jack nicholson vs heath ledger the joker

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

bu iki adam,tüm zamanların en büyük çizgi roman süper kötü adamını hayata geçirmek gibi zorlu bir görevi üstlendi.her biri,son derece farklı yorumlarıyla, batman'e karşı karşıya geleceği bambaşka bir düşman sundu.farklı kökenlerinden,görünüşlerine,silah seçimlerine,tavırlarına,yoğunluklarına ve deliliklerine kadar,aralarındaki farklar,ikisinin de tehlikeli ve öngörülemez bir düşman olarak tasvir edilmesinden çok daha büyük.

kimin daha iyi joker olduğunu görmek için farklara bakalım.

1 tur makyaj ve mühimmat

bu köşede çılgın,kaçık,psikopatça mantıksız... jack napier var ! muhtemelen çizgi roman versiyonuna daha yakın görünen nicholson'ın joker'i,ağartılmış beyaz bir tene,küskün kırmızı dudaklara ve mor ezilmiş kadifeye olan bir tutkuya sahip.her türlü şaka silahını kullanıyor ve bunlar kaçınılmaz olarak ölümcül oluyor.

ve bu köşede karanlık,düşünceli,yüzü şekli bozulmuş... ledger joker var! bu sezonun suç prensi palyaço,her zaman moda olan chelsea sırıtışı,uzun dağınık yeşil saçları ve bir ton fazla açık olan fondöteniyle dikkat çekiyor. patlayan osuruk yastıkları yerine,bu joker eski usul bıçakları,ateşli silahları ve pirotekniği tercih ediyor.

son ana kadar gelen ledger versiyonu,”bu yara izlerini nasıl aldığımı bilmek ister misin?”diyen bir bakışla galibiyeti çalıyor.

kazanan: nicholson 0 - ledger 1

2 tur çizgi romanlara en yakın

jack nicholson,52 yaşında bir adamın hâlâ ekranda gösterişli bir süper kötü adam olarak dolaşabileceğini kanıtlayarak herkesi şaşırttı.bu,zamansız çizgi roman versiyonundan biraz uzaklaşsa da, nicholson,özenle dikilmiş palyaço kıyafetleri ve ağız tıkaçlı silahların birleşimiyle joker'e sadık kaldı.

heath ledger,hâlâ değer verdiğimiz köklü imajla sınırlı kalmak yerine,joker'i bolca pis ve anarşik unsur ekleyerek kendine mal etti. versiyonu tamamen çılgın ve çoğu zaman çelişkili ve bu yüzden her zaman hatırlanacak.ne yazık ki,bu rauntta özgünlük yok

teknik bir nakavtla,jack nicholson karakterini sadık bir şekilde tasvir ettiği için öne çıkıyor.

kazanan: nicholson 1 - ledger 1

3 tur ekrandaki kökenler

1989 yapımı "batman"de joker, gotham'ın karanlık karanlık dünyasında yavaş yavaş yükselen adi suçlu jack napier olarak başlar.sonunda patronu tarafından tuzağa düşürülür ve batman'le yüz yüze gelir.bu karşılaşma,napier'in görünüşünü değiştirip zihnini paramparça eden bir kimyasal fıçıya düşmesiyle son bulur.

2008 yapımı "kara şövalye"de ledger'ın canlandırdığı joker,birdenbire ortaya çıkar ve nasıl sakatlandığına dair çelişkili açıklamalar yapar.hakkında hiçbir arka plan bilgisi yoktur ve gotham şehri'nde yakın bağları yoktur.bu,karaktere daha fazla ciddiyet ve tehdit katar. ancak yine de,bu turda kaynak metinden saptığınız için puan alamazsınız.

kazanan bence jack

kazanan: nicholson 2 - ledger 1

4 tur çılgınca davranışlar

nicholson'ın joker'i her türden çılgın sloganla doluydu. çılgınca dans ediyor ve michael keaton'ın batman'inden çılgın bir neşeyle sahne çalıyordu.

ancak 2008 yazı,sürekli alıntılanan ledger repliklerinin kısık uğultusuyla doluydu.sadece sahne çalmakla kalmadı,çılgın kahkahası ve zarif zarafetiyle tüm filmi çaldı.bu raund bence ledger'a gitmeli

kazanan: nicholson 2 - ledger 2

5 tur yoğunluk ve delilik

jack nicholson,şimdiye kadar oynadığı hemen hemen her rolde jack nicholson'ı canlandırıyor.bu harika bir şey çünkü nicholson tam bir deli ve joker de öyle. performansı,aktörden bekleyeceğiniz gibiydi;çılgın, yoğun ve zaman zaman korkutucu.

heath ledger'ın rolüne nasıl hazırlandığına dair türlü hikâyeler dolaştı.iddiaya göre,özünde deli olan bir karakteri tam anlamıyla canlandırmak için günlerce kendini kapatmış.sonuç,henüz aşılamamış ve muhtemelen asla taklit edilemeyecek bir tasvirdi.

ledger bu raundu da kazanıyor

kazanan: nicholson 2 - ledger 3

3-2lik bir skorla kazanan heath ledger'ın joker'i. çılgındır ama psikopat suçluların bu savaşında ledger'ın versiyonu özel bir tür olarak ortaya çıkmıştır.

bu iki joker arasında başka fark göze çarpar mı? :)
0 favorites - -
heath ledgeri joker rolünde izlemeyi gerçekten seviyorum role o kadar çok yakışıyordu ki sonrasında gelen jokerler bence sönük kaldı , jack nicholson da efsaneydi ama film olarak değerlendirirsek tüme bakım ile heath ledger bence önde.
1 favorites - -
dönemlerine göre değerlendirilmesi gereken versustur.
jack nicholson yorumu biz y kuşağı çocuklarının zihnindeki o şakacı, muzip ,batman'in başının belası olan çizgi filmdeki joker yorumuyla daha bir örtüşürken; rahmetli heath ledger'ın yorumladığı jokerin karanlık yanına vurgu yapılmıştır. daha katmanlı işlenmiştir. tabii ki heath'in oyunculuğuyla da son nokta koyulmuştur.
1 favorites - -
heath ledger'in joker'i berbat bir joker, ama kült bir kötü karakterdir. lorne malvo, anton chigurh klasındadır. jack nicholson joker'i ise joker için referans performanstır.
2 favorites - -
nicholson’ın joker’i, tim burton’ın gotik ve teatral evrenine cuk oturan, rüştünü ispatlamış ve 1989’un batman'i, çizgi roman estetiğini sinemaya taşırken, joker’in kökenine de sadık kalıyor ki jack napier, kimyasal bir kazayla çıldırıp yeşil saçlı, beyaz yüzlü, halihazırda zaten daddy issues'i olan bir psikopata dönüşüyor. nicholson, bu rolü 52 yaşında, zaten üç oscar’lı bir efsane olarak oynamıştı. performansı, karikatürist bir abartıyla dolu; kahkahaları, mimikleri ve o şeytani sırıtışı, tam anlamıyla çizgi roman sayfalarından fırlamış gibiydi. joker’in suç dünyasındaki gangster tarafını vurgularken, karizmatik bir suç lordunun, aynı zamanda absürt ve tiyatral yönünü de öne çıkarıyordu. mesela, "this town needs an enema!" repliği ya da müzede tablolara boya fırlatırken dans etmesi, o'nun joker’inin, hem eğlenceli hem de korkutucu hem de ne kadar dengesiz olduğunu vurguluyordu.

yani nicholson’ın başarısı, joker’i bir tam anlamıyla gerekçelerinde haklı bir kötü adamarketipi olarak ele alışında yatıyor. kısacası burton’ın evreninde batman’le (michael keaton) olan çatışması, kişisel bir intikam hikayesi üzerine kuruluydu. joker, bruce wayne’in ailesini öldüren katil olarak karşımıza çıkıyordu ki; bu da karakteri daha tanımlı bir düşman haline getiriyordu. nicholson, bu çerçeveye mükemmel uyum sağlamıştı; abartılı ama kontrollü, karizmatik ama iğrenç de olabilmişti. yine de, dönemin sinema anlayışının sınırları ve burton’ın masalsı tonu ve sihirli dokunuşu, joker’in psikolojik derinliğini biraz gölgede bırakıyorduysa da, nicholson’ın joker’i, korkutucu olmaktan çok grotesk bir şovmen ve o kaosu yaratırken bile bir performans peşinde koşan boş bir artisttir.*

heath ledger’ın joker’i ise bambaşka muhteşem tasarlanmış bir canavardır. sir nolan’ın the dark knight’ı, çizgi roman sinemasından kopup gelmiş gibiydi ve de ledger’ın joker’i, karakter için yepyeni devrimin tam da kalbindeydi. ledger, bu yeni joker’i sıfırdan inşa etti; bir yandan çizgi romanlara saygı duruşunda bulunurken bir yandan da karakteri tamamen kendine özgü bir boyuta, kendi ile özleşecek, kendisiyle anılacak bir seviyeye kadar taşıdı ki yeri bence artık sarsılamaz.rip

o'nun joker’inin em belirgin farkı; kökeninin belirsiz olması, motivasyonun tamamen kaosun ta kendisi olan, diğer yandan da kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, dahi ve deli bir nihilist olması. alfred'in; "some men just want to watch the world burn" repliği, bu joker’in felsefesini özetliyor tam anlamıyla özetliyor zaten. ledger, karakteri ve izleyiciyi, her hamlesinde psikolojik bir uçuruma sürüklüyor, uça kadar getirip geri çeker gibi yapıp itiyor. dağınık makyajı, yara izleriyle dolu yüzü, titreyen ses tonu ve o rahatsız edici dudak yalamaları...* her detayıyla, joker’in hem insan hem de insanötesi derecede zeki bir deli olduğunu hissettiriyor.

kısacası heath ledger’ın performansı, fiziksel ve zihinsel bir adanmışlığın ürünü. rol için kendini aylarca izole etmesi, joker’in günlüğünü tutması ve fiziksel dönüşümü (o sıska beden, dağınık saçlar), onun karaktere nasıl gömüldüğünü açıkça gösteriyor. nolan’ın gerçekçi evreninde joker, bir suç lordundan çok bir teröriste dönüşüyordu ki planları mantıksız değil, aksine dehşet verici derecede zekiydi. batman’le (christian bale) olan çatışması, ideolojik bir savaş ve "kazanan düzen mi, kaos mu olacak?" dedirtiyor.

üstelik sadece batman’i de değil, tüm gotham’ı (ve biz izleyenleri) kendi ahlaki sınırlarımızı sorgulamaya zorluyor hatta bir dokunuş ile itiyor.. *hastane sahnesindeki o ürkütücü hemşire kostümü ya da feribot sahnesindeki sosyal deneyi, o'nun kaosu bir sanat formuna dönüştürdüğünün en büyük kanıtı olan sahneler.

herkesin harikası kendine olmakla beraber, oyunculuk başarısı açısından ledger, benim için her daim bir adım daha önde ve evet; gerçekten harikaydı. bunun sebebi de rolüne olan adanmışlığı ve joker’in iç dünyasını bu kadar çıplak bir şekilde ortaya koyması. nicholson, zaten kendi karizmasını karaktere yediriyordu ve kimi oynasa başarılı olurdu ama ledger ise kendini tamamen silip joker olmuştu. karakter gelişimi açısından da ledger’ın joker’i daha karmaşık; kökeninin belirsizliği, o'nun her an ne yapacağı kestirilemeyen bir doğal afet gibi hissettiriyordu. nicholson’ın joker’i ise daha “anlaşılır” bir kötü adam; intikam ve güç hırsı gibi çevremizden tanıdık motivasyonlara sahip.

yine de belirteyim ki; farklı filmlerin, farklı yönetmenlerin ve farklı dönemlerin ürünleri iki muhteşem oyuncuyu konuşuyoruz ve nicholson’ın joker’i, 80’lerin pop kültürünün ve burton’ın eksantrik vizyonunun bir yansımasıyken; eğlenceli, teatral ve unutulmaz, ama derinlikten ziyade stil üzerine kuruluydu.

ledger’ın joker’i ise 2000’lerin karanlık, gerçekçi ve psikolojik sinema anlayışının bir başyapıttır. ledger, joker’i sadece bir kötü adam olmaktan çıkarıp bir felsefi figüre dönüştürüyor; bu da onun performansını daha katmanlı ve etkileyici kılıyor.*

evet; ne demiştik; why so serious?

edit:imlâ.
5 favorites - -
bana kalırsa nicholson'ın jokeri son derece sığ bir kötü. bu karşılaştırma da galiba nicholson'ın dünya sinema tarihindeki kayda değer ağırlığı nedeniyle var. shining'ler guguk kuşları, antonini'nin passanger'ı, polanski'nin chinatown'ı... nicholson bir rockstar. ama joker bunlardan biri değil. nolancıyız kardsm aaaaa ve karşılaştırdığımız ledger'ın performansından bağımsız yazmıyorum tabiki bunları. kıyas neden manasız? ilk olarak nicholson tarafından canlandırılan jack napier'ın joker haline gelmesini sağlayan şeyler ledger'ın sürecinde hayli farklı. biri rastlantısal şekilde asit kazanına düşüyor diğeri bunun için doğuyor. napier'ı kötü yapan şey kötücül doğası da olabilir ama adam dümdüz suçlu işte fazlası değil eylemlerini inandığı şeyler uğruna yapmıyor nolan'ın jokeri gibi düzen/kaos ikilimleri hakkında hiçbir merakı yok. çocukluğunda sanata meraklı ve yetenekli olması jokere dönüştüğünde müze basan bir vandala çeviriyor onu. etki tepki adamı. aralarındaki iktidar hırsı (kadın vs.) nedenli patronuna gıcık, harvey dent'e iş nedeniyle takık, batman'e sırf yoluna çıktığı için düşman oluyor, eylemlerinin bağlamı elinden muzu alınan bir şempanzenin alanı kovalaması düzeyinde o kadar. filmde geçmişiyle ilgili izleyiciye aktarılan iki şeyden biri; bir suç dosyası var 15 yaşından beri suçun içinde olduğu vs kısaca gösteriliyor. yani nicholson'ın jokeri güncel tabirle suça sürüklenen çocuğun 50 küsür yaşına gelmiş hali. filmi dönemi içinde değerlendirirsiniz değerlendirmezsiniz, film o kadroya ve tim burtona rağmen son derece ortalama bir film. dümdüz yapamamışlar işte. imdb skorlarına baktım dark knight 9.1 ile listelenirken 89 nicholsonlı olan 7.5'da kalmış. bir adım öteye götüreceğim jack napier bir anti kahraman da değil. kutlama gününde dağıttığı parayı gotham halkını gazla zehirlemek için dağıtıyor, ledger'ın jokeri çok ama çok daha büyük bir miktarı keyfi yakarken. keyfi diyorum ama kaos'a inandığı için yapıyor aslında. kendini ihbar edip tamamen boşaltmadan hastane bombalamıyor. anti kahramanlar süper kahramanların inanmadıkları bir takım şeylere inanırlar. yanlış da olsa bir yolları yöntemleri vardır usül ve esas bilirler. bu da özdeşleşim için izleyicide gri alt tonlu bir baz oluşturur. ledger'ın jokeri sinematik evrende bakunin mertebesindeyken nicholson'ın jokeri ancak doğu perinçek olabilir.
0 favorites - -
bu alanda çok bilgili değilim ama nicholson'ın da ait olduğu taraf yani metod oyunculuğunu da dile getirmemiz gereken başlık.

sanırım bu biraz da yönetmenin oyuncu yönetiyle alakalı ama the shining filminden kalan kamera arkası görüntülerde hem kubrick'in oyuncuları ne kadar zorladığını hem de nicholsun'ın buna ne kadar uyum sağladığını görmek mümkün. arada shelley duvall'a yazık oldu, orası aynı konu.

benzer durumu nbc filmlerinin kamera arkalarında da görüyoruz bu arada.

bu bağlamda benim gördüğüm kararıyla jack amcamız o dönemde joker'i sadece yaşadı ama oynamadı. heath ledger ise jack'in the shining'de yaptığı gibi karaktere ruh verdi. o yüzden oyum heath'e gidecektir.
0 favorites - -
nicholson'ın oyunculuğu hakkında konuşmaya gerek yok, adam yaşayan efsane ama söz konusu joker oldu mu yeri maalesef 3. sıra.

rahmetli öyle bir oynadı ki joker denilince akla gelen ilk isim oldu. imdb listesinin 3. sırasından bağırıyor bizlere burdayım be burdayım diye. yattığın yerler incitmesin sevgili heath*

2. sırayı tahmin etmişsinizdir. adam commodus rolü ile bile, ki efsane ötesi oynamıştı, alamadığı oscar'ı joker ile kazandı, tabii ki joaquin phoenix. ah bir de bu herifin adını bakmadan yazabilsem.
0 favorites - -