fizik kanunlarınca geleceği görmenin mümkün olması
Next (2) - Last Page (8)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

üst edit: demin şu yazıyı yazdım diye hayatımda ilk defa büyük büyük dedeme küfür yedim. teşekkürler sözlük.

matematiğin aksine internetteki fizik üzerine yapılan paylaşımların ve bilgi kirliliğinin inanılmaz derecede yüksek olmasından dolayı ne zaman fizikle ilgili bir şey yazsam küfür yediğim için sözlükte fizik hakkında paylaşım yapmama konusunda yeminli olmama rağmen bana bu seferlik yeminimi bozma kararı verdirecek kadar güzel bir olaydır.

bundan neredeyse iki yıl önce izlediğim bir videoda boğaziçi üniversitesi fizik bölümü öğretim üyelerinden erkcan özcan'ın bir yerde "tıpkı geçmişi görmenin mümkün olması gibi geleceği görmek de mümkündür" minvalinde bir cümlesini görüp merak etmiş ve uzunca bir süre bu konuda araştırma yapmıştım. aradan geçen iki yılın ardından durumu olabilecek en basit şekilde açıklama zamanı geldi.

erkcan özcan'ın bunu söylediği videonun cümleyi söylediği kısmı: video

öncelikle geleceği görmenin nasıl mümkün olduğundan bahsetmeden önce şunu kesin ve net bir şekilde belirtmem gerek.

zaman bizim uydurduğumuz hayali bir şey değildir. zaman, sadece bizim zihnimizde olayları sıralamamızla ortaya çıkan soyut bir kavram değildir. zaman, biz var olmasak da var olan bir şeydir.

herkesin ilgi alanı fizik olmasa bile bilim kurgu izleyen ya da okuyan çoğu kişi uzay-zaman kelimesini duymuş olsa gerek. bu hikayelerde bir yerden bir yere giderken seyahat eden kişilerin "uzayda seyahat ediyorum" demek yerine "uzay-zamanda seyahat ediyorum" demelerinin sebebi bizim zaman olarak bildiğimiz şeyin de aslında bir mekan olmasıdır.

uzay olarak bildiğimiz şeyi düşünelim. bizler uzayı fizik dilinde i,j ve k; günlük hayatta ise ileri, geri, yukarı, aşağı ve sağa, sola koordinatlarını kullanarak neyin nerede olduğunu belirtebileceğimiz bir koordinat sistemi algısına sahibiz: görsel

zamanı hayal ettiğimizde ise bu üç boyutlu koordinat sisteminin bir parçası olarak değil, bundan tamamen bağımsız bir doğru gibi hayal ederiz.

ancak gerçekte durum böyle değildir.

evrendeki konumumuzu belirli bir referans noktasına göre belirtmeye çalışsaydık koordinatları (x, y, z) şeklinde gösterilen (uzunluk, genişlik, yükseklik) değerleriyle değil, (x,y,z,t) şeklinde gösterilen (uzunluk, genişlik, yükseklik, zaman) değerleriyle belirtebilirdik.

zaman da aslında uzay ile iç içe geçmiş bir mekan olduğundan, bir noktada bulunduğumuzda aslında aynı zamanda bir zamanda da bulunmuş oluruz. yani eğer biz bir yerde bulunuyorsak; mesela yere göre on metre yüksekteysek, tıpkı yere göre on metre yükseklikte olduğumuz gibi yere göre x zaman dilimi ileride ya da geride de oluyoruz.

şimdi evreni hayal etmeye çalışacağız, ancak dört boyutlu bir evren hayal edemediğimiz için her ne kadar gerçekte öyle olmasa da uzayı iki boyutlu yüzeyler olarak hayal ederken zamanı da bu yüzeylerin ilerlediği bir boyut olarak hayal edeceğiz.

görsel

şekilde gördüğünüz kesit şeklindeki kağıt parçaları uzay, bu kesitlerin içinde ilerlediği koridor, yani boyut ise zamanı temsil ediyor.

şimdi şöyle düşünelim.

present yazan kağıt parçası zaman dediğimiz boyutun bizim için "şu an" olarak algıladığımız noktasında. bizim bu kağıt parçasının üzerindeki bir nokta olduğumuzu düşünürsek, o kağıt parçasının üzerindeki diğer her nokta, yani aslında evrendeki o zaman diliminde bulunan her şey bizimle aynı "şu an" diliminde. örneğin o noktalardan biri ben iken, başka bir nokta arkadaşım mahmut. bu durumda mahmut'un şimdiki zamanı ile benim şimdiki zamanım aynı olur ve bu durum bizim zaman boyutunda aynı koordinatları paylaştığımız anlamına gelir. yani ben ona baktığımda onun açısından onun ne geçmişini ne de geleceğini görüyor olurum.

görsel

peki ya mahmut ve ben tıpkı uzay koordinatlarında aynı noktada olmadığımız gibi zaman koordinatında da farklı yerlerde olup birbirimize baksaydık?

mahmut'un uzaydaki göreli hızı ile benim hızımın aynı olmadığı durumlarda mahmut'un zamandaki konumu ile benim zamandaki konumum farklılık gösterecektir. belirli bir hareket sonrası mahmut'un zamanda bana göre yavaş hareket ettiğini ve kendi deneyimi açısından bizim şu anımızda bulunduğumuz kağıt parçasından bir gerideki kağıt parçasına düştüğünü varsayalım.

öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu görseldeki her bir kağıt parçası uzayı temsil ettiğinden aslında her bir kağıt parçasında ben ve mahmut hali hazırda bulunmaktayız.

gösterim: görsel

uzayda farklı hızlarda hareket eden cisimler için zamanın farklı hızlarda aktığını ve bu duruma zaman genişlemesi dendiğini biliyoruz. bilmeyenler için bunun nasıl olduğunu kısaca açıkladığım bir ekşi şeyler yazısı mevcut: zaman neden kişiden kişiye değişir?

şimdi mahmut uzayda benden farklı bir hızla hareket ettiği için mahmut'un zamanı bana göre yavaş akmış ve mahmut benden bir önceki kağıt parçasında kalmış, ben ise mahmut'tan bir sonraki kağıt parçasında kalmış olayım.

bu durumda mahmut'un şimdiki zaman olarak hissettiği zaman benim geçmişim olurken, benim şimdiki zaman olarak hissettiğim zaman ise mahmut'un geleceği olur.

eğer ben, mahmut kendi açısından benim bir arkamda kalan kağıt parçasındaki zaman diliminde iken, kendi kağıt parçamdaki mahmut'un uzayda bulunduğu noktaya bakar ve o noktada mahmut'u görürsem, teknik olarak ben kendi şimdiki zamanımı görüyor olsam bile mahmut'a göre mahmut'un geleceğini görüyor olurum.

görsel

yani aslında durum şundan ibaret.

bir arkadaşımızı alıp uzayın bizden uzak bir noktasına koyarsak ve o kişinin bize göre uzaydaki hareket hızını değiştirirsek, o kişi bizden farklı bir zaman diliminde yaşamaya başlar.

bu durumda eğer biz uzayda o kişinin olduğu yere bakar ve o kişiyi görürsek, aslında henüz o kişi kendi bakış açısından bizim gördüğümüz şeyleri yaşamamış olsa bile biz o kişinin bizim zaman dilimimizde yaşadıklarını görüyor, yani aslında o kişinin kendi açısından geleceğini görüyor oluruz.

buradan şu sonucu çıkarıyoruz:

geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek dediğimiz şeyler hep birlikte var olan şeylerdir. örneğin şu an bizim geçmişte yaşadığımız şeyler bir uzaylı türüne göre onların şimdiki zamanı olabilir. aynı şekilde bizim şimdiki zaman olarak yaşadığımız şey başka bir uzaylı türüne göre de gelecek zaman olabilir.

einstein "geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki ayrımımız bir illüzyondan ibarettir" sözü tam da bu sebepten söylemiştir. çünkü bizim şimdiki zaman olarak gördüğümüz şey başkasının şimdiki zamanı olmak zorunda değildir.

bu konuda yapılan belgesellerden birinin geleceği görmekle ilgili kısmının fizikçi brian greene tarafından anlatıldığı on dakikalık bir video linki bırakıyorum.

bu videoyu bulmak binlerce video içinden epey zor oldu ama açıkçası bulduğuma değdi. izlemediyseniz mutlaka vakit ayırıp izleyin çünkü ufkunuzu iki katına çıkaracağından eminim.

video linki
https://cdn.eksisozluk.com/2022/7/24/o/ovecjzbn.jpghttps://cdn.eksisozluk.com/2022/7/24/7/7hnqcwwi.jpghttps://cdn.eksisozluk.com/2022/7/24/b/bahhpxcf.jpghttps://cdn.eksisozluk.com/2022/7/24/m/m4775dp4.jpghttps://cdn.eksisozluk.com/2022/7/24/w/wkmddslw.jpg
1195 favorites - -
1 dakika sonrasını bile görebilmen için evrendeki sayısız değişkenin sayısız olasılığını harmoni içinde her "an" hesaplaman gerekir. bu sonsuz kareli bir satranç tahtası gibidir.

onu hesaplayana kadar 1 dakika zaten geçer.

insan gücüyle bu imkansız. her olasılığın gerçekleştiği, bulunduğumuz andan ilerisini yaşayan paralel evrenleri kitap sayfası gibi önünde çevirebilirsen mümkün.

tabi (bkz: kardaşev kademeleri)ni de unutmamak lazım.
25 favorites - -
(bkz: bilgi)
fizikte bilgi kavramı farklıdır ağalar. mesela ay'ın 322 gün sonra hangi konumda olacağını, mars'ın 12 yıl 87 gün 5 saat sonra nerede görülebileceğini bilebilirsiniz çünkü elinizde bilgi vardır ve bu bilgi ile hesabı yaparsınız şak diye çıkar (bkz: klasik fizik) elbette burada sistemi kapalı bir sistem olarak düşünerek bu hesabı yaparız. yani bu denkleme dışarıdan bir müdahele olursa yani devasa bir meteor gelip de ay'ı yörüngesinden çıkartırsa geleceği görememiş oluruz. tabii böyle bir ihtimal çok az olduğundan bu veriyi yok saymış oluruz veya gerçekten de bakmışızdır böyle bir meteor geliyorsa onun da hesabını yaparız.

velhasıl buradaki önemli kısım kapalı sistem. evren de kapalı bir sistemdir kendi içinde. evrendeki tüm bilgiyi elinizde tutarsanız geçmişini de geleceğini de kesin bir biçimde bilebilirsiniz. bilgiden kasıt sistem içindeki tüm fiziksel verilerdir. yani evren içindeki tüm maddeleri, enerji miktarını, tüm partiküllerin momentumunu, bütün maddelerin kesin konumlarını her şeyi ama her şeyi kesin bir biçimde denkleminize koyarsanız tüm bunların birbiriyle olan etkileşimini kesin bir biçimde hesaplayabilirsiniz. böyle bir simülasyon yaratabilirsiniz.

işte zannediyorum evrenimizi oluşturan simülasyonu yazanlar bunun önüne geçmek için heisenberg'in belirsizlik ilkesi'ni de işin içine katmışlar. çok basit bir tabirle belirsizlik ilkesi sizin gözlem gücünüzden bağımsız olarak aşırı küçük cisimlerin konum ve hızlarını kesin bir biçimde ölçmenin imkansız olduğunu söyler. yani sınırsız bir teknolojiye sahip olsanız bile bu ölçümü yapamazsınız kesin bir biçimde. evren, o ölçekte belirsizdir. bir futbol topunun belirsizlik ölçütü o kadar küçüktür ki bir protonun yarıçapının milyarda birinden daha azdır belirsizliği konum ölçümünde. çünkü futbol topu fevkalade büyük bir cisimdir kuantum fiziğinin işlediği parçacıklara kıyasla. ama bir elektronun konumunu kesin bir biçimde bilmeniz imkansızdır. olasılık bulutu içinde var olurlar. belirsizlik ilkesi ile ilgili daha detaylı bilgi için şu dersi izleyebilirsiniz

bütün maddeler de kuantum parçacıklarından oluşmasından mütevellit, bu belirsizlikten nasibini alır. zira bu parçacıklar arasındaki etkileşimler büyük cisimlerin oluşmasında rol oynarlar. örnek; güneş içindeki nükleer füzyon esnasında çarpışan atomaltı parçacıkların oluşturduğu ışıma güneşin enerji ve radyasyon seviyesini değiştirebilir, dünyada var olacak olan bir sinek larvasının dna'sında bir değişime sebep olup onun evrimine sebep olabilir. o evrim nedeniyle oluşan yeni bir tür farklı bir hastalık salgınını tetikleyebilir, tetiklenen salgın nükleer bir savaşa sebep olabilir vs. vs. (bkz: butterfly effect)

işte bu nedenle evren, deterministik olamaz. tam da bu nedenle yani ihtiyaç duyduğunuz deterministik bilginin eksikliğinden ötürü geleceği kesin bir netlikte öngöremezsiniz. evet astronomik cisimlerin hareketlerini, gündelik hayattaki cisimlerin konum ve hızlarını modellemek suretiyle gelecekteki durumlarını aşağı yukarı doğru biçimde öngörebilirsiniz ancak kesinlik sözkonusu olamaz. yine evrenin doğum anına bakarak, tüm evrende olacak olan her şeyi öngöremezsiniz zira evren, bir zamanlar bir protondan daha küçüktü. yani belirsizlikten tüm evren o anda nasibini aldı ve yine evren, içindeki her an gerçekleşen atomaltı etkileşimlerin de etkisiyle belirsizliğine öngörülemezliğine devam ediyor.
100 favorites - -
geldiği nokta doğru, fakat geldiği fikirler yanlış olan, zamanın ne olduğu konusunda yanılan ve bilgi sahibi olmayan yazar beyanı.
4 favorites - -
sanılanın aksine geleceği sayısal bilimler değil, sözel bilimler gösterir. tarih geçmişte hataları gösterip, gelecekte tekrar etmemelerini,(ders almasını bilenler için) edebiyat ise geleceği hayal etmemizi sağlamıştır. jules verne, 20. yüzyılı 19. yüzyılda hayal etmiştir. tıbbi görüntüleme sistemlerini geliştirenler, uzay yolu dizisinden ilham almışlardır. silahlı drone'ları yeni yeni geliştiriyoruz ama bilim kurgu edebiyatında yıllardır işleniyordu. bilim hayallerden doğar.
5 favorites - -
(bkz: fal bakmak)
0 favorites - -
devs
1 favorites - -
sonra niye sözel bölümü seçtin derler adam basit haliyle anlatacam dedi yarısnda kafam karışmaya başladı.
0 favorites - -
(bkz: zaman nedir)
3 favorites - -
mahmut ve sen çok da şey yapmayın.
3 favorites - -
Next (2) - Last Page (8)