yarıştığım ve 15 binlik soruda elendiğim program. program hakkında güzel şeyler yazmak isterdim ancak maalesef pek de öyle değil durum.
program sırası ve sonrasında yaşanan elenme sendromundan bahsetmiyorum. elendikten sonra sosyal medyada şahsıma gelen yorumlar en üzücü olanıydı.
taktığım küpeden dolayı mı küfür etmeyen kalmadı ya da hayalimden dolayı mı... adı üstünde, "kim milyoner olmak ister" diye soran bir yarışmada elbette 'milyoner' olma isteğim olacak. 5000 lira için kimse o zahmete, strese, eziyete girmez.
ama ben 'şarap mahzeni' hayalimden dolayı delicesine eleştirildim, götümde tıpalar mı patlamadı ya da cami yaptırmadığım için mi eleştirilemedim, bilemiyorum...
ancak şunu anladım, eğer bir hayaliniz varsa ve buna ulaşmak için cesur olursanız itin götüne sokulmaya çalışırsınız. mutsuzluğunuzla da başka insanlar mutlu olur. türkiye'nin haleti ruhiyesi ortaya çıktı. insanların terbiyesizliği, huzursuzluğu, kıskançlığı...
bu entryle sınırlı kalmayacak program görüşlerim. sıcağı sıcağına yazayım dedim. belki editlerim, belki de devamını getiririm.
misal birisi konya turu yapabileceğimi yazmış, diğeri de akbilimi doldurabileceğimi. bir arkadaşımızın annesi ise kendi terbiyesine yakışır şekilde: "götüne şarap tıpalarını kapak yapar" yazmış. aynı terbiyede olsam, annenle bir gün tanışmak isterim yazabilirdim. ama en fazla ahmet çakar'laşabiliyorum. herhalde o da atv'nin, sabah grubu'nun havasının suyundan... bu yorumları yazanlarla ayrı ayrı tanışmak, kendimi tanıtmak isterdim. bunu tehdit havasında söylemiyorum. cidden tanışıp konuşmak, bu arkadaşları tanımak, neden bu kadar mutsuz olduklarını öğrenmek ve dertlerine çare bulmak isterdim.
hayal kurmanın bile suç olduğunu zanneden, başkalarının hayalleriyle dalga geçenlerin olduğunu görmek, ciddi bir sorun olduğunun göstergesi zira.