bütün semavi dinler hatta diğer inanç sistemleri çoğunlukla ibadetlerde ayrışsa da temel kurallar ve yasaklar özünde benzer : cana kıyma,hırsızlık yapma, kendine ve topluma saygılı birey ol vb. herhangi birine hakkıyla uygun hareket ediyor olan olsa belki dinin iyi insan olmakla ilişkisini tartışmak mümkün. ancak dini inanc tek kriter olmaktan çok uzak.
iyi biri olmak karakterle, yetiştirilen çevreyle, genetik ve kültürel mirasla, bireyin kendine kattığı her türlü kazanılmış davranış, bilgi ve deneyimle alakalı olabilir. bunların bir kısmında inancı ve çevresindekilerin inancı da etken olabilir. ancak hepimiz biliyoruz ki bir düşünce sistemine inanmakla, o sistemi birebir hakkıyla yaşamak arasında dağlar kadar fark var.
bir şeyin doğrusunu bilmek bizi her ilgili durumda yanlış yapmaktan koruyamayabiliyor. din sorgulanamayan bir inanç sistemi olduğundan ancak beynimiz sorguladıkça işe yarar hissettiğinden bilincaltımızda işimize gelmeyen, hoşumuza gitmeyen ibadetleri aksatmaya, kurallara esnek bakmaya eğilimli oluyoruz. bizi durduran inancımız olsa gerçekten -ki bu çok ciddi bir iman ve irade gerektiriyor bazı durumlarda- bu kadar toplumsal sorun, suç, psikolojik problem içinde yaşamıyor olabilirdik belki.
bizi yanlıştan alıkoyan vicdanımız olsa gerek (eğer hala işler durumdaysa tabii). bizi durduran mantığımız olmalı, bizi durduran kendimizle ilgili benlik algımız kendimize yakıştırabildiklerimiz ya da yakıştıramadıklarımız olmalı ancak bunların hiçbiri o kadar etkili değil.en etkilisi toplumsal baskı. (bkz:
elalem ne der)
toplumsal baskı kısmı çok enteresan aslında. allah'tan korkmayıp kullarından utanan adamın cennet hayal edebilmesi de ayrı enteresan.belki de bu yüzden kendi eksiklerini tamamlamak zor geldiğinden birilerinin şefaatine, marifetine talip oluyor bazı insanlar. allah katında da işini gördürmek için torpilin işe yarayacağını zanneden adamdan iyi insan olsa ne olur olmasa ne olur o da ayrı mesele.
bir kere inancı tam insanın kaygısı devlet ne ceza verir, toplum ne kadar dışlar değildir ki. allah beni cehennemde yakar bile değildir.cenneti kaçırma olasılığı hiç değildir. allah'ın rızasını kaybetmekten, allah'ın ona duyduğu sevgiyi kaybetmekten korkar. (bkz:
bana seni gerek seni) bu şekilde inanan adamı yanlıştan uzak tutmak için kanuna nizama da gerek yoktur. özdisiplini yüksektir onun. ancak ben de dahil olmak üzere bu seviyede inanarak yaşayan insan yok benim çevremde.
o yüzden iyi insan olmak iki aşamalı bence. önce "insan" olmak lazım, onu başarabilirsek iyi insan olmak arkasından gelir belki.