bebek suratlı bir eleman vardı , gazetelerde resmi çıktı adam öldürdü diye, sonradan anlaşıldı cinayet işleyenin başkası olduğu, bir de kara kuru zayıf bir adamcağız vardı , kol gibi bıyıkları vardı amcamın ve genellikle de bebek suratlı elemana hafiften dokunduruyordu , bir de doktor erol bey vardı tabii ama o zamanlar doktor değil de hastabakıcı kılığında dolaşıyordu.
erol köse ayrıldıktan sonra yıllarca suskun kalıp, geçen sene bir dönem ismini bilmediğim bir üçüncü kişiyle daha birlikte
izmirin güzide yerel televizyonu
yeni tvde bir program yapan ikili ve bizzat
erol kösenin kendisinden oluşan örgüt. yeni programın ismi
komedi dans showdu.
tek kanallı yılların vazgeçilmez unsurlarından biriydiler. içinde bulundukları zamanın popüler yerli-yabancı parçalarını alıp basit bir senaryo eşliğinde kolaj yaparlardı. şahsi bir kanaât olmakla beraber izlemesi bir nebze de olsa keyif verirdi. grup üyelerinden biri uzun boylu, esmer, bıyıklı; diğeri kumral, yeşil gözlü idi. üçüncü grup üyesi ise erol köse'ydi. şu anda grubun erol köse haricindeki elemanları yanlarında bir bayanla, aynı isim altında izmir sahnelerinde mesleklerini icra etmektedirler.
cocuklugumda bati klasik muziginden arabeske bircok sarkiyi parca parca ezberlememe yol acan grup.
ornegin l. v. beethoven'in allegro canbrio'sunun arasinda ibrahim tatlises'in ben insan degil miyim girisi olmadigini cok sonra ogrenmistim.
erol kose degil de obur
biyikli olan elemanin öldügünü duymu$tum. ya$iyosa kulaklari cinlasin, kusura bakmasin...
yaz kış yalınayak gezdiğimiz ama bir kez olsun üşütmediğimiz o güven ve umursamazlık dolu hayal meyal anımsanan çocukluk zamanlarından iyicene derine kazınmış ama gömülememiş bir sahne daha..
komedi dans üçlüsü'nün tüm dünyaya adını altın harflerle kazıdığı ve dünya gençliğini kasıp kavurduğu o şaşalı müzik dönemimizde tüm dünya çocukları gibi biz de üç arkadaş bir araya geldik mi komedi dans üçlüsü kasetleri çalıp hunharca eğlenirmişiz. kapı komşumuzun kızı ve bir sınıf arkadaşı, bir kız iki oğlan dandik bir teybe üstünde o sticker yapıştırmalı kaset furyasına ait bir komedi dans üçlüsü albümü koyardık. format gereği potpobi havasında ardarda gelen türk pop müzik besteleri eşliğinde raksedip konsepte uyardık. misal, bir sahnede kıza dizüstü serenat yapıp abisine yakalanan ben, müzik değiştiğinde bir anda sınıf arkadaşımın babası rolüne bürünebiliyordum. böylesi hızlı-seri-değişken bir tiyatro performansı gösteriyorduk kolayca. bu arada şarkıya dudak oynamalarıyla eşlik etmeler, mimikler.. söylemeye dahi gerek yok. komedi dans üçlüsü bizim ilahımız, biz de dünyanın koreografi üstadlarıydık. kendimize güvenimiz tam, kimseden korkumuz yoktu.
grubun hızla düşüşünü ve dünya basınında bu olayın çalkalanışını anımsıyorum.. sonra da komedi dans üçlüsü denen bir fenomenin tamemen ortadan kaybolduğunu.. aradan yıllar geçtikçe, vücutlarımızda ve sonrasında hayatımızda epey değişiklik oldu haliyle.. önce ortaokulu, sonra liseyi bitirdik.. reşit olduk. sonrasında yine geçen yıllar.. kapı komşusu kız arkadaş zengin bir koca bulup evlendi. çok geçmeden kucağında bir çocukla boşandı. bizim sınıf arkadaşı hayta oldu, serseri oldu, piç oldu. adeta bir orospu çocuğu oldu. ayda bir topuğundan vuruldu. biz ise malum, saç sakal birbirine karıştı, manisa tarzanı'na döndük. bir de sürünceme de kaldık ki sorma gitsin.. yani hepimiz itin götüne girdik desek yeri.. kısacası o çalıp çalıp oynadığımız komedi dans üçlüsü kaseti, ringu'nun vhs kaseti gibi hepimizi lanetledi. belimizi o gün bu gündür doğrultamadık. çocuk kahramanlarımın hepsi en zayıf olduğum anlarda nasıl terkettiyse, komedi dans üçlüsü de öylece aciz bıraktı terketti bizi. şimdi geride kalan üç kurban, yitip giden seneler ve o stickerlı ucuz kaset sadece..
aslında benim çocukluğum da iyi geçmedi.
izel çelik ercan'dan sonraki en gereksiz üçlü.
erol köse isimli türk büyügünün, topluma malolma yolunda ilk adimlari atmasini saglamak gibi bir misyonu yerine getirip, tarih sahnesinden silinmistir.