zamanında hollywood filmlerini çok seven kim jong-il'in "aslında biz de böyle filmler çeksek süper olur ya" diyerek güney kore'den ünlü bir oyuncuyu ve yönetmen eşini kaçırması olayına şahit olan sayko ülke.

kim jong-il tam bir sinema âşığıydı. hollywood filmlerini deli gibi izler, oyuncuları da hayranlık derecesinde çok severdi. ayrıca sinemanın propaganda için en güzel araç olduğunu düşünürdü, ama kuzey kore sinemasının hali içler acısıydı. kuzey kore sinemasının ruh ve tutkudan yoksun olduğunu düşünürdü. ülkesinin sinemasını nasıl ayağa kaldırabileceğini düşünürken aklına dahiyane (!) bir fikir geldi: güney kore'nin en yetenekli yönetmenlerinden ve oyuncu eşinden yardım almak. tabii ki gönüllü bir iş birliği beklemiyordu ve yapacağı şey onları kaçırmak olacaktı, plan saat gibi işlemeye başlamıştı.

güney koreli ünlü oyuncu choi eun-hee 1978 yılında bir iş anlaşması bahanesiyle hong kong’a çağrıldı, güya bir film projesi için görüşecekti. fakat görüşme beklediği gibi gitmedi, kuzey kore ajanları tarafından kaçırıldı ve gemiyle kuzey kore’ye götürüldü. kim jong-il bizzat kendisiyle konuşarak neden kaçırıldığını açıkladı: kuzey kore’ye sinema alanında yardım edecekti. choi’nin yönetmen eşi shin sang-ok eşinin kaybolmasıyla şok oldu ve onu bulmak için hemen araştırmalara başladı. onun izini sürerken kendisi de kuzey kore ajanları tarafından tuzağa düşürüldü ve kısa süre içinde aynı şekilde kaçırıldı. çift ilk olarak uzun yıllar boyunca ayrı tutuldu, bunun yapılmasındaki amaç birbirlerini deli gibi özlemelerini sağlamaktı. shin sang-ok ilk başlarda iş birliği yapmayı reddettiği için kuzey kore’de ağır cezalara çarptırıldı, hatta 4 yıl boyunca hapiste kaldı. fakat sonunda ikisi de kim jong-il’in planlarına boyun eğmek ve kuzey kore sineması için bir şeyler yapmak zorunda kaldı.

kim jong-il bu çifte kuzey kore standartlarına göre inanılmaz bir özgürlük tanıdı, hatta mecburi bir şekilde sıkı fıkı bile oldular. mecburiyetten dolayı shin sang-ok yönetmen koltuğuna geri döndü ve choi eun-hee ile birlikte kuzey kore sinemasını kalkındırmak için film çekmeye başladılar. bunlardan en ünlüsü, 1985 yapımı pulgasari adlı filmdi. film, godzilla tarzı bir canavar filmi olarak çekildi ve propaganda amacıyla kullanıldı, hatta kuzey kore halkı tarafından oldukça başarılı bulundu ve uluslararası festivallerde bile gösterildi. ama yine de kuzey kore sinemasını dünya çapında bir yere taşıyacak kadar etkili olmadı. her şey iyi gidiyordu ama shin ve choi, dış dünyayla bağlantı kurmanın yollarını arıyordu, ülkelerine dönmek zorundaydılar.

kim jong-il'in güvenini kazanan çift, 1986’da avusturya’da düzenlenecek olan bir film festivali için yurt dışına çıkma izni aldılar. bu, onların kaçış planı için bir fırsattı. festival sırasında abd büyükelçiliği’ne sığındılar ve iltica talebinde bulundular. kuzey kore ise bunu bir kaçırılma olarak lanse etti, yani abd'yi "bizim yönetmenimizi ve oyuncumuzu kaçırdınız!" diyerek suçladı, ama shin ve choi ellerindeki belgelerle gerçeği dünya kamuoyuna açıkladı. çift, abd’ye yerleştikten sonra sinema kariyerlerine bir süre daha devam etti, ancak kuzey kore’de yaşadıkları travma, hayatlarının geri kalanını da doğal olarak etkiledi, gibi bölümü gibi olay sonuçta. 2006 yılında shin sang-ok hayatını kaybetti, ardından choi eun-hee de 2018’de vefat etti.

gerçekten inanılmaz absürt bir ülkeler, cennet mahallesi beter ali karakterinin ülke versiyonu gibiler, volvo'yu "siz bize arabaları gönderin, parasını göndereceğiz" diyerek dolandırmışlıkları bile var, onu da #169232803 buradan okuyabilirsiniz.

1970'li yıllarda isveç'ten 1000 adet volvo marka araç siparişi verip, bunun parasını hâlâ ödememişlerdir, tam bir cennet mahallesi'ndeki beter ali dolandırıcılığı.

1970'lerin başında isveçli yetkililer, kuzey kore'ye ekonomik ve diplomatik ilişkileri geliştirmek için bir jest yapıyor. " size şöyle en fiyakalısından volvo araçlar ayarlayalım, volvo'ları alırsanız hem ekonominiz canlanır hem de siz yeni arabalarla hava atarsınız, sevgi pıtırcığı gibi hepimiz mutlu oluruz" diyorlar. kuzey kore bu teklife "neden olmasın?" deyip siparişi veriyor. isveç zaten "biz size arabaları yollayalım, siz de sonradan ödersiniz." diyor, e koskoca devletin dolandırıcılık yapıp paraya yatma ihtimali yok gibi gözlerinde. kuzey kore'nin zaten o dönem ekonomisi ne halde, tahmin edebilirsiniz. isveç'ten yaklaşık 70 milyon dolar değerinde 1000 adet volvo araba gönderiliyor. aradan zaman geçiyor, kuzey kore arabaları mutlu mutlu kullanıyor ama isveç'e ödeme bir türlü gelmiyor. yani, hani bizde “alırım bi ara öderim” kafası vardır ya, kuzey kore o "bi ara öderim" muhabbetini fazlasıyla abartmış durumda.

yıllar geçtikçe isveç, sürekli olarak parayı tahsil etmek için diplomatik yolları deniyor. ama gel gör ki kuzey kore, isveç'in taleplerine karşı resmen sağır sultanı oynuyor. ödeme beklenirken, bu arabalar pyongyang sokaklarında cirit atıyor. volvo'lar da tabii zamanla eskiyor, belki hurdaya dönüyor ama kuzey kore'den ödeme konusunda hâlâ bir ses yok. bir nevi arabaları aldıktan sonra isveç ve volvo yetkililerini her yerden engellemişler resmen.

tabii isveçliler bu borcu unutmamış. hatta bu borç günümüzde faiz oranlarıyla birlikte 2020'lerde 300 milyon dolar seviyelerine çıkmış durumda. yani kuzey kore'nin volvo borcu isveç'e hâlâ çarşaf gibi duruyor.

#volvoiçinadalet

#157179262 nolu entryde hala abartıldığını düşünüyorum diyor. önce şu uydu fotoğrafına bak görsel sonra abartılıp abartılmadığına karar var. ülkede gece elektrik yok elektrik, birleşmiş milletler yiyeceği içeceği bırakın, her yıl düzenli olarak ülkeye kadınlar için ped gönderiyor, ülkede regl dönemlerinde kadınlara ped sağlanamıyor.

“bu hep abartılıyor abi yhaa” tayfası hiç değişmiyor. ülke yokluktan kırılıyor, adamlar beslenememekten 15 yılda 2 cm kısalmış hala “bu lanet olası kapitalistler popüler kültür için hep kötü göstermeye çalışıyor yha”.

kendisine uygulanan yaptırımları delebilmek ve nükleer çalışmalarını finanse edebilmek için hacker ordusu kurarak düzenli olarak kripto para hırsızlığı yapan ülkedir, peki bunu nasıl yapıyorlar ? pegassi bildiriyor.

kuzey kore'ye uygulanan yaptırımlardan herkesin haberi vardır, bu yaptırımların uygulanmasının sebebi kim jong-un tontişinin durup durup "sizi vururum, onu da vururum, sen de paşasın, ben de paşayım" tarzında tehditler savurması ve rusya/çin'le kurduğu yakın ilişkilerden kaynaklanmaktadır. nükleer çalışmalar yapan, sürekli balistik füze denemeleri yapan bir ülke olunca, haliyle diğer ülkeler tarafından ambargo gibi yaptırımlar uygulanıyor.

kuzey kore'nin halkı internet kullanımına o kadar uzak ki, yalnızca hükümet tarafından izin verilen internet sitelerine erişebiliyorlar, yani öyle bizdeki gibi domaini yaz enter'la olayı yok, ayrıca tüm vatandaşlar da internete erişemiyor zaten, yalnızca elit tabaka denilebilecek ya da hükümet tarafından yetkilendirilmiş(askeri personeller, bilim insanları) kısacası özel kişiler internete ulaşabiliyor. bir şekilde internete erişmeyi başarabilenlerse, intranet(kapalı internet) sistemiyle hükümet tarafından açılmış siteleri görüyorlar, aslında bu sitelerin çoğu propaganda için kullanılıyor, o sitelere girdiğinizde "kuzey kore futbolda dünya şampiyonu oldu!" gibi haberler görmeniz çok olası. kısaca kuzey kore'deki internet kullanımını özetledikten sonra, kripto para hırsızlığı olayına değinelim.

peki kuzey kore'nin hacker ordusu kimdir ? kripto para hırsızlığını hangi amaçla yapıyorlar ?

lazarus group adıyla faaliyet gösteren hacker grubu, bizzat kuzey kore hükümetinin adına faaliyet yürütmekte ve onların emirlerini uygulamaktadır. strateji oyunu oynar gibi ülke yöneten kim jong-un, ülkesine uygulanan ekonomik ambargolar yüzünden hacker ordusu kurmuş ve bu ordu sayesinde ülkesi kripto para hırsızlığı yapmaya başlamıştır. bilindiği üzere nükleer faaliyetler yürütmek çok ama çok masraflı bir şeydir, ambargo uygulanmayan ülkeler bile bu yükün altından zar zor kalkmaktadır, ambargo uygulanan bir ülkenin bu yükün altından kalkması kolay kolay mümkün değildir.

her ne kadar rusya ve çin, küçük kardeşleri kuzey kore'yi ellerinden geldiği kadar desteklese de, onların da gücü bir yere kadar. lazarus group, çeşitli hacker yöntemleriyle milyarlarca dolar kripto para çalmış ve bu paraları kuzey kore hükümetinin emrine sunmuştur.

"e peki bunu nasıl yapıyorlar ? kripto para çalmak öyle kolay bir şey mi ?" dediğinizi duyar gibiyim, açıklayayım.

phishing(oltalama/yemleme) yöntemini illa duymuşsunuzdur, size "faturanız ödenmedi, adınıza dava açıldı" vs gibi basit e-postalar gelir ve hacker kişisi sizi yemlemeye çalışır ve ya bilgilerinizi toplar, ya da özel yazılımlar kullanarak bilgisayarınıza sızar. lazarous group, bu phishing yönteminin çok daha gelişmiş versiyonu olan spear phishing metodunu kullanır. spear phishing, normal phishing yöntemine göre daha üst düzey kişileri hedef alır ve öyle instagram hesabı çalmak için hack yapmaya benzemez.

milyonlarca/milyarlarca dolarlık kripto fonlarını yöneten şirketlerin çalışanı hedef alınır, kullanılan yöntemler o kadar gelişmiştir ki; en "ben hack yemem, ben en iyi siber güvenlik uzmanıyım!" diyen kişiler bile bu oltaya rahatlıkla yem olarak takılabilir.

kuzey kore'li hackerler, çaldığı kripto paraların izi sürülememesi için "mixer" yani karıştırma yöntemini kullanırlar. binlerce kullanıcı olarak kripto paralarını birleştirirler, daha sonra herkes ilk etapta yatırdığı parayı geri alır, paralar çok fazla karıştırıldığı için hangi cüzdandan hangi cüzdana gitti takip etmesi aşırı zorlaşır.

aşırı garip bir ülke olan kuzey kore, işte bu şekilde kripto para hırsızlığı yapıyor ve nükleer faaliyetlerini/balistik füze denemelerini finanse ediyor.

ülke o kadar kapalı kutu ki, 1 sayfa bile entry girilmemiş.

edit: ben bu entry girdiğim zaman 7 entry vardı başlıkta. aradan geçen 7 sene sonucu entry sayısında patlama olmuş. kim jong un'un eseri bu sanırsam :d

herkes bu ülkeyi bokluyor ancak şunu bilsinler ki 2024 paris olimpiyatlarının bitmesine 2 gün kala madalya sıralamasında türkiye'den daha başarılılar

biz ülke olarak kendimizi çok abartıyoruz.
kaf dağından inip her alanda olduğu gibi sporda da berbat olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor

1974 senesinde isveç'ten 1000 tane volvo araba sipariş etmişler, araçlar gelmiş fakat parasını bugüne dek hala ödememişler. tarihteki en büyük araba hırsızlığı olarak kayıtlarda yer alıyor.

devlet televizyonunu canlı izlemek için .

ara ara açıp anlamsızca izliyorum. şu sıralar kim jong un ve kız kardeşi kim yo jong çok yanyana görünüyor. bi gün aniden kim jong un ölür yerine kız kardeşi geçerse şaşırmam.

anayasasi cok guzelmis,ozgurlukcuymus.
hic kuzey koreli turist gordun mu(seyahat ozgurlugu), hic bir kuzey korelinin internettiki yorumunu gordun ya da chat yaptin mi(internet ozgurlugu) .2020 yilinda isid kafasindaki fanatiklerinin savundugu ulke.
ne tek parti askiymis,herseyin tek kisiye bagli olunca birseye benzemeyecegini uygulamali goruyor gidiyor uzaklardaki rezillikleri a haber gibi pazarliyor.

aslı kuzey kore demokratik halk cumhuriyeti olan ülke. isminin dalga geçmek amacıyla konulduğunu düşündüğüm demokrasinin olmadığı bir dombili deli tarafından yönetilen diktatörlük. aşağı yukarı 26 milyon insanın o dombili ve ailesi karşısında hiçbir hakkının olmadığı bir ülke. ama amerikayla mücadele ediyor ayağına şu diktayı savunanını bile gördüm.