(bkz:
imkanlar imkansız)
netlfix'ten izlediğiniz hangi filmden,
parliament sinema kulübü gecesi izlediğiniz filmin keyfini aldınız?
neden
harika görüntü kalitesine sahip yüzlerce filmin olduğu, istediğimizde açıp istediğimizde durdurup film izlememize
imkan veren bu ortam, tüplü tv'lerden haftada bir kere ve saatinde izlemek zorunda olacağımız filmler kadar tat vermiyor?
neden o romantik hislerimizi besleyemiyor?
veya
imkan bulmuş olanaklar, türümüz için hep faydalı mıdır? daha iyisi, en iyisi midir insan için?
iletişim çağı iletişime geçme eylemini teknik olarak kolaylaştırmıştır ancak bu imkan sevdiklerimizle görüşme sayımızı azaltmıştır.
sosyal medya normalde asla bir araya gelemeyeceğimiz insanla tanışmamıza imkan sağlamıştır ancak gerçekte insanlar yalnızlıktan ciddi anlamda muzdariptir. herkesin ulaşılabilir olduğu bu çağ kendine ait garip terimler ve aşağılık bir kültür yaratmıştır.
kadın erkek ilişkileri de bu
imkanlarla sınanmaktadır işte.
modernleşme, şehir yaşamı, yoğun çalışma hayatı ve teknolojik imkanlar, yalnızlıklar ve mutsuzluklar doğurmuştur.
kaçıngan bağlanma bir korunma biçimidir, şüphe etmeyen enayidir,
anksiyete bozukluğu farenjit gibi yoruldukça ortaya çıkar, çocukken izlediğimiz
sevimli hayalet casper'ın yerini buz gibi
ghosting'ler almıştır. aldatılmayan çok şanslıdır, mutlu bir çift görünce mutlu
olunur.
artık herkes herkesin cebindedir, uzun sürelerle yanında değil. herkes çok güçlüdür, kimse
kıymetli değil.
geriden takip ettiğimiz bazı
gelişmiş toplumlarda
yalnızlık bakanlığı gibi kurumlar icat edilmiştir. çöpçatanlık için değil, insanlar bakıma muhtaç hale geldiğinde yalnız ölmesinler diye. eş yok, çocuk yok, torun tombalak yok.
eskiden bu durumda sadece çok sorunlu insanlar olurdu. kimsenin istemeyeceği kişiler. şu an para kazanan, spor yapan, eğitimli toplumun bir kısmının normali bu.
düğünlerde arkadaşlarımıza, doğumlarda çocuklarına taktığımız altınlar geri gelmeyecek. bugün 30-40 bandındaki birçok kişi tek başına yattığı hastane köşelerinde, hemşirelerin ünlüsü o
kimsesiz kimse olacak. büyük bir kısmımız evinde kedi bile bakamadığı için tek başına ölüp gidecek. hatta bir kısmımız ölmeyi dilenecek.
peki bu sorunun çözümü için ne yapılabilir?
mevcut şartlar altında bir önerim yok. sonuçta toplumsal çapta kimse imkanları, konforu, düzeni gönüllü olarak bırakmak istemez.
şehrin musluklarından içilebilir alkol aktığını düşünün. zamanla toplumun büyük kesimi alkolik olacak, buna tepki duyanlar azınlıkta kalacaktır. kitleler bu imkandan asla vazgeçmek istemeyecektir.
işte çağın imkanları böyle sarhoş edici ve zararlı güzelliklerle doludur.
sarhoş şehrin ayık mutsuzluları için anlattığım şeylerle ilgili bazı konular;i
- insanlık olarak
avcı toplayıcı toplum olmanın ötesine geçmemeliydik
(bkz:
anarko primitivizm)
- 70’lerde, teknolojinin daha fazla gelişmemesi için şirketlere bomba gönderen harvard’lı profesör ve kitabı.
(bkz:
theodore kaczynski)
(bkz:
sanayi toplumu ve geleceği)
- modern çağın tüm imkanlarından vazgeçişi ve topluluğu korumayı anlatan 2004 yapımı film (bkz:
the village)
- daha 90’larda böyle severdik birbirimizi (bkz:
inci sözlük'teki muhteşem askerlik hikayesi)
- çağın ruhunu yansıtacak kadar
brutalizm (bkz:
molchat doma)
- geldiğimiz noktada cinsiyetler arasındaki diğer iki büyük sorun
asimetri ve
rekabet;
kadın erkek ilişkilerinin güncel sorunu/@linus torvalds