kertenkele öldürmek
Next (2) - Last Page (4)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

"bunlar cehennemde yanmamiz icin odun tasiyacaklar " diye kandirilan arkadaslarla beraber kertenkelelerin kokunu kazimaya calisirken gerceklestirdigimiz eylem, sonradan cok pisman oldum o ayri konu,

(bkz: kertenkele uzmani)
1 favorites - -
0 favorites - -
(bkz: #16601229)
0 favorites - -
yaklaşık on dört yıl kadar öncesi. almanya'dan araba ile çıktığımız seyahatimizin fransa etabındayız. aylardan haziran olmalı. hava çok sıcak. metz'deyiz. yanlış hatırlamıyorsam tabi.

arabanın ön kısmından yükselen dumanlar ürkütüyor arka koltukta oturup dirseklerini ön koltuklara dayayıp kafasını ortadan aşağı sarkıtarak anne ve babasının arasından yolu izleyen beni.

bozuluyor arabamız. yalnızız. şehir içinde bile değiliz. etrafta tek tük evler. evlerin arasındaysa bir kilise goze carpıyor. en azından babamın gözüne çarpmış. çekine çekine yaklaşıyoruz kapısına, tanrı'nın evi değil mi sonucta, korkacak ne var. kutsal bi mekan işte. oyle ihtisamlı falan da değil, kücügünden şirin mi şirin bir yer.

biri upuzun sakallı, diğeri ise sinek kaydı traşlı bembeyaz saçlı iki amca, bizi karsılıyor. buyur ediyor. allah razı olsun diyoruz. anlatıyoruz derdimizi. papazların ingilizce bildiğini varsaydım burada. nitekim babamın fransızca bilmediğinden eminim.

neyse, yiyoruz iciyoruz, bisküviler, çaylar. ikramlardan sonra muhabbet devam etmekte. ne yapabiliriz, almanya'ya geri nasıl dönebiliriz, arabanın tamiri vs. e çocuk halimle sıkılıyorum muhabbetten, zaten o ara yabancı dil de yok. kalkıyorum. yürümeye başlıyorum kilisenin bahcesinde.

yerde bir taş bulup futbol oynamaya başlıyorum. sıkılıyorum. taşı elime alıyorum. ufakça bir sey. masum. ama içimdeki şeytanı açığa çıkaracağını bilmiyorum o anlarda. yürümeye devam ediyorum bahçede, iyice alışmışım kiliseye. kırk yıllık mabedimmiş gibi de rahatım.

bir an duraksıyorum, bahçe kapısının hemen dibindeki alçak duvarda, bir kertenkele görüyorum. hareketsiz.durmakta öyle, masum. hayır diyorum kendime, ısrarla. üst üste. kilisedesin, katil olamazsın.

tabi ki böyle bi sey dusundugum yok.

o anda içimden bir ses taşı kertenkeleye fırlatmam gerektiğini söylüyor. hem uzağındayım da zaten. vuramam ki.

fırlatıyorum, istemsiz. ve olmayacak olan şey oluyor. hedefi tutturuyorum. isabet.

zavallı ufak kertenkelenin kuyruğu gövdesinden ayrılıyor. korkuyorum. kilise'de bir canlı öldürmeye teşebbüs etmiş olmak küçük ruhumu oldukca zedeliyor bir anda.

anneme kosuyorum sucluluk duygusuyla. göz yaşlarım saf ve içten.anlatıyorum. olay mahaline goturuyorum onu. ama yok. oysaki daha biraz once oradaydı.

kim bilir... bilemiyorum... üstünden bunca yıl geçmesine rağmen unutamıyorum hala.

papazlardan biri kendi arabası ile bizi tren istasyonuna bırakıyor, almanya'ya geri donuyoruz. trende aklımda hep o kücük kertenkele var.

şimdi bile hatırladıkca aklımda aslında, o anda ölüp ölmediğini merak ediyorum... fırlattığım taşın ona gelmeyeceğini düsündüğümü, kotu bi niyetimin olmadıgını bilmesini istiyorum.

belki de bu yüzden, on dört sene sonra evimin bahcesinde gordugum, lambanın içinde saklanan o kertenkeleye dokunmayısım. yanlıslıkla zarar vermekten de korkuyorum.

kertenkeleyi öldürmekten de.
1 favorites - -
zinhar günahtır.
0 favorites - -
bende şöyle bir hikayesi bulunan öldürme;

çengelköy'de, küçük bir çam koruluğuna bakan evimizden çam kokusu ve börtü böcek eksik olmazdı.
bir gün hanım dedi ki; beey beey! çamaşır odasında kertenkele var!

heyoo diye seviniverdim. kertenkelelere karşı salakça bir sevgi beslerim.
ama hatun korkmuş bir kere. zarar vermeden doğaya döndürmek lazım gariban kertenkeleyi.
bizim çamaşır odasında takılmaktan çok memnun olduğunu sanmıyorum.

buldum kertenkeleyi, kovaladım biraz, yakalayamadım tabii. sonra gittim fare yakalamaya yarayan iğrenç yapışkan şeyden aldım.
bir kağıdın üzerine mercimek tanesi kadar sıktım, bir iki gün sonra bizimki yakalandı tuzağa.
fakat o da ne? tam kafadan yakalanmış! debelenip duruyor.
uğraş didin, ayıramadım onu ordan. az zorlasam elimde kalacak, öyle lanet birşeymiş bu yapıştırıcı.
düşün taşın, yapacak birşey yok. garibanı öylece doğaya bırakıverdim suratına yapıştırdığım kağıtla.
belki zamanla kendiliğinden oradan ayrılır, ne bileyim devlet bişey yapar.
ama büyük olasılıkla ölmüştür. ve ben çok pişmanım.
0 favorites - -
0 favorites - -
0 favorites - -
islam dinine göre büyük sevabı olan eylemmiş. bugün de bunu öğrendik. hadisler sahihmiş bir de.

efendim bu hayvan ibrahim'in ateşine mi ne körükle gitmiş de o yüzden lanetlenmiş. hikayeye bak perili dizilerden daha saçma.

nerden tutsan dökülüyor şurdan tutalım. ulan velev ki bunun milyon göbek ötesindeki bir atası terbiyesizlik yapmış torununun suçu ne?

ayrıyeten sen bu yaratığın akli melekelerinin olduğuna nasıl inanırsın? şaka gibi. hani allah bu hayvanları programlıyordu. suçu programcıda ararım ben.

pardon anlamayız biz bu işleri bizim gönül gözümüz kapalı.
0 favorites - -
sevaptır. ama döllenmiş bir zigotu öldürmek haramdır. çünkü o bi canlı :(
0 favorites - -
Next (2) - Last Page (4)