yaklaşık 10 yıldır senede 2 kez gidip geldiğim şehir. şairlerin şiirlerine konu olduğu, sanatçıların sanatına ilham kattığı bir şehirden bahsediyoruz. yanılmıyorsam 16 milyondan fazla nüfusa ev sahipliği yapan bir şehir.

istanbula geldiğim zaman son zamanlarda taksime gitmeme kararı almıştım ve hale daha bu geçerli. bomba patlaması olaylarından sonra gerçekten insan buraya gitmeye korkuyor. tek boğaz manzarasına sahip bir şehir. karınca sürüsü kadar insan çokluğunu görmemek elde değil. metroya binmek bir eziyet, trafiği eziyet, mekanlara gidip kol gibi fatura ödemek eziyet, club gibi basit eğlence türü gibi yerleri sadece zenginlerin gittiği yerlere dönüştürmek gerçekten saçma. avrupa barlarına , clublarına bakabilirsiniz. parklarda mangal yakıp, magandalık yapan aileleri anlatmak bile istemiyorum. en son imamoğlu parklarda mangal yakmayı yasakladığını duymuştum yerinde bir karar.

istanbulda yaşayan insanlara hep bu kaosu neden yaşamak gibi aksiyonu seçiyor diye düşünmüşümdür. türk insanın gerçekten dünya insanı olamaması beni derinden üzüyor. bu coğrafya insanı çukura çekiyor ve hiç bir zaman gelişme kaydetmiyor. yazık.

istanbul'u tanımlayan en iyi ifade, kimden duymuştum unuttum, şudur: güzellikleri olan şehir. 1300 km2'lik şehir alanında belki 30-40 km2 tutan güzel semtleri var. yani roma, paris, münchen, barcelona gibi güzel şehir sıfatıyla tanımlanamaz.

çok farklı uygarlıkların izlerini taşıyan, olağanüstü bir doğal potansiyeli bulunan şehir aslında. ama sağ iktidarların doymak bilmeyen iştahına ve sonradan görmelerin zevksizliğine kurban gitti 70 yıldır; halen de doymadılar.

dizilerde filmlerde izlediklerine, nette gördüklerine inanıp gaza gelme durumudur.

yaşadığın yerdeki hayatını güzelleştirmek ve geliştirmek yerine istanbula göç ederek burada yaşayanların hayatını daha çekilmez hale getirmeden önce iyi düşünmek gerekir. sonuçta burada yaşayan herkes göç ile gelmedi istanbula.

ha hobi olarak yine gel, 3-4 gün gez köyüne dön ki istanbullular biraz nefes alsın.

istanbul dünya'nın en harika şehirlerinden biridir. ancak mevcut haliyle yaşamak için bana çok cazip gelmiyor maalesef, sadece gezmek amaçlı gitmeyi tercih ederim.

istanbul bir çok imparatorluğa başkentlik yapmış , tarihi güzellikleri olsun , doğası olsun gerçekten çok güzel bir şehirdir fakat türkiyenin elindeki nadide güzelliklere olduğu gibi hor kullanılmıştır. iş için aldığı yoğun anadolu göçü ve günümüzde aldığı yeni göçlerle birlikte kanımca fazla insandan kaynaklı olarak ve yıllarca yanlış planlanan şehir palnması yüzünden yaşanmayacak bir yer olmuştur ama hala belki duygusal karar vereceğim ama gözbebeklerimden biridir.

parası olana her şehir güzel dostum.
hayat telaşı içine düşüp kazandığı üç kuruş para ile hayatını devam ettirmeye çalışan her insan için boktan bir şehirdir istanbul.
paran yoksa herşeyin yarım kalır.

ben de yakın zamanda iş sebebiyle hiç istemeden de olsa istanbul'a yerleşmek durumunda kaldım. fakat başlık sahibinin yazdığı kadar kötü bir durum yok. sivas, yozgat, kırıkkale, kayseri gbi içanadolu şehirlerinde trafikten gürültüden uzak yaşamak isteyen derhal gidebilir.

clup ların pahalılığı istanbul'un sorunu değil. alkol fiyatlarına bindirilen hayvani vergiler yüzünden. bugün küçük şehirde alkollü mekana gitsen yine 500lük olur çıkarsın.

istanbul'da istersen her hafta sonu mekanlara bağlı kalmadan gezebilirsin. hadi gez ankarada mekana bağlı olmadan nereye gideceksin. trafik desen artık ankara, izmir gibi şehirlerde de belli saatlerde istanbul'u aratmayan trafikler olabiliyor. ama doğru pahalı ve çok kalabalık. lakin okadar da gömecek bir durum yok.

istanbul, bütün çirkinliklerine, insafsizliklara, yalan dolana, acımasızlığa, acılara, yoksulluğa, ihanetlere rağmen harika bir şehirdir.
aksini iddia eden izmir'lidir.

dogru sanmaktir.

burasi buyulu bir sehir. bir de durumunuz iyiyse harikadir. istanbul'u ancak sevdigim birkac avrupa sehri icin birakabilirim. o da 6 ayda bir istanbul'a gelmek sartiyla. bu sehrin trafigine bile raziyim.

fotoğraf olarak çok güzeldir. ama içi pis ve rezillik içindedir.

örnek olarak 1. köprü şehrin simgesi olmasına rağmen, 10 yıldır ayaklarının yanında teneke saç duvar vardır. dekoratif birşey yapalım güzel görünsün kimse demez.

köprüyü geçerken yol kenarlarına iyi bakın heryer pet şişe doludur.