sokakta at gibi köpekler olmasını istemiyor. gerisine karışmaz.
milyonlarca asla sahiplenilmeyecek köpeği bakacak yer, para ve gerek olmadığı için sonuç itlaf oluyor.
bugün çok büyük bir devlet hastanesinde otoparktan polikliniklere yanımda iki tane 70 yaşın üstünde kadın ile birlikte yürüyoruz, zaten hasta insanlar, zor yürüyorlar, bir anda kalabalık hareketlendi, sağa sola ayrılıyor. bir baktım, 3 tane at gibi, gerçekten vur semeri 6 yaşında çocuğu gezdirsin ebatında köpek, musa'nın kızıldenizi yarması gibi bizim tarafa geliyor. annem, koluma girmişti, kendini yola attı köpeklere yol vermek için. anne, sen korkmazsın köpekten, hayrola dedim. oğlum, kanserle uğraşıyoruz, bir de kuduz çıkmasın, siz de uğraşıyorsunuz peşimizden sonra diyor. ne diyeyim şimdi, böyle başıboşluk olur mu, bu nasıl şehir, nasıl ülke? insanların bu kadar değersiz, başıboş köpeklerin bu kadr değerli ve özgür olması dangalaklığın nirvanasıdır.
itlaf arkadaş, kıvırmaya, can dost, pati, b.k püsür duygusallığı yapmaya gerek yok.
edit: (bkz:
sokak köpeklerinin görme engellilere saldırması) aklı başında hiçbir toplum/devlet insanını bu kadar değersizleştirmez. hadi ben mesaj atıp "o zomon onnono do oyotolom" diyen beyinsizi dikkate almadım. peki, engelli vatandaşa, zaten zorluklarla dolu hayatına, böyle bir zorluk daha eklendiğini ifade edince yapılan küfür, hakaret beddua nedir? insanlıktan nasibini almayan insanlar olabilir. s.ke sürülmeyecek akılda insanlar da olabilir. normal. anormal olan bu zihniyetin ülkeye egemen olması ve kanunların bu anormalleri normal çerçevede tutmak yerine, normal insanlara cinnet hayatı yaşatması.