mazlumdurlar. sinifin populerleri tarafindan iplenmedikleri gibi hocalarca, hatta hafize anaca da iplenmezler. hocalar daima guduk, damat, inek ve diger birkac kisiyle muhatap olurlar; bu ogrencilerse sozluye kaldirilmayi, ofkelenilmeyi bile hak etmezler.
bir
fondurlar. sahneyi sosyalize ederler. kalabalik halleriyle ana karakterlerin sirtlarini dayadiklari duvardirlar. asla sikayet etmez, eyleme gik demeden ortak olurlar.
karar merciidirler. esas kisilerin esprilerine kahkahalariyla onay verirler. bu bakimdan bir onama yetkileri vardir ve bu onemlidir. yetkilerini kotuye kullandiklari da hic gorulmemistir diger yandan; bozmaz, daima onarlar. ornegin "onun inekliği çalışkanlıktan değil hocam, doğuştan," dediginde sinifta kimse kopmayacak olsaydi guduk suphesiz apisacak, daha amiyane tabirle got olup kalacakti.
katalizordurler. filmin kahramanlarini kataliz ederlerken kendileri tepkimeden daima yara almadan cikarlar. gayri mesru cocuklari olmaz, okuldan atilma tehlikesiyle karsilasmaz, sinif arkadaslarinca yapilan cok pis sakalara maruz kalmazlar.
sessiz cogunlukturlar. vakur ve her zaman uyumludurlar. birinin bir gun olsun cikip da "arkadaslar, yanlis yoldasiniz," dedigi gorulmemistir, hep gulup gecerler. aralarinda da husumet yoktur; tek yumrukturlar. evet, belki topluluk halindeyken kolay yonetilebiliyor olmalari onlar icin birer zaaftir; ama kimbilir okul disi hayatlarinda neler yasiyorlardir. belki obua virtuozu olan vardir aralarinda, belki bir tanesi ucuncu dan go oyuncusudur, bunlari asla bilemeyecegiz.
ezik degildirler. saglam adamlardir yalnizca. inek gibi kendine musluman, guduk gibi katakullici olmaktan uzaktirlar.
en baba dostlar bu tip adamlardan cikar.