bu kez gazozu içmek için almadım ve dostlar içmek için alınmamış bir gazoz üzerine
işçi partisi pragmatizmi çok iyi gidiyor. söyleyecek pek fazla şey var velakin takım tutar gibi ideoloji tutmak böyle kalıplar örüyor insanın beynine. bunu her örgütte görmek mümkün, haliyle
türkiye gençlik birliği adıyla örgütlenmiş işçi partisi gençliğinde de. mevzuyu yine de bir kere anlatmak gerek.
mustafa kemal atatürk,
imtiyazsız kaynaşmış bir kitle'den bahsettiği için işin sadece bu kısmıyla ilgilenenler için sıkıntı yok. çünkü sadece bunu bilip, ötelerinde yörelerinde filan bunu şakırlar
resmi ideolojiye karşı duranların gerdanına ama onların unuttukları bir kongre var ki mevzunun koptuğu yer orası:
izmir iktisat kongresi.
işçi partili yurdum gençliği, biliyor musunuz gazozu dediğiniz gibi de kullandıktan sonra bir aydınlanma gerçekleşti bünyemde ve birden bire izmir iktisat kongresi'ni hatırladım. sonra
iş bankası'nın kurulması mevzusunu. sonra
ulus-devlet fikrini,
ulusal burjuvaziyi filan. bilmezsiniz ama izmir iktisat kongresi'nin en önemli sonucu ulusal burjuvaziyi yaratmak sonucudur. bunu yaparken de o dönem piyasada sözü geçen
gayrimüslimlerin kontrol ettiği parayı türkleştirmek mühimdi. bu paralar sayesinde iş bankası kuruldu ve bu bankadan ödenen krediler sayesinde bir türk zenginler grubu yaratıldı. bu türk zenginler yani ulusal burjuvazimiz, ulus-devlet'i inşa etmede temel ekonomik hamlelerden birini oluşturdu.asıl soru ve çelişki burada yatıyor. imtiyazsız kaynaşmış bir kitle hedefiyle yola çıkan mustafa kemal ve arkadaşları neden milyonerler yaratmak gayretine düştüler? "kaç milyonerimiz var? hiç. binaenaleyh, biraz şansı olanlara da düşman olacak değiliz. bilakis memleketimizde birçok milyonerlerin, hatta milyarderlerin yetişmesine çalışacağız." ifadesi kime ait? asıl önemlisi, bir kesim palazlandıkça diğer kesimlere yani yoksula ne imtiyaz tanındı? peki imtiyazsız toplum ideası ne oldu?
işin bir de bugünü var. adı işçi partisi olan bir parti, işçilerin ne kadar yanında sahi? peki
kürt işçilerle ilgili neler yapmışlar mesela? hadi kürtleri geçtim de
türk işçileri için ne yapmışlar?
türban/
başörtüsü karşıtlığı mı? eğer bunu yaptılarsa durum vahim, çünkü o gündemi işçi partililer tartışırken
tuzla'da işçilerin ölüm haberleri geliyordu ve ne yazık ki sadece 1 kere ve 2 kişi olarak oraya gelmişti işçi partisi. tam 1 ay boyunca orada olanlardan biliyorum bunu, olanlardan birisi bendim zira. peki işçi partisi işçiler lehine ne yapmış başka sahi? ha, evet, olan her olayın altında mutlaka onların deyimiyle siya yani
cia var. belki haklılardır da
yalçın küçük'ü savununca ne yazık ki
kot taşlama işçilerini savunmuş olmuyorsunuz. ya da taksim'de sadece dergi satarken az ilerde gerçekleşen
davutpaşalı işçiler için anmaya katılmış olmuyorsunuz.
konutkent'te panel düzenleyerek
1 mayıs hakkında ettiğiniz lafları yutmuş olmuyorsunuz. daha sayacak gırla mevzu var ama hepsinde sizin ortak rolünüz mağdurun yanında durmamak üzerine şekilli.
bana bir gazoz lazım ama içmek için değil!