---
spoiler ---
”...herkes kendini anlatmak zorundadır nuran hemşire. ama çoğu insan doğru sözcükleri bulamaz. bulanlarsa o sözcükleri bulduklarını zannederler ama derinlerde bir yerde hep tereddüt içindedirler, asla emin olamazlar. çünkü her zaman sözcüklerden daha fazla bir şey vardır. bir şarkıyı, sanki yeryüzünde dinlenecek başka bir şarkı yokmuş gibi, yüz sefer arka arkaya dinlediğin oldu mu hiç?
"oldu," dedi.
"anlatamadığın şeyi o şarkıda bulduğun içindi işte o," dedim. “biz de galip’le öyle yaparız hep,
bir şarkıya takılır, bütün gece büyülenmiş gibi dinleriz. ama sonra bir gece şarkılar da biter. şarkılarla birlikte bizi o vakte kadar büyüleyen diğer şeyler de biter. söylenmiş ve söylenmemiş her şey biter. bütün bunlardan geriye ise biten her şeyin çınladığı bir sessizlik kalır. ama sonra o çınlama da biter. ve insan orada kendi tükenişini görür. ölmekten daha beter bir şeydir bu. çünkü insan orada, daha ölmeden ölüme yenilmiş olur. o zaman ben bir sigara yakıp dedemden yadigâr şapkamı çıkarırım. galip de seni düşünüp kendini keser. çünkü o bir terminatör değil, onun da damarlarında kan akıyor. herkes gibi. belki de anlatmak istediği şey sadece budur. ben de herkes gibiyim demek istiyordur.”
---
spoiler ---
bir kitabı, sanki dünyada okunacak başka bir şey yokmuş gibi defalarca okuyorum kaç gecedir. şu kısma gelince bırakıp derin bir nefes alıyorum:
"bu geceyi atlatalım yeter galip. günler bizi yıkamaz. yıksa bugüne kadar yıkardı çoktan.”