buradaki bir çok ergenler gibi 2-3 sene değil de 15 senedir ilber ortaylı'yı takip eden, hem akademik hem de sırf para için bastırdığı "sohbet kayıtlarından devşirilip basılan" kitaplarının hepsini okuyan, zamanında rss feedler varken (yeni ergenler ne olduğunu bile bilmez!) bütün aramalarda adını mutlaka listesine dahil etmiş birisi olarak defalarca görüp şahit olduğum durum.
ilber hocamız zamanında fethullah gülen'in okul açılışı adı altındaki rüşvet gezilerine de beleşe gitmiştir, onun okullanını da övmüştür, hem türkiye'de hem de yurtsışında olduğu dönemde yanına gidip onunla görüşmüştür.
bunları da o kadar inkar edilemeyecek ve hafızalardan silinemeyecek şekilde yapmıştır ki sorulmaya cesaret edildiği zaman bunları yaptığını inkar dahi edemez.
hemen şuraya bir kaç "kendi sesinden" kanıt koyayım. itiraz etmeyi deneyecekler önce bunları izlesinler :
https://www.youtube.com/watch?v=gzrfig5rppo
https://www.youtube.com/watch?v=uf05z_4koyq
en komiği de budur : paralel devlet iddialarına çocuklar bile güler
https://www.youtube.com/watch?v=ahuml7hwna8
buradaki yalakasının enver aysever olması bile rezaletin önde gidenidir.
özetlemek gerekirse ilber ortaylı zamanında uzun bir süre fethullah gülen ile içli dışlı olmuş, onunla uzun görüşmeler yapmış, fikir almış ve vermiş, ona hayranlığını gizlemeyen bir adamdır.
bütün bunları da "ben değil" çıktığı programlarda verdiği demeçlerle kendisi söylemiştir.
maalesef ilber ortaylı "dahi" zamanında fethullah gülen'in iyi niyetine inanmış, onun türk/islam kültürüne hizmet eden bir münevver olduğuna inanmış, onun önüne sunduğu maddi/manevi imkanlara hayır dememiş/diyememiş bir insandır.
bütün bilimsel çalışmaları, eğitimci kimliği, tarihçi olarak kalitesini bir yanabırakırsak ilber hoca "da" zamanında bu konuda öngörüsüz davranmış ve hata yapmıştır.
bilimsel olarak hatası kabul edilebilir fakat siyasi olarak ciddi çuvalladığı da inkar edilemez.
ilber ortaylı gibi çok tartışmalı konularda bile 1000 cümle kurup "karıncanın belini inciltmeden" ve "nabza göre şerbet vermenin" ustası karakterlerin bile hata yapması muhtemeldir.
benim görebildiğim en büyük hatası da zamanında "fethullah gülen cemaatine haddinden fazla güvenmesidir".
bu hatayı yapan tek kişi kendisi değildir elbet. o nedenle suçlanmamalıdır. fakat sanki zamanında fetö ve onun destekçileriyle çok yakın temasta olmamış ayaklarına yatması, ona gösterilen saygının arkasına sığınıp onunla röportaj yapan insanları "bana bu konuda soru sorarsan çekip giderim ve sen benim ünümün altında kalırsın" tehditlerine boğması da kabul edilemez.
neredeyse her hafta beraber program yaptığı fatih altaylı'nın bir kere bile bu soruyu sormaya cesaret edememesi de bunun kanıtıdır.
ilber ortaylı uzun zamandır programına çıkacağı televizyonculara "sorulamayacaklar listesi" gönderir. o listeden soru sorup da türk televizyonlarında programlarına devam eden yoktur.
türk televizyonculuğunda gerçekten cesur birisi eğer ilber ortaylı'yı 1 saatlik bir programa davet etsin, önüne de zamanında cemaat/fetö ve onların yan organlarına verdiği desteği gösteren haberleri ortaya koysun ve sonrasında hala yerini korusun, ben o kişinin taşaklarını yalamaya razıyım.
öyle bir "göt" ne türk televizyonculuğunda var. ne de öyle bir programa ilber ortaylı çıkmayı kabul eder.
kısaca : ilber ortaylı zamanında fethullah gülen'i sevip sayan, onun imkanlarıyla türlü yurtdışı gezileri yapan, onun etki alanıyla paslaşıyken bu grubu göklere çıkartan, fakat sonra bunların ne "mal olduğu" ortaya çıkınca da geçmişte yaptıklarını var olan "otoritesi" ve "toplumsal saygınlığı" ile ortadan kaldırmaya çalışan bir karakterdin.
yapması gereken tek şey zamanında yalamaya doyamadığı hoca efendi ile olan ilişkisini net bir şekilde anltamak ve arkasından da "hata yaptığını" açıklamaktır.
bunu yapamadığı sürece durumun "üzerine yatmaya" çalışmaktadır. toplumun daha çok sesi çıkan çığırtkan kesimi elbette bunları yemekte özgürdür fakat gerçekleri bilenler de susmaz.
ilber hoca çıkıp zamanında "neden fetö yalakası" olarak takıldığını, bu sayede nasıl topkapı'ya müdür olduğunu, o dönemlerde "neden en ufak bir akp eleştirisinde bulunmadığını", topkapı'ya onu müdür yaptıran fetöcü arkadaşı bakanlığı kaybedince neden oradan şutlandığını ve oradan şutlanır şutlanmaz (ve henüz fetö'nün nasıl pislik bir organizasyon olduğu ortaya çıkmadan) nasıl bir anda iktidar düşmanı kesildiğini açıklaması şarttır.
işin daha da komik yanı fetö gerçeği ortaya çıktıktan sonra sıkı bir "iktidar düşmanı" kesilen ilber ortaylı'nın daha geçen hafta cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'dan ödül alması ve o törende erdoğan yalakalığı sayılacak cümleler sarfetmesidir.
hoca, hoca! dün neydin, sonra ne oldun, en son neredesin?!
bir açıkla da hepimiz bilelim...