fil büyüklüğünde olmalarına gerek yok yine yerler.
alttaki hikaye +18 olup lütfen ona göre okuyunuz.
90'lı yıllar o dönem henüz çocuğum izmir'de büyük halamın evine gitmiştim. büyük hala bir defa evlenip sonra dul kalmış, bir oğlu ve bir sürü kedisi olan bir kadındı. kedilerden birisi vardı ki inanılmaz korkunçtu. ota boka pençe (evet pati değil pençe) atıyor kapalı kapıları zıplayıp açıyor ve içeri giriyordu. ben gece üzerime 1 tonluk anneanne yorganını almış uyumaya çalışırken aniden kapı açıldı. karanlık hiçbir şey görmüyorum, küçüğüm karanlıktan korkuyorum. yorganı iyice üstüme çektim. kısa süre sonra bir şey üzerime atladı, kafamı yumuşatmak için patileriyle dövüp kafamın üstüne yattı. o gece kafamın üstünde 1 tonluk yorgan ve bir besili kedi ile uymuştum.
---
+18 ---
yıllar sonrasında halamın oğlu memur olmuş, evlenerek evden ayrılmış, kadın kedilerle tek başına kalmıştı. haber geldi. büyük hala ölmüş, daha kötüsü kadın öldükten sonra aç kalan kediler kadıncağızın cesedini yemişler. yıllarca bu bana kabus olmuştu. tabii burada kendi içgüdülerini dinleyen canlıları suçlamam asla. aksine bütün canlıları çok severim, insan hariç. ama işte bu da böyle bir travmamdı.
---
+18 ---