hardcore osmanlıcı bir arkadaşım vardı, gümrü antlaşması ile sevr'i kıyaslıyordu. "biz sırf savaşı kaybettik diye (daha ne olacaktı amk?) sevr'de bize o kadar madde dayadılar. ermenistan da savaşı kaybetti, biz neden gümrü'de bunların hiçbirini istemedik?" diye tbmm'ye olan sitemini dile getiriyordu.

insanın tarih bilgisi antik yunan heykellerinin penisi kadar olunca böyle oluyor.

bırakın koca adayı kapalı maraş' ı bile bm izin vermediği için kullanamadığımızı düşünürsek cevabı belli soru.
bir de bunun aldığın toprağı elinde tutma kısmı var. adada yaklaşık olarak 1 milyon rum var şu anda. yani türk nüfusunun yaklaşık 3 katı. aldın sonra nasıl elinde tutacaksın sayın strateji dehası? yedirirler mi ulan akdeniz' in ortasındaki stratejik konumu çok değerli olan adayı sana?
o dönem harekatı yapabilmemiz bile mucizeyken saçma sapan sevdalara girmemiş olan ecevit' i tebrik ediyorum. çünkü tamamını alsaydık şu ana kadar 30 kere elimizden alırlardı. keşke bir şekilde şu maraş' ı da alabilseydi.
(bkz: allah rahmet eylesin)

uzun adam emir versin akşam namazını guney kıbrısta kılarız. ^*

amaç fetih olmadığı içindir. kıbrıs'ta sadece düşman ile çatışmaya girilen yerler alınmış hatta nüfus olmayan yerlere o gunden beri dokunulmamıştır. en büyük örnek de kapalı maraş.
o günden bugüne dokunulmamış zamanın tamamen durduğu yerdir.

bir soruyla "siyasetten anlamam, trollükte üstüme yok" diyebilme yeteneği.
bu self teşhir için soruyu soran arkadaşa teşekkür ediyoruz.

rome total war dan edindiğim tecrübeyle almışken! tamamı alınabilir şeklinde düşünen bir insanın sorusu olabilecek düşünce.

sanırım o işler osmanlının ilk zamanlarından beri öyle olmuyor. zaten oyunada boşuna rome dememişler değilmi azizim. iyisimi siz civilization oynamaya başlayın, bir süre sonra diolomasi falan da devreye giriyor o oyunda ufkunuz açılır.

sadece birkaç saat sürüp tamamlanmak üzere planlanan bir harekat üç gün sürmüş, bugün harp okullarında başarısız bir operasyona örnek diye okutuluyor. köhne ekipman, eğitimsiz birlikler, komuta kademesinin vizyonsuzluğu, koordinasyon eksikliği ve sair beceriksizlikler yüzünden tsk'nın nefesi ancak o kadarına (yani bugünkü yeşil hat sınırına kadar) yetmiş, plan dışı bir ikinci harekat gerekmiş. ve o ikinci harekat da bugüne kadar türkiye'nin dünyanın gözünde işgalci sayılması ofsaytını beraberinde getirmiş, haklıyken haksız durumuna düşürmüş. ve ondan sonra da bugün birileri çıkıp kıbrıs'ın tamamı 1974'te neden alınmadı diye soruyor. üstelik bu suali soran, bir tane çift kürekli kayığımızın bile olmadığı 1922'lerde oniki adalar'ı neden almadık diye hayıflanıyor, öncesinde viyana'ya niye giremedik diye dövünüyor ve tabii ki şam'da abdest alıp moskova'da namaz kılmaktan söz ediyor. tanımla tamamlayalım: cevabı durumumuz yoktu olan sual.

.

alınamazdı da ondan. marshall yardımları ve ordumuzun modernize edilişi ile kaynaklı. amerika bize tüm eski teçhizatını nato savunması kapsamında verdi, kıbrıs harekatından önce de başkanın mektubu var bu silahları kıbrıs harekat yapın diye vermedikleri diye. buna rağmen rahmetli ecevit kararlılık gösterdi ve amerikalı karşımıza alarak bu harekat gerçekleşti. dönemin gazeteleri uçaklarımizin 21. kalkisini yapacak lastikleri mızın olmadığını yazdı,ecevit de bunu doğruladı. o uçakların teçhizatın devamlılığı yoktu, harekata devam etmek olanaksızdı. dışa bağımlılık böyle bisi. amerikanin o mektubuna muhafazakar kesim başta olmak üzere çok tepki gelmişti halktan ama bu bir anlaşmaydı ve altında o yardımları alacağız diye inzamiz da vardı.

komik işte erbakan almış filan.

ilginç konulardan bahsedeceğim. yamacıma yanaşın hele.

öncelikle elinize bir kıbrıs coğrafya haritasını alın. ve aldığımız ve almadığımız yerlere bir bakın. bir fark görebilecek misiniz bakalım? dikkat edersen aldığımız yerler dümdüz bir ova. almadığımız yerler ise tepelik dağlık bir coğrafya. bunu bir aklında tut.

kıbrıs barış harekatı tam bir lojistik, planlama ve harekat fiyaskosudur. girneye çıkan birlikler paraşütçülerimizle ve mücahitler ile çarpışmış, ortada fol yok yumurta yokken ucaklarımız kocatepe muhribini batırmıştır. bu tüm olumsuzluklara rağmen sahadaki askerin fedakarlığı ve kahramanlığı sebebiyle bugün alınan yerler vardır. bu da ikinci bunu aklında tut.

diyelim ki adanın her yerini işgal ettik o coğrafyanın bedelini ödedik, şehidimizi gömdük, adanın hepsini aldık. coğrafyayı aklında tutumuştun ya, niye şehit veriyoruz ulan sorusunun cevabı o coğrafya çünkü. neyse geçelim adanın tümünü aldık ama rumları ne yapacaksın? hepsini öldürecek misin? yoksa gemilere bindirip yunanistan'a mı göndereceksin? ki hatırlatayım yunanistan'da an itibariyle darbe olmuş durumda ve mübadele için müzakere edebileceğin bir hükümet yok. ve o rumlar yüzde binbeşyüz isyan edip askerini öldürmeye aracını bombalamaya başlayacak. demin aklında tut dediğim ikinci konu var ya. işte sen bu isyanı beceriksiz lojistiğin ve beceriksiz planlamanla ve olmayan para ve petrolün ile karşılayıp daha çok şehit verecektin.

şimdi bir daha düşün bakalım. o adanın hepsini almak mı akıllıca? yoksa tutabileceğin yerde durmak mı akıllıca?

sanki fatih'in fedaisi kara murat da "kıbrıs'ı neden almadık erbakan alalım demişti" diyor.
gerzek!

saçma soru.

"sabaha kadar ancak yarısı alınabiliyor be canısı. git tamamını sen al" şeklinde cevaplanabilir elbette.