70'li yaşlardaki insanlara oy vermek zorunda bırakılmak.
gözlerinin feri sönmüş, yüzleri haritaya dönmüş ama kalkmışlar oy istiyorlar.
bence demokrasi tam da burada tam olarak kangren oluyor.
yasalarca tarla satamayan insanlara memleket emanet edilir mi? ettik de n'oldu?
yolda görsek selam dahi vermeyeceğimiz insanlarla, mesai süresince mecburen iletişim kurmamızdır.
yoğun bir tempo ile çalışmak. bugun okuldan kactim. evet resmen gitmem gereken ve gitmezsem sorusturma yiyecegim seminere gitmek icin okulda son derse girmedim ve kactim. müdürden insan gibi izin almayi denedim vermedi. vermezlerse kaçacam diyerek aldim çantamı çıktım okuldan. sanırım okuldan kaçan ilk ogretmen de benimdir. şimdi taa ikitelliden sultanahmetteki seminere istikamet etmekteyim. muhteşem kaliteli bi hayat, di mi?
zorunlu olarak yaptığınız her şey.
-ekonomik imkansızlıklar,
-zor , sağlıksız, stres dolu bir çalışma ortamı,
-alkol, sigara ve uyuşturucu ve her türlü benzer zararlı bağımlılıklar,
-büyük şehrin getirdiği zorluklar (trafik, kalabalık, gürültü, kirlilik, yeme-içme alışkanlıkları),
-kötü, yozlaşmış insan karakterleri ile dolu bir çevre,
-bunun tam tersine aşırı yalnız bir hayat,
-kötü giden evlilikler, aile kavgaları,
-spor, hobi, sosyal ve kültürel aktiviteler yapmadan odun gibi yaşamak
aklıma gelenler bunlar. daha ilaveler bulunması mümkün tabii.
yaslanmak. her sey boka sariyor. (bkz:
system failure)
ha bir de tabii,
(bkz:
bir defa gelinen hayatta sabah 8 akşam 5 çalışmak)
niteliklerini kontrol etmeden insanları hayatınıza dahil etmeniz
etrafinizda sizden zeki, dinamik, arastirmaci ve motivasyon sahibi insanlarin cok az olmasi.
entellektuel insanlarla daha cok etkilesime girmek kesinlikle zaruri ve bunun olmamasi veya az olmasi kotu.