geçen gün izlediğim ve her "headbanger"ın izlemesi gerektiğini düşündüğüm belgesel,
sam dunn adlı arkadaşımızın 2. eseri.
bu sefer sam, dünya üzerinde çok farklı ülkelere giderek metalin bu değişik kültürlerde kendine nasıl yer edindiğini araştırmış. bu tabi ki bizi de bilgilendirecek birşey, (ki endonezya ya da çin gibi ülkelerde büyük metal gruplarının ya hiç gelmemiş olduğunu ya da bir kez uğradığını falan öğrendiğinizde türkiye'de yaşamanın o kadar da kötü olmadığını anlayacaksınız, ya da iranlı çocuğun türkiye'de
slayer konserine gitmesi, akabinde iran'a döndüğünde slayer tişörtünü üzerinden çıkarmayı unutması ve polise yakalanması) ama daha çok amerika ya da kanada gibi ülkelerde yaşayan ve çevresinde olup bitenden haberdar olmayan gençleri daha çok bilgilendirip belki silkinmelerine yardımcı olur diye umuyorum.
bunun dışında röportaj yapılan kişiler gerçekten çok farklı ve bu çok renkli diyaloglara sebep olmuş. hindistanlı apu aksanıyla konuşan gençler olsun,
tang dynasty adlı grubu kuran çinli eleman olsun, "i love metal, nıhahah" diye kopan japon genç kızımız olsun, izlerken tebessüm etmenize sebep oluyor. ve sahneler çok tanıdık geliyor, o zaman anlıyorsunuz ki, bu müziğe gönül vermiş nerdeyse herkes, hangi ülkeden olursa olsun, aynı şekilde eğleniyor, aynı şekilde zaman geçiriyor, aynı şeyleri seviyor ve aynı sorunlarla karşılaşıyor... gerçekten de büyük bir ailenin parçası olduğunuz hissini işte o zaman hissediyorsunuz. sırf bunu yaşattığı için bile güzel bir belgesel denebilir.
röportaj yapılan grup elemanları arasında
kerry king,
lars ulrich,
marty friedman,
tom araya,
bruce dickinson, ve çıktığı anda sanki türkiye'yi temsil edermiş gibi hissettiğim
kobi farhi ve daha niceleri var.
sonuç olarak gerçekten her metalsever bünyenin izlemesi gerektiğini düşünüyorum. ellerine sağlık
sam dunn diyorum, çalışmalarının da devamını bekliyoruz tabi diyorum. stay metal.