beyaz gömleğinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.
"gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben koyu bir çiçek gibi gözlerim kapanırken bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim ömrümü bir yudumda ellerinden içerim gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki."
işler atom reaktörleri işler, yapma aylar geçer güneş doğarken ve güneş doğarken ben bir geceyi, bir uzun geceyi gene uykusuz ağrılar içinde geçirmişimdir. düşünmüşümdür hasretliği ölümü. seni, memleketi düşünmüşümdür seni, memleketi ve dünyamızı.
o mavi gözlü bir devdi. minnacık bir kadın sevdi. mini minnacıktı kadın. rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve.
şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliiiii hanımeli açan ev..
bugün pazar. bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum. sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. toprak, güneş ve ben... bahtiyarım...