydı istediğim gibi çizerdim. mutlaka senin gibi üç beş sivri oha, yuh falan derdi, belki de cumhuriyet’e manşet olurdum mis gibi ama kimse öldürmezdi beni ya da yasaklanmazdım.
hala anlamadıysan mesaj at. sözlükten atma ama. mallar listesinde olduğundan mesajını göremem yoksa.