kıl olduğum kompleksli görgüsüzler bunlar..

ülkemde çok sayıda varlar..
özellikle suni zenginleşmenin, hızlı oluşan iktisabın ve dahası, kaynak edinmeksizin gelirde-kültür vs. de gözlemlenememiş zenginliğin harcamada baş göstermesinin sonucu sanıyorum daha ziyade..

tutumlu olmak yahut yapılması normal yerde 3 kuruşun hesabını yapmak, görgüsüzlük olarak addedilir oldu ve bunu yapan insan toplumda çok rahat kınanır oldu.. uyuz oluyorum..

evden işe yemek getirmek küçümsenir..
restoranda tabağında yemek bırakmamak küçümsenir..
aynı malı almak için birden fazla mağazaya bakıp en ekonomik olanını tercih etmek için harcadığın çaba küçümsenir..
yiyemediğin fazla gelen yemeği paket yaptırman küçümsenir..
eve ekonomik, idareli ampuller almaya kalkarsın küçümsenir dudak kıvrılır..

nası bi görgüsüzlük bu allahııııım...
kaynak ısrafını, gelişmişlik olarak algılayan zihniyetinize kafa atayım!
ki kafam da büyüktür.. can yakar..

(bkz: tüketim toplumu)

kazandığı ilk parayla araba alıp arka camına "bu arabada dünyanın en pahalı benzini kullanılmaktadır" yazar. o arabada tek başına yolculuk yaparken, son model cep telefonu marifetiyle konuştuğu arkadaşına "ileride polis var az bekle" der. polisi geçtikten sonra, ana teması tc bankaları müşteri söğüşleme kataloğu olan konuşmasına devam eder. arabasını almak için kredi çekerken ödediği dosya masrafı içine oturmuştur zira. bir yandan da trafiğe söver. pis trafik. o mis gibi arabasıyla işinden evine giderken, önüne yüzlerce araba koyup ilerlemesini engellemektedir.

bu dingiller adınızı "varyemez"e çıkarabilirler.

sanane arkadaşım, ihtiyacım olmayan şeyi almıyorum. almak zorunda mıyım?

eskiden biraz daha rahat para harcadığımız günlerde ebeveynlerimizden ya da diğer büyüklerimizden şu eleştiriyi alırdık: "tabi kendin kazanmıyorsun o yüzden kolay harcıyorsun -ki tarihin herhangi bir döneminde kolay para harcayamamışımdır-, kendin kazanmaya başla o zaman görürüm seni".

işin ilginç tarafı bu bahsi geçen görgüsüzler kıçlarından ter çıkarak kazandıkları parayı hiç düşünmeden gösterişli bir telefona ya da ıvır zıvıra harcayabiliyorlar. ben asıl buna şaşıyorum.

bunu yapan tam bir öküzdür. ferrari'ye lpg taktırırsın küçümser.

bazı ürünler içerik olarak benzer olabiliyorlar. markalar ve tanıtıma harcanan paranın ürünün fiyatını sıçrattığı oluyor. o zaman gerçekten durup düşünmek gerekmekte, niye gereksiz yere fazladan para ödeyelim ki? özellikle türkiye'den bahsediyorsak, insanların parayı sokakta bulmadığı, ekonominin birkaç kalem üzerinden zar zor yürüdüğü bir ülkede aslen bonkör olmak görgüsüzlüktür. ürüne maliyeti için para ödüyorsunuz, kendinizi ifade etmesi için değil...

şöyle bir şey de var, cimri ile tutumlu arasındaki fark fazlaca aşıldığında görgüsüzlük oluyor, sözlük tanımıyla işin içine antin kuntin hesaplar girmiş oluyor ki o zaman eleştiri yaptığı için görgüsüz görülen kişi haklı oluyor. fazla parası olanın har vurup harman savurması gibi. duruma göre haklı çıkmış oluyor...

(bkz: satın alınan bir şeyin aynısını daha ucuza görmek)
(bkz: her şeyin en ucuza nereden alınacağını bilenler)
(bkz: alınan her malın daha ucuzunu bilen insan)