kadıköyde akmar pasajının bir üst sokağında yıllardır hizmet veren bir sahaf. sahipleri oldukça bilgili ve yardımsever insanlar. yalnız fiyatlar biraz pahalı. tam karşı çaprazında bulunan
gençler sahafın kapanmasıyla alt katını da açarak gençler sahafla birleşmiş geçen ay. kitap almazsanız bile eğer aklınızda 'ne okumalıyım' sorusu varsa, gidin ve konuşun. işinize yarayacaktır.
dükkanda var olan osmanlıca eski eserlerin listesine şu adresten ulaşabileceğiniz sahaf.
(bkz:
http://www.genclersahaf.com/)
hamiş: ayrıca yerini bulmak isteyenler, nezih kitabevinin tam karşısındaki çiçekçinin olduğu sokaktan giriversinler.
bir william faulkner romanına, sırf murat belge imzalı diye 60 lira fiyat biçen sahaf.
her girişimde illa ki bir kitaba takılı kaldığım, fahiş ücretini ödeyip kitabı alarak ayrıldığım sahaf. güzel kitaplar var ama paranız varsa gidin. paranız yoksa kapının önündeki tezgahta da ara sıra güzel ve ucuz şeyler olabiliyor, onlara bakın.
güler yüzlü bir sahibi olan sahaf. muhteşem kitaplar satan, tatlı, hoş sohbet, sabahattin ali hayranı bir insan. kitap fiyatları ile ilgili ise her kuruşu hakettiğini düşünüyorum. gördüğüm en güzel sahaflardan biri.
beni yana yakıla harita aramaktan kurtarmıştır.epey eski bir yayın olsa da hiç yoktan idare eder.üstelik çok da makul bir fiyata edindim.hemen belirteyim;şehir,ülke haritası ararsanız günün birinde dükkanın alt katında yer alan kutularda bakınız.ıslak mendille gidilmesi tavsiye edilir.
*
pahalıdır lakin o antin kuntin bilim kurgu kitaplarını baska nerede bulacagımı bilemedigimden hep giderim. gerci kasadaki amca her seferinde kitaplardan biri benden deyip indirim yapar.
kitabevi "assolist" gibi düşünülürse, "sahaf" onun pavyona kadar düşmüş halidir. bazı sahaflar bu hali kabullenmiştir. hadlerini bilirler. bazısı, halen kendisini "assolist" sanar. netice de, her iki halinde de sevimsiz bir tiptir sahaf. halini kabullenmiş olanla işler biraz daha kolay olabilir. imge, ikinci gruba dahildir. sahibi olduğunu sandığım yaşlı adam hayli paragöz bir tip. o kadar ki, cebinizden çıkarttığınız paraya bile gözünü dikip huşu içinde bakıyor. paranın gözünü seveyim. ne denebilir ki başka? ha bu arada, eğer dükkanın mülkü kendilerine ait değilse, yakında restoran olması kaçınılmaz görünüyor.
kadıköy'deki bir sahaf. başörtülü müşterisine durduk yere 'sıkmabaş' diye hitap etme terbiyesizliğini gösteren bir adamı barındırır. yaptığı ayıp kibarca anlatılmasına rağmen diretip terbiyesizliği üst level'a taşımıştır. dükkan sahiplerinden yahut ortaklarından biri bu kişi, kitapların içinde yani dünyanın içinde nefes alıyor ama insanlıktan bihaber. birileri bu dönemde hala başörtüsünden nemalanmaya çalışırken, birileri de onların ekmeğine bayıla bayıla böyle yağ sürüyor.
**
sokaktan görüntü almaya çalışan gazeteciye hakaret eden, dövecekmiş gibi tavırlar sergileyen, kendisini ağa, sokağın sahibi sanan bir sahibi olan sahaf. dikkat edin kitap almaya giderken dayak yemeyin.