anlayamadığım kişidir. o da kokuyor bu da kokuyor.
ulen millet içkiye, fuhuşa harama milyarlar veriyor da adamın çoraba verdiği paraya laf eden tipleri görmemizi sağlayan insandır.
ayak bu her turlu asit uretir. pahalida olsa ucuzda olsa topuk, taban vs eriyecek. ne gerek var.
he ayrica banane. ısterse yuz liraya alsin. giren cikan alana.
10 tanesi bes liradan otuz corap alinabilecek duruma sahip insanin etiket meraki.
tamam çifti 50 kuruş malı giyip iki günde yırtmanın da lüzumu yok ama 5-6-7 lira dagi'de çoraplar, bir de çorap yani. hani marka fanatikliği yapmanın gereği yok. aynı şey lacoste tshirtleri için de geçerlidir. aynı kalitede yarı fiyatına yerli malı zibilyontane marka var.
büyük ihtimal iphone alan insanların da buraya gelip yerdiği kişidir. iphone'un yaptıklarının birebirini olmasa da çok yakınını yapan 4'te 1 fiyatına telefon varken sen neden iphone aldıysan bu adam da ondan lacoste çorap aldı. bir de 14 lira... 14 liranın lafını yapan sen 2000 tl gömçürmüşssün telefona. kimse sana bu kadar sövüyor mu?
geliriyle doğru orantılı alışveriş yapandır. madem bu çorabı almayacağız o zaman aynı mantıkla gecekonduda oturalım, nike yerine nayki ayakkabı alalım, dvd almak yerine korsan izleyelim.
onu alma bu pahalı, mezara mı götürelim paraları?
kanyon mağazasındaki kıza aşık olduğu için yapmış insandır.
2009 yazında ayakkabı almak için gitmiştim kanyon lacoste mağazasına. girdim içeri benden başka müşteri yok. ben bakınırken -hoşgeldiniz- diyerek o geldi. o andan itibaren orada bulunmamın anlamı tamamen değişti. ben bende değildim artık. bir yandan bakıyorum modellere. yok, hoşuma giden model yok aksi gibi. kızın önerdiği bir kaç modeli giyip çıkardım iş olsun da onun yanında kalayım diye. haybeye ayakkabı almamak için zor da olsa eli boş çıktım oradan.
iki gün sonra tekrar gittim kanyon'a. ondan sonra tekrar falan derken kız beni tanıdı artık. olmayasıya bir şeyler bakıp ayak üstü kızla muhabbet edip çıkıyorum. dükkan ise zaten o ilk günkü gibi hep boş. en son seferinde ne olduysa müşteri geleceği tuttu. kasanın arkasındaki bir kapıda, muhtemelen kızın amiri olan bir kadın çıktı. kız da yeni gelen müşteriye gitmek zorunda kaldı. sanırım amir de benim ne niyette olduğumu çözmüştü.
gelen bu kontra üzerine altta kalamazdım. bir şeyler almam lazımdı bu kez. gelen müşteri de bir bok almadan gitti zaten. baktım 2'li soket çoraplar var. indirim de yazıyor. "ne kadar olabilir ki lan?" dedim. her seferinde eli boş olmaz diye de söyledim kıza. kız itiraz etti. resmen yalvardı almayayım diye. dinlemedim amk. kafamı sikeyim. %25 indirimli fiyatına o günkü parayla 32tl'yi bayıldık. arkadaşlar ne taşak geçmişti.
o kızla sonra akıbetimiz ne oldu derseniz. o da artık bizim özelimiz heheh.
hayatta coraba para vermedim. yalan olmasin internetten almistim galiba la para tamamlamak icin. esek kadar adamim hala annem alir.
corap dolabinda nereden geldigini bilmedigim iki uc tane lacoste corap da var. ablam almistir herhalde hediye diye bana.
bunlar erimiyor kolay kolay, rahatlar, sıkmiyor ve kolay kolay eskimiyor da. rengi solmadi lan hicbirinin. dikkatimi cekmisti, uzerine bu basligi gordum.
bu da boyle bir animdir amk.
daha ucuza kalitelisi varsa da ilk defa para vermeye hazirim, bu tip de anlaşılabilir tiptir.
çok çok paramız olmadıkça anlayamayacağımız insandır. misal şimdi ben "1 bardak su ile doyacakken, 1.5 litre su alan tip" diye bir başlık açsam anlamsız kaçar. ya da "2 bardak çay içeceği malumken, 1 demlik çay demleyen tip" diye başlık açsam daha da anlamsız olur. çünkü biz ortadirekler için çaydır, sudur çok da parasına puluna dikkat etmeden tükettiğimiz şeylerdir. işte aynı durum zenginler için de geçerlidir. ama orada önem eşiği biraz daha yüksektir, ne bileyim, son model telefon suya düşüp bozulsa bile sıkıntı olmaz, mesela araba selde sürüklenip hurdaya dönse belki o zaman bi kıpırdanma falan olur "noluyoz lan" falan diye. ama çoraptır, çanaktır bunlar zengin adamın kafa yorup dert edeceği şeyler değil.
ha çok paran olsa dahi, sen yine çoraba o kadar para vermem diyebilirsin, o da normaldir. ben öyle derim mesela. işte bu durumdaki insanlar için de ruhu fakir tanımlaması yapılıyor ki, çok da mantıksız değil.