bu başlığı kendime notlar olarak da tutuyorum ama sadece bu değil,
latin amerika üzerine çalışmak isteyenler için de elimden geldiğince yardımcı olabilecek bir başlangıç, bir nirengi hazırlama gayreti içindeyim. konuyla alakadar olanlar bana sürekli mesaj atarak sorular sordukları için, bir önceki girdimde söz verdiğim üzere
latin amerika sineması hakkında bir girdi yazmadan önce bir iki tavsiyede bulunmak istiyorum müsaadenizle. bu tavsiyelerimi bir çeşit snobluk, burnu büyüklük olarak algılamayınız lütfen.
öncelikle bol bol makale okuyun. makaleler bir konuyu daha kısa ve öz olarak size sunacaklardır. makale okudukça artık hangi kitaplara daha özel önem vermeniz gerektiğini anlayacaksınız. maalesef
türkiye'de makale yazmak ve okumanın önemi tam olarak anlaşılmış değil. akademik çalışmaların gelişmiş olduğu ülkelerde, bir konuya başlarken ilgili makaleler okunur evvela, kitaplar değil.
türkiye'de maalesef kitap okumak da öğretilmiyor. yanlış anlaşılmasın; okuma yazma öğreniyoruz ama bir kitap nasıl okunur bilmiyoruz.
amerika'da doktora sürecinde bize verilen en büyük tavsiye bir kitabın yahut bir makalenin tamamını okumanın gereksiz olduğudur. bir roman yahut bir deneme okuyorsan satır satır okumak gerekir tabii ki. ama akademik bir metin okuyorsanız, önce kitabı ve makaleyi bir inceleyin. bir makale ise özetini, giriş kısmını ve sonuç kısmını okuyun ve muhakkak referanslara gözatın. aradaki kısımlar büyük ihtimalle sizi çok ilgilendirmiyor olacak (eğer uzmanlaştığınız konu ile alakalı ise yahut kısa bir makale ise tamamını okumak gerek tabii).
aynı şekilde bir kitap okurken de önce kitabı inceleyin. yazarı kimdir, kitap ne üzerine bir fikriniz olsun. içindekiler kısmına bakın ve hangi bölümler size hitap ediyor bir anlayın. önsözü oku. giriş ve sonuç kısımları asıl okuman gereken yerler. aradaki bölümler yazarın yahut araştırmacının kendi bilgisini konuşturduğu yerler; eğer ilgi alanınızda değilse okumanıza gerek yok. zaten okusanız da anlamayacaksınız. bir başka deyişle yazar giriş kısmında size hangi konuyu ele alacağını, ne gibi bir problem gördüğünü ve yöntemini açıklayacak. sonuç kısmında da derli toplu bir şekilde ne gibi bulgulara eriştiğini, temel tezini özetleyecek. aradaki bölümlerde bir sürü detay verecek ve konunun uzmanı değilseniz hem okumanızı yavaşlatacak, sizi sıkacak hem de sizi gereksiz detaya boğacak. sadece giriş ve sonuç kısımlarını okuyarak gönül rahatlığıyla bir kitabı okuduğunuzu iddia edebilirsiniz.
okurken bol bol not tutun ama en önemlisi bilgisayardan okumayı öğrenin. binlerce makale yüzlerce kitap okuyacaksınız ve neyi nereye koyduğunuzu bazen unutacaksınız.
pdf okursanız (
epub yerine pdf tavsiye ederim) bu notlara istediğiniz an sadece arama butonuna anahtar kelimeleri yazarak ulaşabilirisiniz. sadece kendi notlarınızı değil, kitabın yahut makalenin içinde neyin nerede olduğunu da kolayca bulabilirsiniz (epub dosyalarında da aynı özellikler mevcut ama atıfta bulunurken bazen sorun olabiliyor zira gerçek kitapla epub'ın sayfa numaraları örtüşmüyor). ayrıca tatile, gezmeye giderken yanınıza sadece bir iki tane basılı kitap alabilirsiniz. ama bilgisayardan okuma alışkanlığı edinirseniz sınırsız kitapla yola çıkabilirsiniz ve kendinizi tahdit etmemiş/sınırlamamış olursunuz.
not tutamasanız bile en azından okuduğunuz her makaleyi ve kitabı, izlediğiniz her filmi, diziyi ve belgeseli listeleyin. basit bir word dosyası açabilirsiniz bunun için, bir süre sonra neyi okuduğunuzu unutacaksınız. bir makaleyi, kitabı okuyup okumadığınızı ya da bir film, belgesel yahut dizi izleyip izlemediğinizi hemen listenizden kontol edebilirsiniz. muhakkak yazı yazın. ülkemizde okuma oranları gayet iyi ama yazarlık hiç iç açıcı değil. okuruz ama yazar değiliz. bir farkınız olsun. sözlük ve
vikipedi bu açıdan güzel iki medyum/ortam. örneğin benim tuttuğum '
latin amerika tarihi' adlı bu başlık yukarıda da belirttiğim üzere aslında kendime notlar. yazdıklarınızı (şiir, roman, günlük, deneme, makale, kitap vs) bir yerlere gönderin ve yayınlatmaya çalışın. hemen kabul görmeyecek, çokça red yiyeceksiniz. yılmayın, sebat edin. ayrıca, internet çağında yayıncı bulmak, olmadı kendi kitabınızı oluşturup bedava yayınlamak, o da olmadı bir blog açıp düzenli yazılar yazmak hiç de zor değil. arkadaşlarınızla biraraya gelip ortak bir platform da kurabilirsiniz. hem olası masraflar bölünür, hem daha büyük bir okur kitlesine hitap edebilir, hem de birbirinizle fikir teatisi/alış-verişi ile daha kaliteli yayın yapabilirsiniz.
dil öğrenmekle başlayabilirsiniz. ben
ispanyolca ve
portekizce öğrendim ama bir de yerli dili öğrenmeyi çok isterdim. ancak doktora nedeniyle sadece gezebilme imkanım oldu. yerleşip de bir yerli kültürünün dilini öğrenemedim. hala konuşuluyor bu diller. meksika'da
maya ve
aztek dilleri,
şili'de
mapuche dilleri,
bolivya'da
aymara dilleri, peru ve
ekvador'da
inka dilleri hala milyonlarca insan tarafından konuşuluyor. ama ülkemizde bilen insan sayılıdır (dürüst olmak gerekirse portekizcem ileri düzeyde değil, konuşurken çok sıkıntı çekiyorum ama kitap/makale okuyabilecek seviyedeyim).
sadece latin amerika değil
afrika,
uzak asya dilleri ve kültürüne de uzağız. toplumsal bir miyobimiz var. işin ilginç yanı ta
atatürk döneminde bu dilleri öğrenmek üzere insanlar latin amerika'da çeşitli yörelere gönderilmişler ancak devamı gelmemiş maalesef. ben işlerimi yoluna koyduktan sonra
meksika yahut
peru'ya yerleşmeyi düşünüyorum. inanılmaz derecede güzel memleketler. ayrıca latin amerika üzerine kitap projelerim var. sadece telif eser yazmak değil, ayrıca çeviriler yapmak da istiyorum. kültür havuzumuza ufacık da olsa katkı yapmak isterim. son olarak şu tavsiyeyi deyapmadan geçemeyeceğim: bütün latin amerika'yı birden çalışmaya kalkmayın. genel okumalar yapın tabii ki ama bir döneme ve bir bölgeye yoğunlaşın. orası sizin uzmanlık alanınız olsun (örneğin;
pre-klasik dönem inka sanatı,
neo-klasik dönem aztek mimarisi,
genel maya tarihi,
inka dillerinin tarihsel dönüşümü,
yerli dillerinin avrupa dilleri ile etkileşimi, `latin amerika mutfağının dünya mutfaklarına katkısı`,
demokrasinin latin amerika serüveni,
el salvador iç savaşı, gibi daha özel alanlarda uzmanlaşın).
şimdilik bu kadar, aklıma geldikçe yazarım/güncelleme yaparım. yolunuz, bahtınız açık olsun. daha önce tavsiyelerde bulunduğum yazar bir arkadaş şimdi
ingiltere'de yeni bir hayat kurdu. bana
sensei diyor sürekli, başka yavru kurtlar da bulurum belki.
*