idam cezası geldiğinde zaten hayal olan ab üyeliğinin yanı sıra adaylığın da biteceğini bilerek bu fikri savunmak.

pireye kızıp yorganı yakmak.

gerçek vatanseverlik bu olsa gerek.

ekleme:
boşver amk diyenlere;

1) o zaman neden 50 yıldır ab kapısındayız?

2) birçok insan hakkı ihlali yapan siyasal iktidar ve yancıları ab kurum (aihm vs. ) ve kurallarından kaçmak için kendini kovdurmaya çalışıyor olabilir mi?
bkz. ağam beni kovirsen

3) ab'ye niçin almadıkları ayrı bir başlıkta tartışılabilir. ancak almasalar bile adaylığın türkiye'ye kazandırdıkları yok mudur?

4) vatandaş, idam gelince ab hikayesinin biteceğinin farkında mı?

idam, bu topraklarda şarttır

sikerim avrupa birligini bizim huzurumuz ab'den önce gelir!

“pireye kızıp yorgan yakmak”

sanırsın avrupa birliği bizi kabul edince seviye atlayacağız, türk diye bizi yabana atmayacaklar. her gün bir orospu çocuğu kadınlarımızı taciz ediyor. yetmiyor kadınlarımıza şiddet uyguluyor. o da yetmiyor annelerinin kucaklarından yeni ayrılmış minicik yavrulara göz dikiyor. masum hayvanların canlarına kastediyorlar. hiç bilmiyorlarsa sırf önünden geçiyor diye tekme atıyorlar, tecavüz ediyorlar. bunlardan 1 tanesi senin bi yakınına gelsin bakalım “ab üyeliğimize ne olacak yhaaa” diyor musun. demezsin.

bu orospu çocuklarına hapiste ekmek, su, yatak vermek bile ödül. medeniyet hak edenler içindir. hak etmeyen kansız orospu çocuklarına çözüm de bellidir. ya çocuklara, kadınlara, hayvanlara el sürmeyecekler ya da bedelini canları ile ödeyecekler. iflah olmaz bir hastalık gibi çoğalan bu aşağılık yaratıklar son bulana kadar ölüm tek çare. can korkusu taşımadıkları için bunca cana zarar veriyorlar çünkü.

ikisi de değil

hala idam diyenler var ya. bu ülkede idam olsaydı şu son 15 senede onlarca masum insan ki bunlara ülkenin en iyi komutanlarından ilker başbuğ da dahil, vatan hainliğinden yoktan yere idam edilirdi. siz eğitilmezsiniz.

ab ile artık restleşmenin zamanı ise; tabiki idam istiyoruz. ve artırıyorum ayasofya nın tekrar cami olması.

idam konusunda adil olunacaksa kesinlikle idam gelmeli ama insanın hiçbir zaman adil olamayacağı gerçeği göz önüne alınırsa, idamı arzulatan suçların önüne hukuki çerçevede işlevsel yaptırımlar koymanın daha adil olacağını düşünüyor ve avrupa birliği diyorum.

(bkz: kurunun yanında yaşın da yanması)
(bkz: aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın)

ya işte! biz bu kafada bir ülkeyiz. biz avrupa insanı gibi kurallara uyup disiplin içerisinde bir yaşam düzeni kuramayız ki.
biz avrupa birliğine de giremeyiz. o yapıda bir topluluk değiliz. dini ayrımımızdan bahsetmiyorum.
benim aykırı veya suça meyilli insanım senin kanunlarına caymaz ki. buna ancak avrupalı disiplini uyar ve de idamı kaldırır elbette.
bu sapıkları bu hayvanları kitapla kanunla kuralla yola getiremezsin işte bu topraklarda! bunlar bir tek idamdan anlar. vereceksin görüne elektriği.
avrupa birliğinin de amınakoyayım.

not: siyasi strateji olarak onlar bizi oyalıyor ya hani; bizde onların dediklerine (bize çok bulaşmasınlar diye) “he he” diyip bizde strateji yapıp onları oyalamıyorsak, bizimde amımıza koyayım çok afedersiniz.!

doğru seçenek tabii ki bağımsız yargıdır. önce hukuk devletini tesis edin, adil yargılamayı sağlayın, sonra idam mı gelir, elektrikli sandalye mi, zehirli iğne mi, münasip olanına karar verilir zaten. bunlar basit mevzuat değişiklikleri değildir ve parmak sayısı hesabıyla olmaz.