tam hali "iş bırakan öğretmenlere disiplin cezası verilmesi gerektiği" olacaktı ama malum karakter sınırı.
bu konu hakkında kanun hükmü açık ve şöyle der:
657 sayılı devlet memurları kanunu,
grev yasağı:
"madde 27 – devlet memurlarının greve karar vermeleri, grev tertiplemeleri, ilan etmeleri, bu yolda propaganda yapmaları yasaktır.
devlet memurları, harhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılamaz, grevi destekliyemez veya teşvik edemezler."
madde açık ve net. bu maddeye aykırı davranan öğretmenler hakkında en azından "görevi ihmal ve/veya görevi savsaklamak"tan disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.
hatta ceza kanunu anlamında görevi köyüye kullanma suçu bile oluşmuş olabilir.
türk ceza kanunu ilgili maddesi şöyledir:
görevi kötüye kullanma
"madde 257- (1) kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
ortada bir disiplinsizlik veya cezalandırmayı gereken fiil veya şahıslar var ise adli ve idari makamların gerekeni yapacaklarından şüphem yok. bekleyip sonucu göreceğiz.
şimdi de siktir git “kamu görevlileri sendikaları ve toplu sözleşme kanunu”nu oku.
rica etsem biraz ileride ağlayabilir misiniz?
elin arap sığıntısı gelsin bir öğretmeni şehit etsin, yıllarca devlet memuru olarak şefinden ayrı velisinden ayrı mobing gör, şiddet ve saygısızlıkla boğuş. sonra öğretmenler grev yapmasın, yapan cezalandırılsın. olduuu canım üstüne de tuz serpelim mi? iyice aptal oldunuz galiba. bu asalaklar bu ülkenin en büyük düşmanı.
“çalışanların işverene taleplerini kabul ettirebilmek için yasalar çerçevesinde iş bırakması” olarak tanımlanabilecek grevin ne olduğunu bilmeksizin, bugün gerçekleştirilen eylemin özünde grev olmadığının farkında olmayan ya da farkında değilmiş gibi yapan birinin işgüzarca açtığı başlık.
anayasa mahkemesi, 18.09.2014 tarih ve 2013/8463 başvuru numaralı kararı ile iş bırakma eylemine verilen cezanın anayasa'nın 51. maddesinde yer alan sendika kurma hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.
avrupa insan hakları mahkemesi de 15.09.2009 tarihli, kaya ve seyhan - türkiye kararında (application no. 30946/04); sendika üyesi personele, bir günlük iş bırakma eylemine katılmaları nedeniyle 11.12.2003 tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin, her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı, öğretmenlere verilen disiplin cezasının acil bir sosyal ihtiyaca tekabül etmediği ve bu nedenle demokratik bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varmış, bunun sonucu olarak, bu davada, başvuranların aihs'nin 11. maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle avrupa insan hakları sözleşmesinin 11.maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
edit:sorulduğu için eklemek gerekirse; iş bırakma eylemine katılan ve sendikasız çalışanlar hakkında da, sendikalı çalışanlar için söz konusu olduğu gibi ceza verilemez. özetle; sendika üyesi olsun ya da olmasın toplumsal bir eylem kapsamında iş bırakan çalışanların bu demokratik hakkı yasal zeminde korunuyor.
sendikalı öğretmene sendika kararına uyduğundan dolayı ceza verilemez. emekli bir öğretmen olarak çok daha zor günlerde iş bıraktım. o zamanlar müfettişlere savunma yapardık. şimdi korku dağları yıkıldı artık, iş bırakmaktan korkmuyorlar.
git kumda oyna koçum, sabah kalkıp yumuşak koltuğundan ona buna sallamayla yazar olunmuyor. aç kanun, yasa, mevzuat, yönetmelik oku öyle gel. herkesi kendin gibi eksik mi sanıyorsun?