tam tersi olsaydı milletin dükkanlarını yakmaya, mağazaları soymaya başlamışlardı bile. şimdi ise medyada zor yer buldu. iyi ki x var.

vagon ful zenci dolu. saldırıya uğrayan kız tek beyaz. basbayağı ırkçı cinayeti. aptal sjw tayfası adama "mentally disabled" bahanesi uydurup aklamaya çalışacaklar.

orda zenciler burda kürtler. uluslar yoklukla sınanıp akıllanmadığı sürece bu sirk devam eder.

savaştan kaçıp gittiği abd'de namusuyla para kazanırken (pizzacı da çalışıyormuş) bir maymun tarafından acımasızca katledilen ukraynalı bir kız. gerçekten çok üzüldüm, görüntüleri izlerken öfke ve ağlama arasında bir yerde gidip geldim.

kimse kusura bakmasın bu zenciler her türlü ırkçılığı hakediyor. abd'de beyazlardan belki de 5 kat daha fazla suça karışıyorlar. mal solcular hala bunları koruyor. tarih boyunca bunlar hep eğitilmez bir toplum oldu. zeka seviyeleri de gerçek manada beyazlardan daha düşük.

twitter'da bir amerikalının yorumunu gördüm altına imza attım ''ya ırkçı olacaksın ya da ölü tarafını seç'' yazmış. daha güzel özetlenemezdi.

siktiğimin zencileri çıkıp gösteri yapsınlar şimdi. amk çocukları 1 tanesi öldürülünce ortalığı ateşe verirler, zenciler beyazları öldürünce sesleri solukları çıkmaz.

amerika'da yaşayan bir türk, solcular bu olayı bilerek halı altına süpürüyor oy kaybetmemek için yazmış. bu sjw kültürü tam bir orospu çocukluğu.

bu kadıncağızı yok yere katleden hayvan 14 suçtan -bazıları silahlı soygun, saldırı gibi suçlar- defalarca tutuklanmasına rağmen hala sokaklarda gezmeye devam etmiş.

daha yakalanır yakalanmaz neredeyse dakikalar içinde liberal basın tarafından akli dengesi bozuk ilan edilen bu manyakla ilgili asıl ilginç olan gene suçlu gibi siyahi olan magistrate judge^* teresa stokes rarafından yargıcın şahsi bağlantısı olan bir tedavi merkezine gideceğine yazılı olarak söz vermesi karşılığında serbeest bırakılmış.

yani yargıç stokes ırkdaşına pozitif ayrımcılık yapmasa büyük olasılıkla bu kadıncağız hala yaşıyor olacaktı. işin daha da ilginci bu sözde yargıç hakkında şu an internette tam bir karartma var. kadının bağlantıları, geçmiş kararları vesaireyi geçtim net bir resmi bile yok ortada.

oysa stokes’in bağımlılık tedavisi ve “second chance / ikinci şans” odaklı rehabilitasyon çalışmalarına aktif katıldığı, organizasyonlarda görev aldığı belgelenmiş durumda. normalde böyle kişiler, hele ki abd’de, bolca panel fotoğrafı, röportaj karesi, sosyal medya izi bırakırlar.

ama internette görsel iz neredeyse yok. şu an basında kullanılan görseller de çoğunlukla mahkeme salonu içinden veya duruşma kayıtlarından alınmış kareler, eski bir “basın bülteni” fotoğrafı bile ortalıkta bulunmuyor. tersi bu durum olsa ve beyaz bir bağımlı siyah bir kadını bu şekilde öldürse suçluyu bir önceki suçunda imza karşılığı salan hakimin yedi ceddini çarşaf çarşaf ifşa ederlerdi. şimdi ise bu olay hiç yaşanmamış gibi yapılıyor ve internette ciddi bir abluka uygulanıyor. hem olaya hem de olayda rolü olanlara dair ayrıntılara ulaşmak mümkün değil.

not: magistrate judge pozisyonu 1968'de ihdas edilmiş bir tür hukuki asistanlık. 1990'larda bu pozisyon evrak hazırlamaktan daha geniş yetkilerle donatılıp, hafif suçlarda -bizdeki sulh hukuk mahkemelerine benzetebiliriz- karar veren aktif yargıçlara dönüştürülmüş. amaç mahkemelerin artan yükünü bazıları hukukçu bile olmayan personele delege edip, ufak tefek suçların hükümlerini bu yan mahkemelerde halletmek ama tabi iş amacından sapıyor ve dei için kılıf olarak kullanılıp, shaniqaları, latoyaları, lashondaları kadrolara doluşturmak için kullanılıyor demokratların hakim olduğu bölgelerde.

(bkz: james dewey watson) dna'yı keşfeden bilim adamıdır. çalışmalarının sonucunda zekanın genetikle ilgisi olduğu ve deneylerin sonucunda siyahların zekasının düşük olduğunu savundu. sonra bu adamı bilim dünyası aforoz etti. haklı olduğunu herkes biliyor ama bir takım sebeplerden dolayı söyleyemiyor.

mesela amerika'da siyahlar toplam nüfusun %13 ü iken cinayet suçunun %52 sini siyahlar işliyor. siyahlar beyazlara göre 4 kat daha cinayete yatkın.

keşke türkiye'de de suçluların soy kütüğünün bağlı olduğu illere göre suç istatistikleri yayınlansa.

çaresizliğin, kimsesizliğin ızdırabını iliklerine kadar hissederek kırgın bakışlarıyla bu dünyadan kayıp gitmesi aklımdan çıkmıyor. en çok da yan tarafında oturan kırmızı tişörtlü domuza attığı, "gerçekten yardım etmeyecek mi?" bakışını hiç unutmayacağım. eder mi be kızcağız? katil kendi klanından biri ve az sonra eve gidip mikrodalgada ısıttığı yemeğini yumuk parmaklarıyla ağzına sokarken bu vahşeti birine telefonda "gurll, hommie got da white shit fo’ real, i'ma shockeddd" diye anlatacak. katılsanız da katılmasanız da gerçek bu.
bunlar birkaç sene evvel torbacının biri öldü diye ortalığı yakıp yıktı, o bahaneyle dükkan mağaza camı indirip güzel bi yağma da yaptı, cukkasına baktı. bunların yağmacılığı arsızlığı kabak gibi belli olmasın diye kamala belli bir meblağ altındaki hırsızlığın suç sayılmaması için kıçını yırtıyordu en son. ama gerçek, temmuz güneşi gibi tepede; yüzyıllarca bunları ezen sömüren kodaman, patron, ağa, toprak sahibi şimdi bu grubu kendi halinde yaşayan, çalışan orta sınıfa musallat edip, "hadi size yapılanların acısını bu insanlardan çıkarın, ben kafamı öteye çevirdim bile" diyerek günah çıkarma seanslarına başladı. dünyanın her yerinde birileri günah çıkaracak, sevimlileşecek diye alt kültür şımarıklığı, vandallığı arşa çıkarıldı. yaşamını idame ettirmeye çalışırken çocuk büyüten, düzgün bir insan olmaya çabalayan herkesin ağzına sıçılıyor.

beklediğim bir şeydi ve geldi; katil decarlos brown için hemen akıl hastalığı kartı oynanmaya başlamış. zaten böyleleri ya akıl hastasıdır, ya suça sürüklenmiştir, ya merkür retrosundan etkilenmiştir, lolll. bahaneler hiç şaşmaz fakat velev ki akıl hastası; bu neyi değiştirir? akıl hastalığının müsebbibi öldürülen kızcağız mı? sağlıklı birey sağlığından bir fazlalıkmış gibi utanıp neden deliye sonsuz hoşgörü ile yaklaşmalı? delinin sağlıklıyı katletmesinin hoşgörülebilir değil, deliden onu toplum içine salanına kadar tokyekün cezalandırılma gerektiren bir şey. delilik ne zamandan beri açık havada tedavi edilmesi mümkün bir şey oldu da sokaklarda her an "şu bana yan baktı, demek ki suikastçi ve beni öldürmek istiyor" düşüncesine kapılarak boynumuza bıçağı takabilecek kapasitede insanlarla yan yana yürümeye mecbur bırakıldık biz? bu "ama akıl hastası o" arsızlığı öyle bir noktaya geldi ki philippe pinel bile keşke kilit altından çıkarmasaydım diye mezarında ters dönüyor. teşhisi ne olursa olsun, normal insan bir akıl hastasının her an ve çok ani gelişebilecek şiddet eğilimiyle yaşamak zorunda değil. yeter artık, delinizi kapatın.

şimdilerde tam tersi pompalansa da özellikle yaşı çok genç olan arkadaşlara bir iki şey söylemek istiyorum; sağlıklı bir insan olmak, sağlıklı ve sevgi dolu bir aileye mensup olmak, sınavlarda başarı kazanmak, meslek sahibi olmak, gerçek bir işin ucundan tutup hayatını idame ettirmek, bazı kişi ve gruplardan uzak durmak, herkesle kaynaşmayı reddetmek, sınırlarını korumak, hayır diyebilmek, utanılması gereken bir lütuf değil çocuklar. sınırınız net olsun, önyargılar dün geceden bu sabaha mı oluşmuş bi durup düşünün. kabul görmek, linçlenmemek, yaftalanmamak, övülmek için kendi aklınıza, içgüdülerinize ve kişiliğinize ters gelen hiçbir şeyi istençsizce kabul etmeyin. buna mecbur değilsiniz. kabul görmek isteği önce kişiliğinizi ve kim bilir bir gün bedeninizi öldürür. bırakın linçlesinler, size ne? üç gün linçler beş gün sonra nefret kusacakları başka birine koşarlar. keşke iryna da abd'ye gelirken duyduklarını tamamen gözardı etmeseydi de biz onu ölümüyle değil, x'te libtard hesapların paylaşacağı "beyaz göçmen kız siyahi yoğunluğunu görünce vagona binmekten vazgeçiyor!!!" videolarında peronda sessizce ve sağ salim uzaklaşırken tanısaydık.

abd’deki insanların %99’unun bu olaydan haberi bile yok. inanın bana. kimsenin sikinde değil.

eğer bu saldırıyı bir beyaz, bir siyaha yapsaydı o zaman görürdünüz gümbürtüyü. siyahiler dokunulmaz konumda bu ülkede. bize çok zulmettiniz, malınız da canınız da bize helaldir, ne yaparsak yapalım haklıyız diye bir düşünce geliştirmişler. bunlardaki şımarıklık ingiliz asilzadelerinde dahi yok. bunun patlaması çok feci olacak bir gün kendileri için. neyse, büyük şehirlerde toplu taşımaya binmeyin, binseniz dahi sırtınızı kimseye dönmeyin, siyahilerle tartışmaya girmeyin, teşekkür dahi etmeyin, sesinizin tonu beğenilmediği için öldürülebilirsiniz. saatlik 15 dolara çalışıp yorgun argın evine ulaşmayı amaçlayan gariban kıza oldu olan.

evet. 10 eylül itibarıyla yeni yeni gündem oldu. tabi normalde iryna’ya nefret kusması gereken trump da kendini olaya kahraman olarak konumladı. ne iğrenç dünya amk.

aynı burada suçu kürt işleyince sol tayfa 3 maymunu oynadığı gibi orada da suçlu zenci olunca 3 maymun oynanıyor. en çok millete ırkçı diyen tipler bir suç işlendiğinde ırka bakıyor ve ona göre tepki göstermekle görmezden gelme arasında seçim yapıyorlar.

https://x.com/…fanyfong_/status/1964754569889817004

biz nerede yaşıyoruz abi? nereye gidiyoruz? amerikada metroda kadıncağız nedenini kendi bile bilmediği sebeplerden öldürülüyor dünyanın en büyük haber kaynağı bir tane bile haber girmiyor twitter çalkalanırken. the telegraph amerikadaki her haber kaynağından önce giriyor haberi. bu açık açık toplumu dizayn etmek ve belirli bir görüşe sürüklemektir. inanılmaz bir yere gidiyoruz.