ismet özel
Previous / Next (3) - Last Page (464)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

nitekim ismet ozel kesin yargisini vermistir; aci ruhun fiyakasidir..
kendileri sessizlerde kaybolan bir ozandir..
"..kin susturur insani adina cidam denir
susulunca tutulan cetele simsiyahtir
o siyah ocalmakcasina gur ve bereketlidir.."
24 favorites - -
"altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde
eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan
çiçek alıp eve götürüyoruz
bunun bir delilik olduğunu bile bile
en ıssız duyguların ucunda karakollar
asmaların altı tuzak ve tuzak caddelerde
külçeler yüklüyüz, çıkmak istiyoruz yokuşu
gözler kısılıp bakılıyor bize .

biliniyor
bizim mahsustan yaşadığımız
biliniyor
şarkıların sırası bizde
biliniyor
hayat bizden razıdır
biliniyor
otların sarardığı yerde güneş
kurşunun değdiği tende heves kalmıştır.”
diyerek devam eder..
88 favorites - -
eser gurson isimli bir edebiyat elestirmeni 1960 larda ismet ozel'in siirlerini inceleyip, 'ya dine doner necip fazil gibi, ya da siiri birakir rimbaud gibi' demis bir yazisinda, dogru cikti. sivas katliamindan sonra yazdigi yaziyi okuyunca, 'keske sadece siir yazsa' diye dusunmus, ezra pound'u hatirlamistik. mataramda tuzlu su siirini bir sure basucumuzdan eksik etmemis idik.
28 favorites - -
"budandıkça fışkırıyorum"
23 favorites - -
(bkz: yikilma sakin)
4 favorites - -
kuş damdan düşünce
sarışın bir yürüyüşüdür artık ölümün
bir yağmurdur açılan kuraklığa
bir yağmurdur kulübesi nisandan
ve onun ayaklarına dolanan o gökyüzü
kansız yüzleridir diri kuşların
kuş düşünce damdan

kuş düşünce damdan
kızlar saçlarıyla ölümü düşünürler
uzun bacaklı tanrılar koşuşur sokaklarda
kuş öldü herkes mi arıyor
gençlik mi yürüyor herkese ve mi arıyor
onun gözlerini satılan çarşılarda
kuş öldü kanadının altındaki o yara
yağmurun karanlığını getiriyor geceye
yağmurun ırmaklarını getiriyor geceye
kuş öldü
küçücük bir yorgunluktu ölmeden önce

öldü, kim ısıtır artık onun ellerini
suların aynasında üşüyen ellerini
suların saygısıyla üşüyen ellerini.
15 favorites - -
2 temmuz sonrası yazdığı "sivas semalarında sırp uçakları mı" yazısıyla solcu okurlarından çoğunun sempatisini kaybetmiştir. sözkonusu yazıda sivas'ı bosna'ya benzetmiş, sivas katliamı'na tepki gösterip köktendincileri kınayanları da sırplarla aynı kefeye koşmuştur. hatta ece ayhan bu yüzden ona "ünlü sırp şairi" adını takmıştır. ancak şu dizelerin de hakkını vermek gerek:

"bir hayatı, ısmarlanmış bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor, derlerdi"
71 favorites - -
bana eski bir $iirpostasi mektubunu hatirlatan $air ek$isi .

// (...) bir ic soyle$i :

-ismet ozel'i kinamak gerekir mi ?

-gerekir elbette eger destekliyorsa hizbullah'i arka cikiyorsa yanginlara, me$rula$tiriyorsa pislikleri ! insan kimligimizin bir parcasi cunku bu kinama ve insan kimligimizi sinamasi.

-aksi ?

- bir kimlik kanamasi ! bir kimlik kanamasi !

-kinadigin birini buyuk bir zevkle okuyabilir misin pekiyi ?

-kinadigim yonunu bula$tirmiyorsa sanatina eger elbette.

-peki, ya kinadigin yonu gozunun onunde gercekle$mi$ ve gercekle$iyorsa ?

-insan psikolojim derim. okuyamayacaksam kilictan keskin yanimla, dokunamiyorsam ellerimle birakirim zamana. ve o zaman gelene degin, laf etmem urettiklerine kinadigim yonunden hareketle…

-degerlendirebilir misin ?

-insan psikolojim kor etmiyorsa beni evet.

-peki sanatci, insan yonunun (o/a)lacagi tarafi sanatiyla yapmakla yukumlu mu ?

-elbetteki hayir ! sanat bir ev odevi degildir !

-ya yapanlar ?

-sanati kirletmeden, yozla$tirmadan , eksiltmeden, bir okul odevine du$meden yapacaklar ise ellerine saglik.

-yoksa ?

-hic bu i$e giri$mesinler derim. sanat kucultulecek ya da oynanacak bir $ey degil.

ah ! belki bir top… (...) //

http://groups.yahoo.com/…p/siirpostasi/message/2838

ayrica (bkz: sanatciya aydin kimliginin yuklenmesi)
2 favorites - -
"bir yusuf masali" ekseninden hakkindaki bir enis batur degerlendirmesini hatirlatan $air.

-mehteradim ismet ozel $iiri-

dergah dergisinde yayimladigi birkac $iir sayilmazsa, on be$ yili a$kin bir suredir yazilariyla, sohbetleriyle gundemde kaldi ismet ozel; $iirinin etrafinda, geni$ capta o suskunun, sessizligin besledigi efsunlu bir bekleyi$ soz konusuydu: bir yusuf masali , ismet ozel'in $iirinde yeni bir durak olu$turacak, $airi ba$ka bir donemden cekip cikartarak bugunku yerine oturtacak.

gelgelelim, bu uzun bekleyi$i dogrulayan, ismet ozel'in cizgisinde bir acilma, olgunla$maya i$aret eden bir kitap, bir yapit degil bir yusuf masali. stilistik ozellikleri, imge anlayi$i ve duzenlemeleri acisindan hem a$inmi$, hem a$ilmi$ bir eda getiriyor metin; oyle ki, $airin kendisi tarafindan geli$tirilmi$ $iir yazisinin gerisine du$tugu, bunun da otesinde, ikinci yeninin ilk one ciktigi donemde (1955-65 arasi) geni$ capta tukettigi kimi anlatim olanaklarinin silik bir degi$kesini ortaya koymakla yetindigi hemen goze carpiyor: o poetikanin turgut uyar , sezai karakoc , daha sonra da ahmet oktay tarafindan geli$tirilen, buna kar$ilik, bugun yazacak olsalar yadirgayarak okuyacagimiz eski bir versiyonu olarak onumuzde.

bir yusuf masali'nin $a$irtici ana ozelligi boyle cercevelenebilir de, kitabin daha kolay aciklanabilecegini du$undugum ikinci bir zaafi, ilk okumada kendini ele veriyor:

ismet ozel, amentu gibi ba$arili, saglam catili bir iki orta boy parca bir yana, genelde kisa $iirin ekonomisine ali$kin bir $air. bir yusuf masali'nda uzun, anlati ekseni uzerine de kurulu, dramatik yapi ozellikleri gerektiren bir metin olu$turmaya giri$mi$, bu tasarimin ne yazik ki altinda kalmi$. kopuk dokulu, gev$ek orgulu $iir yazisi bu soy metinleri kirip doken karakteristikler barindiriyor. bir yusuf masali, bana bir $airin olumuyle yarida kalmi$, kimi butunlenmi$ parcalari bir araya getirilip pe$ pe$e dizilerek yayimlanmi$ " posthume " kitap derlemelerini cagri$tirdi.

$uphe yok ki, $iirin ne soyledigi, izleksel geli$imi, ta$idigi bildiri de birkac paragraf gerektirir -kisa bir degerlendirme notunda bile. oysa, bunca anlatim zaafiyla yarali bir metin duruyorsa kar$imizda, icerik cozumlemesine bilmem gereksinme kalir mi sorusu da onemli.

birkac yil once, turkiye'de $iir okurunun genel gustosunun 1985 dolaylarinda, ismet ozel $iirinin o gunku evresiyle sinirli kaldigini, dondugunu ileri surmu$tum. korkarim, $airin kendisi de, ula$mi$ oldugu cizginin gerisine du$erek bu gozlemimi dogrulami$ oldu.

ote yandan, o goru$lerimle celi$mek pahasina soyleyecegim: bir yusuf masali'nin bende yarattigi $a$kinlik, bu kitabin nicedir geli$me icinde degil diye yakinilan turk $iirinde, son yirmi yil icinde ciddi ve onemli bir degi$im ya$anmi$ oldugunu gostermesiyle aciklanabilir gibi geliyor bana.

ismet ozel, her vakit yakindan izlemi$ oldugum, $iirinden beslendigim bir $air. ozel sohbetlerimizden biliyorum, bu kitabinin bitmesini yogun bir heyecanla bekliyordu -dogrusu, ben de oyle. getirdigim yargilarin kesin ve keskin oldugu du$unulecektir. bir yusuf masali'ni okurken hangi noktalara vardiysam, onlari dile getirdim. ba$ka yargilar nasil olsa gelecektir.

bana oyle geliyor ki, ismet ozel'in $iirine daha fazla vakit ayirmaya, kendisini enikonu acmaya, a$maya gereksinmesi var.

enis batur

ic. virgul s.27/$ubat 2000, s.17.
11 favorites - -
sabah ayartması şiirinde `sabah günün en kıskanç vaktidir`der ve ben onu bir kez daha takdir ederim..
26 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (464)