tanim: bu fikre sahip olanlar; atalari, o hayvanlari igrenip yemese birak atesi kesfetmeyi, gotunu yaprakla silmeyi bile dusunemeyecekken, zamanla kendini aydinlanmis zannedip, yuzbinlerce yildir o hayvanlari yiyerek gelistirdigi beyinlerinden urettikleri yarak kurek fikirler ve sikko deger yargilarini diger insanlara ajitasyon vesair dandik yontemle kabul ettirmeye calisanlardir.
edit:imla

buyrun benim
bi durum mu var?

bu veganlik, çevrecilik, mor saçlı feministlik ile hayatta kalma sorunu arasında şizofrenik bir çatışma var.

yeri geliyor bu veganlik, çevrecilik, mor saçlı feministlik, kadın amazondur, savaşıdır, koruyucudur , ataerkil düzen kadının elinden gücü almıştır diyor.
yeri geliyor, herkesin yaşam hakkı gereğince kahrolsun bagzi yemek kültürleri, deniyor.

eğer yemeğinizi para verip pazardan veya süpermarketten almasaydiniz, tavşanı, kuşu, balığı avlamak için bin bir türlü uğraş verirdiniz.

karşı oldugunuz şey esasinda hayvanların mezbahada sadece tüketilecek yemek olarak var olmasiysa bu anlaşılır. ama bir yanda seri üretim
tüm ürünleri kullanıp, diğer yanda hayvan hakları demek kavram kargaşası.

internetin yaygınlaşması, digital dünya için aşırı bir enerji ihtiyacı ortaya çıkardı.
biz burada çük değerli fikirlerimizi paylaşırken, doğa geri dönülmez bazı yollara giriyor.
arz ederim.

ayrıca 2 hafta önce nagiri yedim. evet haşlanmış pirinç üstüne çiğ balık. ben çok iyi bir yerde yedim. en azından bakteri vs şüphesi yoktu.
tadı?
tatsız.
olayı?
çiğ balığı işliyorlar ve lokum gibi ağızda dağılıyor.
olayı, etin sakız gibi ağızda büyümemesi.