sadece söyleyen kısmı kasteden itibardır.
türkiye'nin insani bir yardım için almanya'ya ya da suriye'ye bir ekip gönderdiğini düşünün.
ekipleriniz başka bir millete ait farklı uyruktaki insanlara, insanlık uğruna yardım ederken size engel olunduğunu düşünün.
kötü davranıldığını, kötü sözler söylendiğini, istenmediğini düşünün.
siz insanlık namına yardım etmeye çalışırken ve birini kurtarmak üzereyken yerel ekiplerin gelerek operasyonu sizden sırf reklam olsun diye devraldığını düşünün.
benim vardığım kanı korkunç.
yardımı hak etmediklerini, iyiliğin yaramadığını, geri kafalı bir millet olduklarını ve daha nicelerini düşünürüm.
daha avrupa ülkelerinde bile kadınların seçme seçilme hakkı yokken atatürk'ün 1934 yılında türk kadınlarına tanıdığı haklardan, sağladığı çağdaş zihniyetten geldiğimiz yere bakar mısınız? istiklal marşı ve gençliğe hitabe bile kaldırıldı. atatürk'e hakaret ederek anayasayı çiğneyenlere bile işlem yapılmayan bir döneme geldik. millet olarak değerlerimize sahip çıkmıyoruz.
sadede gelecek olursak; türkiye'ye insani yardım için depremzedelerin ve ülkemizin yarasını sarmaya gelen ekiplere yapılan kötü muameleyi kaldıramıyorum. zaten acı ve üzüntü içindeyken bir de ülkenin itibarının zedelenmesi, bize yardım eli uzatanlara kötü sözler sarf edilmesini ben kabullenemiyorum. sanırım ''itibardan tasarruf olmaz'' diyenler ülkemizin değil de kendi itibarından bahsediyormuş sadece.
ülkem adına utanıyorum.
(bkz: tayvan ekibinin deprem bölgesinden çekilmesi)
(bkz: romanyalı senatörün deprem konuşması)
(bkz: ülkesine dönen israil arama kurtarma ekibi)