bilim kurulu üyesi prof. dr. serap şimşek yavuz tarafından dile getirilen görüştür.

katıldığı bir programda konuşan yavuz, yasak karşısında hayretler içinde kaldığını ve insanların evinde içki içmesini yasaklamanın inanılmaz bir şey olduğunu vurguladı.

hatta yavuz, içki gibi dezenfektanların virüs yükünü azalttığını da söyledi.

bilim kurulu'nun, bu ülkenin liyakatla oluşturulan nadir organlarından biri olduğunu düşünüyorum. en azından alanında uzman insanları bir araya getirdiler. ee tabii mesele can olunca din edebiyatı yapanı değil de bilimsen birikimi olanı almak zorunda kalıyorsun.

ama gördüğümüz üzere, bilim kurulu'ndaki insanların da fikirlerine itibar edilmiyor. salgında tam kapanma kararı alıyorsun ve bilim kurulunun görüşüne başvurmadan içki satışı yasağı koyuyorsun. neye göre, kime göre? hangi mantığı var bu yasağın? hiçbir açıklama yok. tek bildiğimiz yasak. kabile devleti deyince de kızıyorlar. ne diyelim, kuzey avrupa demokrasisi mi?

bir tane liyakat esasına dayalı kurul oluşturdunuz bari onların sözünü dinleyin bre cahiller. bu kadar mı zor doğru olanı yapmak. bu kadar mı zor herkesin mutabık olacağı şeyler üzerinde uzlaşmak. şu fanatik, şu salya saçan gerici tarafınızdan gına geldi artık. sizin için filmin koptuğu yer de burası olacak.

siyasal islamın çarklarının bilimsel akılcılıkla döşenmediğindendir.

gercekten bu yasagin akilci olup olmadigini dusunup analiz edecek kadar ugrastiniz mi?

yasağın virüsle ilgili olduğunu düşünüp, bu konuda kafa patlatanları görmek cidden çok acı.

içki yasağının asıl amacı şudur : erdoğan içki yasağını diline dolayacağını düşünerek kılıçdaroğlu'na (ve chp'ye) bir zarf attı. kılıçdaroğlu bu zarfı alsa ve içki yasağı aleyhine bir şey söylese, "bak kılışdar mübarek ramazanda içki içilmesini savunuyor" diyecek ve kendisinden kopmakta olan yoksul dindar kitlenin bir bölümünü kendisine geri çekecekti.
chp bu noktada, çok akıllı davrandı ve zarfa dönüp bakmadı bile. bir şark kurnazlığı planı daha geri tepti.
yapılacak şey şudur: bugün ve yarın mümkün olduğunca stok yapın ve evinizin bahçesine, olmazsa balkona çıkın ve orada için. içkiniz bitince şişeleri atmayın, içiyormuş numarası yapın.

ben doldurur ben içerim günah benim kime ne...
yani dünyanın, galaksinin, evrenin en gereksiz yasağı. sokağa çıkmayı yasakla, içen evinde içecek sana ne ?

bence tamamen akılcıdır. yasağı koyan için içki haramdır, bu inanca sahip biri de içkiye fırsat buldukça önce gizliden daha da fırsat buldukça aleni olarak yasak koyar .
neresinde akılsızlık ?

içki içmenin "zil zurna içip adamı maymuna döndürmek" olduğunu sananların toplandığı başlık.

ağız tadı ile için, maymun olmayın dostlar, keyiflidir, kanı sulandırır, kan akışı hızlanır, bence az zihin de açar.

rahmetli hacı dayıma kalpten ölmeden önce doktorunun "her akşam 1 fincan viskiyi ilaç gibi içeceksin" dediğini duydu bu kulaklar.

ülkemizde de korkulacak derecede tüketilmemektedir, tamamen algı operasyonu oluşturuyorlar. yukarıda rusya örneği vermiş yazar, rusya en çok tüketen değil ama adamlar bira - şarap gibi az alkollü ürünleri içmiyor, vokta takılıyorlar genelde. biz onların %10 unu anca tüketiyoruz.

2019 raporu : en çok alkol tüketen ülkeler ,

listenin ilk sırasında yılda kişi başı ortalama 12,3 litre alkol tüketilen litvanya geliyor.
avusturya (11,8 litre),
fransa (11,7 litre),
çek cumhuriyeti (11,6 litre)
lüksemburg (11,3 litre) ilk beşteki ülkeler.

rusya, macaristan ile birlikte listenin yedinci sırasında. araştırmaya göre bu iki ülkede kişi başı ortalama yıllık alkol tüketimi 11,1 litre.

almanya 10,8 litre ile sekizinci,
portekiz 10,7 litre ile dokuzuncu,
polonya 10,6 litre ile 10’uncu sırada.

kişi başına ortalama alkol tüketiminin en az olduğu ülkeler ise endonezya (0,3 litre),
türkiye (1,4 litre),
israil (2,6 litre, ...

kaynak : link

kadin ickinin pandemi yasagiyla alakasi ne diye soruyor, okudugunu anlamaktan aciz herbokolog gelip altina ickinin zararlari ile ilgili entry giriyor.

son dönemde bilim kurulunda olmaktan pek de mutlu olmadigini düsündügüm (yalnizca kendi fikrim) gayet de mantikli aciklamasidir.

evet akılcı demiş. bağzıları gibi içki içen adamın 55 yaşında öleceğini sananlar gibi oturma organı yerine beyniyle düşünerek demiş bunu. ruslar çevresel başka sebeplerden ölüyorlardır. dünya geneline bakın dozunda alkol insanları dinç kılar. mental olarak bağzılarının " tiyzeeeeee, iymisin tiyzeeeee" dedikleri tiyzeler gibi yapmaz. hatta uzmanlar özellikle 2 kadeh şarabın kalp sağlığı üzerindeki olumlu etkisini yazarlar arada. ama yok ruslar 55' de ölür. almanlar 95. neden almanyaya bakmaz o tespitçiler, çünkü almanya onları kıskanır. neden kıskanır, tiyzeleri yüzünden . tiyzeniniz çamlarını görün emi!