tasalluttan mütevellit kendilerini polise, zabıtaya şikayet ettirmelerine ramak kaldı. ilanımdır.
greenpeace'e bütün tutarsızlıklarına rağmen sempati duyan bir yapım var.
fakat bu genç hanımlara ve beylere tarihin en tiksindirici pazarlama taktiği verilmiş:
"ikinci tekil şahısla hitap eden dilenci asılması"
sonra bir başka taktik daha vermişler herhalde... emin değilim ama "nerde çenesinde sakalı olan, rastacı (dreadlock), gotik, alterno, rocker, küpeli, piercingli, postallı, bandanalı pastel renk giyinen insan var asılın, bunlar sever böyle ekoloji kuntaloji işlerini. tavlarsınız" demişler.
ne vakit karanfil sokak'tan geçmeye teşebbüs etsem , her defasında aynı hanım kız "bakar mısınız? bir dakikanız var mı?" diyerek beni durdurmaya yelteniyor. her defasında görüştük canım, görüştük kanka, görüştük panpa, bu altıncı kez beni dürtüşün. bütün bunlar önceden de yaşandı diyorum. ertesi gün gene geliyor. artık ya yol değiştiriyorum, ya da çenemdeki keçi sakalı gizliyorum elimle...evet...yaptırdılar bunu bana.
bunun istanbul versiyonu da bir gün "param yok arkadaşım" dediğimde "bir liran da mı yok?" diyerek "dilencilik yaparak macera yaşamak isteyen kolej sübyanı"na geçmişti. "lan çevre örgütü müsünüz, dilenci çetesi mi? " demedim kendime hakim oldum.
kısacası , yardım edeceğim var greenpeace'e ama etmeyeceğim. hatta önüme gelen ilk balinaya "arkadaşım, gözünü seveyim bunlar yapmasın avukatlığını senin. derdi başka bunların" diyeceğim. "sen kendini daha iyi korursun ya da başka bir örgüt bulalım sana" diyeceğim. fok keza.
yettiniz lan!