pançlaynı öne koyayım: solcular arası nifaka ve münafıklığa inanıyorsun da, liberaller arası hizipe niye inanmıyorsun?
kendini solcu sanan liberal'i tevkif edebileceğine inanan gerçek solcuya göre liberal, 'bir yere kadar solcu' gibi bir şey. o bir yer neresi? ekonomik sistemin lağvedilme lüzumu mu? değil. aa nasıl olur deme, değil. sen de biliyorsun liberal'in de kapitalizm eleştirisi yapabildiğini. tarihin sadece kozmetik değil mutlak değişimler geçirebildiğine inanabildikleri halde, ve bu başlı başına solcu tanımını karşılamaya yeterliyken, kendine 'gerçek solcu' demeyen liberaller de kapitalizmden rahatsız olabiliyorlar. ama ne kadar ve nasıl rahatsız oluyorlar? gerçek solcu, sanırım, liberal'in nihai yargısı ve aktif siyasetindeki bu hali sorun olarak görüyor, arızalı buluyor, kendi aktif siyasetine de liberal'i kendini belirginleştirecek top sakallı kötücül ikizi olarak bu şekilde harç ediyor. (bkz:
evil twin goatee)
gerçek solcu'ya göre ideal liberal, özgürlüğün bağlamından kopmuş. ideal liberal'e göre ise o bağlam, ekonomik bir sistem ve ona eşlik ederek evrimleşmiş ve ancak kendi hızı ve mecraında gelişebilecek olan en nihai, bir ihtimal tarih-ötesi formuna ulaşmış. yani devrim'i nasıl gerçekleştireceğinden emin olan gerçek solcu'nun karşısında görmek isteyeceği ideal liberal, evrimin bugün'ü nasıl da mümkün olan en ideal form'a ulaştırdığı konusunda imanı tam ve bütün liberal olacak; ve tam tersi de.
hikayeyi buraya kadar takip ettiyseniz karşıtlığı biliyorsunuz: 'gerçek solcu', ideal liberal'in sıfır noktasından konuşuyormuş gibi yaparken aslında ekonomik-siyasal-sınıfsal ayrıcalıklarıyla uyumlu bir
güman ve tereddüt yaşadığını, gayet meşru bir ad hominem'le temellendirilmiş bir reel-politik analizle anlatarak giydiriyor (ve haklı), ideal liberal ise gerçek solcu'ya bu tarz aciliyetlerden bahsedenlerin kurduğu iktidarların en azından nispi çerçevede sikimsonikliklerinden, tarihten örneklerle bahis açarak psikolojik bir bağlam üzerinden temellendirilmiş meşru ad hominem'le artniyet, maskeleme ve açmazlarını itham ve ihbar ediyor (ve o da haklı).
e iki taraf da haklıysa, tarih de değişiyorsa, evrimle ya da devrimle, ya
punctuated equilibrium ile falan bir değişim olacaksa, ve bu değişim muhafazakarın sınırlı evrenine uyumsuzluğu sebebiyle sapkınlık olmayacaksa, ya da, muhafazakarlıktan sapmaya, muhafazakar tarafından sapıklık ile itham edilmeye amenna ise, bu müşterekte buluşmak, ideal ve gerçek ayrımından çıkıp şimdi ve burada kaynaşmak bana daha makul geliyor. kendini solcu sanan liberal'i sol'a bu kadar yakınken tekmelemektense anlamaya çalışmak, kazanılabiliyorsa kazanmaya çalışmak, bunun için de kendi gerçeğini feda etmeye hazır olman lazım. yok o gerçek çok gerçekti iyiydi, bir sorunu yoktu, tıkır tıkır işliyordu diyorsan, o zaman
muhafazakar olay ufkunun perdesi de nazlı nazlı dalgalanmaya başlıyor. şafaklar gibi.
mesajım: birilerine puan verecekseniz, her zaman gidişten, niyetten ve kanaatten puan verin, puan alacaksınız.