kendini solcu sanan liberal
Next (2) - Last Page (2)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

solun asil amacinin esitlik oldugunu bilmeyen, siniflar arasindaki celiskinin derinlestigini fark edemeyen, veya bunlari bildigi halde gercekleri carpitmak amaciyla solun icini bosaltan, solu asil amacindan saptiran sahistir.

sinifsal celiskileri ve esitligi ikinci plana itmek icin kimlik siyasetine sarilirlar; bu acidan milliyetcilerden hicbir farklari yoktur. "sol liberal" diye ortaya cikan tipler, piyasanin izin verdigi olcude ozgurlukcudurler. komunistlere bile "ulusalci fasist" ve "ergenekoncu" diyerek saldirirlar.

bircogu fethullahcilar tarafindan beslenmekte ve yemlenmektedir. nedense akp'yi cok severler.
0 favorites - -
geçersiz bir tanımdır, kavramlar karıştığı için liberal olan solda yer alamaz gibi düşünülmektedir. oysa sol ve sağ zaten liberalizmin içinde doğup büyüyen kavramlardır. günümüzde solculuğun liberalizmin karşıtıymış gibi sunulması emperyalistlerin çalışmalarını kolaylaştırmaktadır, çünkü emperyalizm karşıtları solculuk şablonu ile kendilerini sunmakta dolayısıyla demokrasiyi savunmakta, dolayısıyla burjuvaziyi kollamaktadırlar; biliyoruz ki demokrasi burjuvazisiz olamaz. ayrıntılı bilgi için #8018781
1 favorites - -
(bkz: liberal sol)
0 favorites - -
kendini solcu sanmakta değildir.

kendini solcu olarak göstermeye çalışmaktadır.

bir ajandır. kapitalizmin binbir yüzüne bir yenisini eklemekle görevlendirilmiş olan; görevini bilerek ve isteyerek yerine getiren bir ajandır.

amaçları solcuların arasına karışmak, solculardan -sözümona- birisi olmak, ve böylece solculara saldırmak ve böylece kapitalistlerin "bakın solcular arasında da bizimle aynı görüşte olanlar var" dedirtebilmektir.
0 favorites - -
(bkz: murat belge)
0 favorites - -
(bkz: kemal derviş)
0 favorites - -
pançlaynı öne koyayım: solcular arası nifaka ve münafıklığa inanıyorsun da, liberaller arası hizipe niye inanmıyorsun?

kendini solcu sanan liberal'i tevkif edebileceğine inanan gerçek solcuya göre liberal, 'bir yere kadar solcu' gibi bir şey. o bir yer neresi? ekonomik sistemin lağvedilme lüzumu mu? değil. aa nasıl olur deme, değil. sen de biliyorsun liberal'in de kapitalizm eleştirisi yapabildiğini. tarihin sadece kozmetik değil mutlak değişimler geçirebildiğine inanabildikleri halde, ve bu başlı başına solcu tanımını karşılamaya yeterliyken, kendine 'gerçek solcu' demeyen liberaller de kapitalizmden rahatsız olabiliyorlar. ama ne kadar ve nasıl rahatsız oluyorlar? gerçek solcu, sanırım, liberal'in nihai yargısı ve aktif siyasetindeki bu hali sorun olarak görüyor, arızalı buluyor, kendi aktif siyasetine de liberal'i kendini belirginleştirecek top sakallı kötücül ikizi olarak bu şekilde harç ediyor. (bkz: evil twin goatee)

gerçek solcu'ya göre ideal liberal, özgürlüğün bağlamından kopmuş. ideal liberal'e göre ise o bağlam, ekonomik bir sistem ve ona eşlik ederek evrimleşmiş ve ancak kendi hızı ve mecraında gelişebilecek olan en nihai, bir ihtimal tarih-ötesi formuna ulaşmış. yani devrim'i nasıl gerçekleştireceğinden emin olan gerçek solcu'nun karşısında görmek isteyeceği ideal liberal, evrimin bugün'ü nasıl da mümkün olan en ideal form'a ulaştırdığı konusunda imanı tam ve bütün liberal olacak; ve tam tersi de.

hikayeyi buraya kadar takip ettiyseniz karşıtlığı biliyorsunuz: 'gerçek solcu', ideal liberal'in sıfır noktasından konuşuyormuş gibi yaparken aslında ekonomik-siyasal-sınıfsal ayrıcalıklarıyla uyumlu bir güman ve tereddüt yaşadığını, gayet meşru bir ad hominem'le temellendirilmiş bir reel-politik analizle anlatarak giydiriyor (ve haklı), ideal liberal ise gerçek solcu'ya bu tarz aciliyetlerden bahsedenlerin kurduğu iktidarların en azından nispi çerçevede sikimsonikliklerinden, tarihten örneklerle bahis açarak psikolojik bir bağlam üzerinden temellendirilmiş meşru ad hominem'le artniyet, maskeleme ve açmazlarını itham ve ihbar ediyor (ve o da haklı).

e iki taraf da haklıysa, tarih de değişiyorsa, evrimle ya da devrimle, ya punctuated equilibrium ile falan bir değişim olacaksa, ve bu değişim muhafazakarın sınırlı evrenine uyumsuzluğu sebebiyle sapkınlık olmayacaksa, ya da, muhafazakarlıktan sapmaya, muhafazakar tarafından sapıklık ile itham edilmeye amenna ise, bu müşterekte buluşmak, ideal ve gerçek ayrımından çıkıp şimdi ve burada kaynaşmak bana daha makul geliyor. kendini solcu sanan liberal'i sol'a bu kadar yakınken tekmelemektense anlamaya çalışmak, kazanılabiliyorsa kazanmaya çalışmak, bunun için de kendi gerçeğini feda etmeye hazır olman lazım. yok o gerçek çok gerçekti iyiydi, bir sorunu yoktu, tıkır tıkır işliyordu diyorsan, o zaman muhafazakar olay ufkunun perdesi de nazlı nazlı dalgalanmaya başlıyor. şafaklar gibi.

mesajım: birilerine puan verecekseniz, her zaman gidişten, niyetten ve kanaatten puan verin, puan alacaksınız.
1 favorites - -
her ne kadar türkiye'de islamcılara destek veren sol liberalle harrbi* akp karşıtı solcu arasındaki çatışma gibi okunsa da sscb'nin çöküşünden sonra dünya çapında ortaya çıkan bir kavram savaşının yansımasıdır bu sıfatlandırma sevdası.

herşey fransız devriminin üçü bir aradası olan özgürlük, eşitllik, kardeşlik kavramlarının aynı pakete sığdırılamamasıyla başladı aslında. gerçi bu kavramlar o pakete başlarda sığıyordu da kapitalizm kendisine yönelik muhalefeti içselleştirecek "reformizmin kaldırma gücü"nü keşfettikten sonra işler değişti. yoksa john stuart mill örneğinde görebileceğimiz gibi sosyalizme en azından fikir bazında şimdikler kadar alejik yaklaşmayan liberal babalarla friedman* pragmatizminin arasında ve hatta bu tarz bir pragmatizmle john rawls tipi egaliteryan eğilimli yaklaşımlar arasında bile yadsınamayacak farklar vardır.

sscb'nin önemine gelelim o halde. sscb kendisini gördüğü gibi komünizme giden yolun öncüsü olduğundan değil de daha çok sol ideallerin canlı tutulması açısından ideolojik bir denge unsuru olması nedeniyle eski denklemde önemli bir unsurdu. ki bu vesileyle wallerstein'ın sscb tipi "eski sol"u dünya sisteminin hakim ideolojisi olan liberalizmin soldaki (muhafazakarlığı da sağdaki) dayanağı olarak görmesinin başlangıç itibariyle doğru olduğunu düşünüyorum. sscb'nin çöküşü ise her çeşit sol eğilimin belli ölçüde içerdiği eşitlikçilik trendinin dayanaksız kalmasıyla sonuçlandı diyebiliriz. yani sol, etiket olarak varlığını sürdürdü ancak meşruiyet zeminini kaybettiği için pragmatik bir tercihle oyunu sağdan kurarak kitlesel destek arayışına girdi**. eşitlikçi trendin düşüşüyle 80lerde hakim kapitalist ülkelerde coşan ve daha sonra dünyaya yayılan neoliberal saldırıların sağanağı altında bir süre kalınınca oyunu sağdan kuran ve solun entelektüel desteğiyle güçlenen sol-liberal arayışlar fikir bazında "eski sol"un bıraktığı boşluğu doldurmaya başladı. hatta bu tarz fikirlerin "sol" var olmadan eşitsizlik trendinin yıkıcı sonuçlarıyla hegemonik olarak daha zor başa çıkılacağını anlayan orijinal liberallerden de destek gördüğünü söylemek mümkün. tv tartışmalarında solun zayıflığından dem vuran sağcıları illa ki görmüşsünüzdür. (daha ilginç bir örnek: geçenlerde graham fuller türkiye'ye sol lazım gibilerinden konuşuyordu)

dolayısıyla sol eğilimli (kendini solcu sanan?) liberaller kapitalizmin hegemonik devamlılığı açısından baş gösteren bir problemin sonucunda ortaya çıkarak eski "ilerlemeci" solun bıraktığı boşluklara mevzilenmiştir. kendileriyle diyalog imkanı mevcut olsa da sol idealler açısından mücadeleye "eski sol"dan daha fazla katkıları olduğunu söyleyemeyiz.

sözün özü, radikal arayışlar kendilerini klasik reform mücadelesinde kurdukları/kurabildikleri ittifaklarla değil de "yeni"yi/alternatifi kurdukları/kurabildikleri ölçüde gösterebilecek ve kitleselleşme fırsatlarını kendi elleriyle yaratacaklardır. yoksa sol perspektiften bakıldığında klasik parlamenter ittifak arayışlarıyla sosyalizme geçiş fikri 73'teki darbe olmasa da içine düştüğü krizden kurtulup kurtulamayacağı şüpheli olan allende-şili deneyimine bakılarak çürütülebilir.

eski solla liberal solun daha eski bağlantıları için şu bakınızı vereyim: eurocommunism. ne de olsa norberto bobbio'nun da dediği gibi: "bugünkü büyük problemler, dünkü kötü çözümlerin sonucudur."
0 favorites - -
2001 krizinde ilk uydugumuz sosyal liberaldir kendisi.
0 favorites - -
küreselleşmeci,piyasacı,dünyanın çeşitli coğrafyalarında batılıların emperyalist politikalarına destek veren ve nato yanlısı olup sol'u bölmeyi amaçlayan muhteremlerdir.yalnızca azınlıkların haklarını savunmak bu arkadaşları solcu yapmaya yetmiyor.eşitlik,bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi tamam da,muhafazakar-gerici söylemlere ortak olmak,toplumun muhafazakarlaşmasına alkış tutmak,muhafazakarlığı kutsamak solculukla bağdaşmaz.liberalizm malum gerçekte bireyden çok sermayeye özgürlük demek olduğundan liberallere solcu den(e)mez.
1 favorites - -
Next (2) - Last Page (2)