kırıkkale'de arıtma tesislerinin yenilenmesine ve suyun içilememesine bağlı kalınarak çok rahat bir şekilde cevaplandırılabilecek bir soru.

artik haykirilmasi gereken soru, hemen simdi!

“kizilirmak suyu sagliksiz... icindeki sulfat ve klorur orani asiri dozda... ustelik bu suyun ankara’ya yonlendirilmesi gectigi yorelerdeki dogal dengenin bozulmasina yol acacak. gerede suyu ankara icin daha uygundu. bu uyarilara ragmen kizilirmak projesi ilerliyor. acaba kizilirmak suyunu ankara’ya getirmek sart miydi? yoksa isin icinde baska isler mi var? elektrik muhendisleri odasi ankara subesi ilginc bir saptamada bulundu..

diyor ki oda:
‘ankara’nin icme suyu dagitim sebekesinde yuzde 50 kayip oldugu resmi verilerle sabittir. bu durumda kizilirmak suyunu getirmek yerine dagitim sebekesinin niye iyilestirilmedigi ve kayiplarin normalize edilmediginin ankaralilara aciklanmasi gerekmektedir. her seyden ote ankara’nin barajlarindaki su miktari nasil birdenbire yuzde 5 seviyesine dusmustur? niye bu noktaya gelmeden once onlem alinmamistir? sertlik derecesi, klorur (30 kat) ve sulfat (16 kat) oranlari yuksek kizilirmak suyunun ankara’ya getirilmesinden kimler, ne cikar elde etmektedir?’

melih gokcek bu sorulara yanit vermelidir..”

(‘kizilirmak sirri’, melih asik, http://www.milliyet.com.tr/…7/08/07/yazar/asik.html)

daha once gormezden gelinmis benzer uyarilar ve aci sonuclari icin:
• (bkz: gokcek ekoluyle sorunlara kolay ve kesin cozumler /#11095660).
• (http://www.fotoajans.com/…urk_unlu/c/cahit_aral.jpg), (bkz: karadeniz de kanser vakalarinin artmasi/@aegeus), (bkz: karadeniz de kanser vakalarinin artmasi/@superstar).
• (bkz: istanbul ankara treninin raydan cikmasi/@portakal kabugu receli), (bkz: istanbul ankara treninin raydan cikmasi/@venus).
• (bkz: dilara dumru/@rosina), (bkz: dilara dumru/@nisandede).

(bkz: ankara ya su degil zehir gelecek)
(bkz: ankara nin su problemi/@tolog)

bu soruya gelene kadar o kadar çok soru var ki.

ankara'nın susuz kalacağı belli idi. kaç yıl öncesinden uyarılar yapıldı, dinlemediniz...
ankara önümüzdeki 5-6 ay boyunca ve belki de daha fazla susuz kalacak. yani salgın hastalıklar kapıda... bir acil durum planınız yok.

şimdi de kızılırmak'tan su getirelim diyorsunuz. bu arada kızılırmak'a neden kızılırmak denir biliyor musunuz? çünkü kızıl akar, kahverengi akar. içinde aluvyon taşır. zehirli oluşuna gelinceye kadar kızılırmak temiz bile olsa işme suyu olarak kullanılması, arıtılması mantıklı bir iş değildir. pahalıya patlar. hem 184 m3/sn debisi olan kızılırmak'ın debisinin 10 m3/sn'ye düştüğünden haberiniz var mı? yani kızılırmak'ın bütün suyunu bile kullansanız 864.000 m3/gün yapacağını hesaplayamıyor musunuz? peki ankara'nın günlük su ihtiyacı ne kadar? 1.2 milyon m3/gün... şimdi gelin kızılırmak'tan taş çatlasa 500.000 m3/gün su çekebileceğinizi düşünün ki yasalara bakarsak doğal dengenin korunması falan derken o kadar bile su çekemezsiniz. ama hadi hükümet akp'li ve size bölgedeki doğal hayatı sonlandırmak pahasına bile olsa bir kıyak yaptı diyelim... bu su gene de yetmez. diyelim ki su yetti bu suyu arıtmak (içindeki aluvyondan dolayı) çok pahalıya patlayacaktır. başka bir deyişle suya zam, uzun vadede kötü arıtma ve içme suyu kalitesinde düşüş...

bakın bu noktaya kadar daha hiç zehirden falan bahsetmedim. şimdi gelin ve bölgedeki sanayi kuruluşlarının (atıksu arıtma tesisleri bile olsa) deşarj sularını bu nehire verdiğini düşünün. ki yapılan analizlere göre sudaki ağır metal yükünün çok olduğu söyleniyor. bu ağır metalleri arıtmak mümkün mü? evet... ama ooo maliyet alır başını gider ki zaten kızılırmak'ın suyu içinde ağır metal olmasa bile arıtıp içme suyu olarak kullanmak için uygun değil. ayrıca ivedik'te kurulu ankara içme suyu arıtma tesisi bu nitelikteki suların arıtılması için dizayn edilmiş değil ki. kısaca ankara atık su arıtma tesisinden çıkan suyu alıp arıtsak bile daha mantıklı.

yani hangi akıl ve mantıkla, hangi mühendislik çözümü ile kızılırmak'tan getirilecek su ile ankara'nın su ihtiyacının karşılanabileceği sonucuna varıldı çok merak ediyorum. ve ne yazık ki bence bu sorunun cevabının da bu projenin ihalesi almış kişi ile yakından alakası vardır... ne de olsa halkın sağlığı, ihtiyaçları o kadar önemli değil. önemli olan bunların kendi zihniyetlerini ve yandaşlarını ne pahasına olursa olsun beslemek.

yani bari şimdi uzmanları dinleyin be!

kızılırmak suyu zehirli midir zehirsiz midir diye düşünmek abesle iştigaldir. abesle iştigaldir çünkü bilimsel yönden bir keresinde zehirli çıkan su bir saat sonrasında, 1 gün sonrasında zehirsiz çıkmaktadır ve bu sonucu verenler hıfzıssıhha ve akademik kurumlar gibi inandırıcılığı olması gereken, halkın hakkını savunan kurumlardır. akademik kurumların ve hıfzıssıhha'nın adının karıştığı ve bilimsel bir sonuca varılamamış raporlar göz önüne alındığında, su olarak halkı zehirlememişse de durum olarak, kurumlara güven olarak, halka saygı, bilime saygı olarak zehirlenmiş bir konudur.
sonuç olarak insanlık ve kurmuş olduğu kurumlar su ile değilse de su sayesinde zehirlenmiştir. böyle pespayelik, böyle aymazlık ancak ve ancak zehirle olur.

cevabini, gozlerimin onunde yapilan analiz sonuclarini duyduktan sonra, herkesin cok rahat verebilecegi soru.

ankaranin neredeyse 10 farkli noktasindan alinan musluk suyu numunelerinde yapilan arsenik tayini suyun arsenik konsantrasyonunun 3 ila 5 ppb^*civarinda gozlemlenmistir ancak bu sadece tek bir gun tek bir ornek ile yapilan deney sonucudur. tartismalarda boy gosteren arsenik miktari who, yani dunya saglik orgutunun sinirladigi 10 ppb nin altinda oldugu asikardir. ammavelakin ayni su, turk standartlarinda yer almayan yani icme suyunda cok miktarda bulunmasinda turkiyede yasal sakinca olmayan aox yani adsorplanabilen organik halojenler miktar olarak incelenmis ve cok tehlikeli olan bu maddenin miktari cok yuksek bulunmustur. sularin dezenfeksiyonunda klor kullanilan tesislerde eger organik madde bulunursa olusan aox, oldukca temel bi kirleticidir ve uzun sureli kullanimda tesir eder.

herkesin ne dusundugunun otesinde, bir cevre muhendisi olarak, ankaranin yeni icme suyunu icmem, sevdigim kimseye de icirmem, hatta yemeklerde bile imkani olan insanlarin kullanmamasini tavsiye ederim.

hakkında odtü çevre mühendisliği 24 haziran ve 15 eylül 2008 tarihlerinde iki rapor yayımlamıştır:

http://www.enve.metu.edu.tr/…ne_24_haziran_2008.pdf
http://www.enve.metu.edu.tr/…tine_15_eylül_2008.pdf