bundan 8-9 sene once yaptigim sey. sey derken nesne diyorum. hatirladigimiz seyler uzaklarda bir yerlerde nesnelesmislerdir. cok uzak olduklari icin ama biz bunun tam farkina varamayiz. soyleydi :
kopruden once bir durak var avrupa yakasina gecerken. oradan otobuse binince kopru 100 metre sadece. iste uzun yillar ben o durakta saatler de denk geldigi icin hep ismet ozel ile birlikte bekledim ve caktirmadan hep onu izledim umursamaz gorunerek. kendi kendine mirildanarak durakta volta atar ve vakit gelince bir otobuse binerdi.. sonra bir gun ben araba kullanarak oranin yakinlarindan gecerken onu yokustan duraga dogru gecerken gordum. iste sen ismet ozel siirinin ezgisiyle yanan dost: simdi acaba ne olacak diye merak ediyorsun ya iste ben de arabanin kornasina saygisizca basarken seninle ayni hissiyat icerisindeydim :
- buyrun lutfen.. ben de karsiya geciyorum...
- ?? ...
(arabaya biner)
onu gordugumde hep sivas katliamindan sonraki sozleri aklima gelirdi.. o an yine geldi ve kendimi bozdum. ancak kibarca - bir arkadasim siirlerinizin muptelasi- benzeri bir sozle iltifat etmekten de geri durmadim.. sohbet basladi ve yolun geri kalaninda genellikle o konustu. bir yakininin basortusu ile universiteye girememesiydi konu.. kendimi bozmustum ya hani- ben sofordum ve o sag yanimda oturuyordu- yuzumun bir yarisini gorebiliyordu.. iste ben, o yolculuk suresince sag gozum anlattiklariyla ilgili gibi gorunurken sol gozumun sol yaninda biriktirdigim birkac damla gozyasini koluma doktum. insan yuzunun iki yani birbirinden ayri hareket edebiliyormus- o gun bunu anladim..
sairin siiri ve hayati gibi..