bazen açıp açıp dinliyorum, dönemin ittihatçı ve ittihatçı olmayan genç subaylarının, askerlerinin içlerindeki nefreti ve paşayı dinlerken hissettikleri çoşkuyu hayal etmeye çalışıyorum. nefret kolay anlaşılabilir bir durum içinde yaşadığımız dönem itibariyle ancak o çoşkuya henüz muvaffak olamadık, tahayyülü zor.
bu konuşmaki dil, vurgular, duraklamalar, ses tonunda duyguyu daha iyi ifade edebilmek için yapılan yükselme ve alçalmalar
* günümüzle karşılaşması çok zor belki de imkansız bir hitabet örneği, tek kelimeyle muazzam.
bu vesileyle allah paşamızın şehadetini kabul eylesin diye duamızı da etmiş olalım.