etnik milleyetcilik yoktur, turkiye milliyetciligi vardir. bugun nufusunun hemen hepsini lazlarin olusturdugu ve secimlerde bir sol partinin belediye baskanligini kazandigi
hopa'da oldugu gibi , kimse laf edemez onlarin turkiyesine...
karadeniz bolgesinde bircok etnik grup birlikte uzun yillardir beraber yasiyorlar. lazi, ermenisi, rumu, turku, hemsinlisi beraberdiler o topraklarda, ne birbirlerine vurdular, ne oldurduler, ne kilise bombalandi simdiye kadar, ne ismi rumca diye bir koy yakildi yikildi, ne de ermenice konustugu icin birisine bisey yapildi. bu kadar etnik farklilik arasinda kardesligin en guzel ornekleri ise, yayin yapan yoresel kanallarin, sarkili turkulu eglence programlarinda her dilden turkulere yer vermesiydi belki de, hemsin horonu oynarken lazca sarki soyleyebilmekti.
ama turkiyeye karsi birsey duyduklarinda tek bilek, tek yumruk oldular. (bkz:
biz bu memleketi karsiliksiz sevdik)
tecrit kelimesini apo nun affi olarak 'degerlendiren' halkin milliyetcilik duygusunu on plana cikarmasindan yegane birsey beklenemez. tamamen sonuclari tahmin edilerek,
trabzonda yapilan bir gosterinin
istedigi tepkiyi almasi idi o zamanki olaylar. milliyetcilik ve trabzon tuh, kaka olurken, tecrite tepki basinda istedigi kadar yer buldu. bir nevi halkin cahilliginden mukemmel bir sekilde yararlanildi.
*ama hrant dink suikastinin ya da papazin oldurulmesi olayinin, asiri milliyetcilik duygusuyla yapildigini dusunuyorsak eger ne anlatsak nafile.