dostoyevski, karamazov kardeşler'de bu konuyla ilgili şöyle diyor:

“kültür erkeklerin sayısının azaldığı doğrudur. kültürlü olmanın erkeğe pek bir getirisi yok çünkü. ne kadınlarla olan ilişkilerinde ne de iş hayatında kültür pek bir halta yaramaz. sırf kültürlü diye bir erkeğin yanında güzel bir kadın göremezsiniz mesela. ancak altında ferrari'si olan erkeğin yanında bir araya gelseler kolordu oluşturacak kadar kalabalık bir kadım yığını görürsünüz. bunu fark eden erkek kültüre yatırım yapmak yerine gelir elde edeceği yollara yönelir.”

hiç boş yapmayın. sizleri barzo müteahhit/ galerici, bmwli tefeci ya da tas kafa kekoların başlığına alalım.

anakronik alıntıların debe listesine girebildiği başlıktır.

wikipedia'ya göre ferrari 1939 yılında kurulmuş bir otomobil üreticisidir.

wikipedia'ya göre dostoyevski 1821-1881 yılları arasında yaşamış bir yazardır.

wikipedia'ya göre karamazov kardeşler dostoyevski'nin son eseri olup, ölümünden 1 yıl önce tamamladığı bir eserdir ve russian messenger adlı dönemin popüler dergisinde seri halinde yayınlanmıştır.

dostoyevski karamazov kardeşler adlı eserinde tam olarak ne demiştir bilmiyorum çünkü kitabı okumadım ve okuyacağımı da pek sanmıyorum. belki daha sonra çıkan baskılarda ferrari kısmı eklenmiş olabilir emin değilim.

mamafih, 1879-1880 yılları arasında yazılmış bir eserin bırak ferrari'yi herhangi bir otomobili dahi sosyal statü nesnesi olarak örneklendirebileceği kanaatinde değilim. bunun iki nedeni var.

dizel çevrimi ve ilk dizel motoru geliştiren rudolf diesel'in bunu 1897 yılında yapabilmesi zaten dizel otomobili imkansız kılıyor.

otto çevrimi ve ilk benzinli motoru geliştiren nicolaus otto ise bunu ilk olarak 1876 yılında başarıyor.

yani ilk benzinli motorda buji 1876 yılında ateşlendi dersek, bunun ilk otomobille birleşmesi, otomobillerin yaygınlaşması ve sosyal statü simgesi haline gelmesi takdir edersiniz ki yaklaşık 3 yıl içinde olabilecek bir şey değil. hadi mümkün oldu diyelim, ferrari firmasının kurulmasına daha 59 yıl var.

bu girinin 179 kişi tarafından favlanarak debe listesinde kendine yer bulması ise bana dihidrojenmonoksit adlı kimyasal bileşiğin son derece zararlı olmasını ve küresel çapta boğulma vakalarının %99'undan sorumlu olmasını içeren röportajdaki insanların tepkilerini hatırlattı.

edit: bana orada ironi yapıldığını belirten yazarlar oldu. yazarı tanımıyorum dolayısıyla ironi mi yapmak istedi inanarak mı yazdı bilemem. mamafih yaşadığım toplumu tanıdığımı düşünüyorum.

filhakika, favlayanların ne kadarının bu ironiden haberdar olduğu konusunda çok pozitif yaklaşamıyorum. bana kalırsa, ironi diyenler bu toplumun cehaletini çok hafife alıyorlar.

kültürlü erkek bulamıyorsanız, kültürlü olacak olan erkeğin bulunmadığı yerlere bakıyorsunuzdur. kültürden kasıt nedir? kaslı ve rolex saatli koluna girip, tiyatrodan sinemaya, konserden sergiye sizi gezdiren, altında bmw olan yakışıklı, uzun boylu bir adam mı arıyorsunuz mesela, yoksa gerçekten kültürlü ve bilgili birini mi arıyorsunuz?

zor bir durum değildir. başka sinema film gösterimleri, caz konserleri, kütüphaneler tonlarca kültürlü erkek dolu. ancak çoğunun tipini beğenmediğiniz için bu adamlar yüz vermiyor, biskolata erkekleri ile takılmak istiyorsunuz hanımefendiler.
ülkemizin genetik havuzunda çok yakışıklı erkek yok maalesef. o yüzden biskolata erkeği çok sınırlı. kültürlü erkekleri de babyface değil diye reddediyorsunuz.

kültürlü erkek bulsanız ne yapacaksınız?

pısırık diyeceksiniz, ezik diyeceksiniz, kibar diye güçsüz göreceksiniz.

siz kim, kültürlü erkek kim.

geçiniz.

aç olan cihanda ekmek yok sanarmış

çok enteresan, ben de ülkede kültürlü kadın olmadığını düşünüyordum... aslında cinsiyet çok önemli değil; genel bir kültürsüzlük hali mevcut ülkede, o yüzdendir ki tekmil herkes kültürsüz.

fakat bazı genellemeler yapsak iddia edilebilir ki, kültürsüz kadınlar daha çok olmakla birlikte, en kültürsüzler erkeklerden çıkıyor.

--- spoiler ---

kör cahil, ebu cehilim. 3binden fazla 3 farkli dilde kitap, 7 adet kitaplik - 2si yatak odasinda - ve yine de koliler den tasan kitaplar postmodernizm uzerine y. lisans.. ----- 2-3 kitabi genellikle senkron okurum. agnostigim, fakat islam uzerine yaptigim arastirmalar belki sadece el- ezher'de yapilmistir. turan dursun, muazzez. i. cıg, muammer aksoy, behice boran, arif tekin, ilhan arsel ( şeriat ve kadin basta olmak uzere) bu yazarlarin sanirim yazdiklari herseyi okudum merakli, ogrenmeye ac biriyim. yinede episteme'nin sınırsiz ve kainat boyutunda oldugu gerceginden hareketle.. kor cahil , ebu cehilim. cunku= hic bir sey bilmedigimi, biliyorum. vita somnium breve est (bkz: hayat kisa bir rüya

--- spoiler ---

okurken sıkılmayın kızlar. ben çok eğlendim. en azından takdire şayan bir emekçi. peki sen yazarken hiç mi sıkılmadın aq aç parantez kapa parantez.noktalar,eşittirler…

türkiye'de kültürlü olmak para etmediği,
para sahibi olmak para ettiği için çoğu erkek enerjisini "köşeyi dönme"ye yönlendiriyor.

sabah akşam kitap okuyan sanat ile ilgilenen adamların statüsü yüksek olsa, herkes kitap okur, sanatla ilgilenirdi.
onun yerine coin spor toto vs kovalıyorlar. çünkü bilgili adam jeep'e binemiyor, jeep'e binemeyen adam da, adam yerine pek konmuyor.

bu durumu değiştirecek kişi de erkekler değil, kızlar.

güzel kızlar jeep'e binen mahmut'u değil, entelektüel ama katlanır decathlon bisikletli deniz'leri seçmeye başlayınca işler değişir. mahmut bile kitap okumaya başlar.

bunlar hep doğal seçilimdir.