kimseye eyvallahı yoktur, geri vites nedir bilmez ve hiçbir lafın altında kalmadan anında kendisine yapılan atara giderini yapar.
mesela dizinin bir sahnesinde halo'yu polat'a kaptırdıktan sonra işi ona ihale eden akrep bekir'den helikopterini ister. akrep bekir ise eğer halo'yu yakalayamazsan helikopteri baş aşağı çevir diyerekten pala'yı üstü kapalı tehdit eder. pala tabiki bu lafın altında kalacak adam değil, her ne kadar giderayak sesli buğuz etse de; ben halo'yu bir çıkarayım, ondan sonra gerekirse çıktığı deliğe sokmasını bilirim diyecek kadar da gururludur.
hüsrev ağa'ya olsun, mito ve doğu eşrefoğlu'na olsun, polat'a olsun postasını koyar ve hiçbir lafın altında kalmazdı rahmetli. bedir biraz gevşeklik yapmasa polat'ın en has adamı abdülhey'i ortadan kaldıracak, yani bir nevi kolunu kanadını kıracaktı ama bedir tatsızlığı her şeyi berbat etti işte.
ah ulan şu adamın dizisini yapsanız reyting rekoru kırardı be.
ismi rica edildiğinde ismini bağışlamaz, affetmez.
bedir çok konuşursa bıdı bıdı yapma bedir der, mito'ya gittiğinin bilmiyom mu sibop der, sana verdiğim emeklere yazık bak seni bu kadar mermiden kurtardım der ve gerektiğinde onun da icabına bakar. her şeyden haberi vardır.
asla romantizm olayına girmez, gece beraber olduğu kadına centilmenlik falan da yapmaz, sevişecekse lafı gevelemeden direkt soyun der, işi bitince ise içki dolapta ne içeceksen ordan al iç diyerekten taşfırın özelliğini de göstermiştir.
öyle orjinal bir karakterdir pala.
edit: abdulun sızma olduğunu pala biliyordu zaten. pala'nın amacı ihaneti ortaya sermek ve bedir'i suç üstü yapmaktı. yoksa pala son bir vurgunla bir süreliğine istanbul'dan uzayacaktı.