bir ara adnan oktarın kedicikleri vardı. bunların istisnasız hepsi master veya doktora yapmış süslü kızlarla doluydu. bu tipler de onların bir değişik versiyonu gibi, heralde tarikat kodları hala işliyor. hemen hemen hepsi ya eski gülenci ya da fetö olana kadar dirsek temasında bulunmuş akpli. dön dolaş 2-3 konuları var. ya derler 'atatürk neden lgbt evliliklerine izin vermedi' ya 'osmanlı yağmacıymış' ya da en kötü her şeyin sorumlusu 'ulus devlet' derler.

düşük iqlu gizli faşist bir arkadaş. bu özelliklere sahip olan herkese otomatik olarak daktilodan teklif gittiği için, o da daktilocu.

gereksiz lince uğrayan kişi

konuşan ve muhalif duruş cesaretini gösteren insanları (en azından bu dönemde) linç etmemek lazım

fikrinle cevap ver yeter

foncu tayfadan.

"türkiye'de muhacirler hariç kemalist ve chp seçmeninin, tüm seçmenin %5'i bile olacağını sanmam. sadece aleviler istisna. onların durumu da bir çeşit zorunlu eklemlenme. kürtlerin islamcılaşması gibi. devlete entegre olmanın başka yolunu bulamadıklarından."
şeklinde tweet atmış yüksek bir güvenle...

akp'nin mevcudiyeti son 20 yılda seçim eğilimlerini değiştirdi diye bunlar bütün bir tarihi değiştirmeye kalkıyor, neyse ki bizim yaşımız yetiyor da biliyoruz.
türkiye'de orta anadolu'da dahi merkez sol partiler ve sağ partiler birbirine yakın oy alırdı. 12 eylül sonrasında kurulan yapay halk partisi bile ilk seçiminde çok rahat %30'un üstünü bulmuştu.
güneydoğu bölgesi zaten chp'nin kalesiydi. artvin, kars vs buralar da öyle. orta anadolu'da da gayet sünni, türk yerlerde chp'nin oy tabanı vardı gayet tabii...
tanım: ezberci şablonlarla yürüyen kişi.

kalbinin kırıldığını bir ortak arkadaş sayesinde öğrendiğim için hakkındaki ağır yorumumu siliyorum. vakit bulabilirsem makul insanları neden çileden çıkarttığını yazacağım. ^*

bu başlıkta kendisine fazlasıyla haksızlık edilmiş.

burada yazılanları okumuş ve sebebini çözemediği için gördüğü nefrete anlam verememiş.

fikirleri yüzünden bir insana bu kadar bilenmenin ve öfke dolu küçümseyişlerin altındaki neden üzerine çok kafa yorarım çoğu zaman.

keşke herhangi birine bir kusur şerhi düşmeden önce altını doldurabilsek.kendisinin yorumları genellikle çözüm odaklı oluyor.taban tabana zıt düşündüğüm konular olsaydı da buraya karşı fikrimi yazıp ifade ederdim, tahkir etmek buranın misyonuna mugayir.

hazır yazmışken politik psikoloji programının da linkini bırakayım.

gereksiz yere hakaret edilen değerli şahsiyet

katılırsın katılmazsın ama adam kendince doğruları kimseye zarar vermeden düzgün bir üslup içerisinde belirtiyor

saygısızlık yapmanın lüzumu yok

turkish dream (türk rüyası) başlıklı yazısıyla son dönemdeki en güçlü analizlere imza atmış, daktilo1984 yazarı.
https://daktilo1984.com/…turkish-dream-turk-ruyasi/

"hayır, gömmeyeyim" diyorum ama bazı profiller, bazı hadsizlikler, bazı tiplemeler beni cidden yoldan çıkartıyor... hah işte yine adını sanını dahi bilmediğim ama slums star sayesinde öğrendiğim bu tip.

işte tam yeni türkiye mozaiği: hem psikolog, hem siyaset uzmanı, hem diyet uzmanı, hem ahlak bekçisi, hem yazar, hem danışman, hem kanaat önderi; daha ne olsun? her şeye üşenen, kimseyi zerre merak etmeyen ben, yemin ediyorum cehalet+sakillik+varoşluk+hadsizlik+yeni zengin görgüsüzlüğü gibi durumlarda, sanki içime bir ateş düşüyormuş gibi bakıyorum kimmiş, neymiş diye ve elbette sonuçta gömmekle ne doğru iş yaptığımı görüyorum. eh, bu kadar iddialı, cüretkar, üstün bakan yorumlarıyla kadınları, belirli grupları hedefe koyarak ahkam kesen arkadaşa da dayanamadım, baktım ve sonuç tahmin ettiğim gibi loser seviyesinde "ridicule". (elitist monşer olduğum için araya fransızca laf sokuyorum).

https://www.psikoterapi.com/fatih-bora-ekim/ : kanaat önderi arkadaşın kendini, kendi sözleriyle anlattığı siteden yola çıkarsak bu her şeyi yapabilen, her konu hakkında konuşan kanaat önderi, özgüven patlaması yaşayan bu arkadaş, hayatının en önemli- hatta onun da kullandığı kelimelerle gireyim-pedagojik olarak şekillenmesinin en verimli zamanlarını malatya'da geçirmiş, orada doğmuş büyümüş okula gitmiş ve nihayetinde üniversitede bilkent'e giderek "doğulu taşralı kültürünü", kahverengi suratsızlığının bürokratik sıkışmışlığı arasındaki kabus ankara ile taçlandırmış. bilkent uluslararası ilişkilerden sonra kendi sözleriyle: "bilgi üniversitesinde siyasal pazarlama alanında, işletme yüksek lisansı yaptım". kendisi eğitim aşkı ve fışkıran zekası ile bilgi mba'den sonra da durmuyor ve ingiltere'de 60larda kurulmuş bir üniversitede bir master daha yapıyor (ne olduğunu + üniversite adını unuttum). ancak en önemlisi hayatının bu sürecinde psikolojiye ilgisini keşfettiği için (lacan sıçtın; türkler geliyor psikolojiye! ) türkiye'ye dönüp haliç ve ticaret üniversiteleri gibi vasat üniversitelerde (sorry, beybisi. ama kabul et ki epey kötü okullar bunlar) psikoloji eğitimini tamamlıyor ve nihayetinde 82'li bu arkadaş 3 yüksek lisans, 2 lisans eğitimiyle topluma twitter'da hizmet ediyor. hey maşallah!

valla bu müthiş becerilere sorular geliyor fatih bora ekim kardeş:
- "siyasal pazarlama" nedir, nedir, nasıl yaptın, hangi problematik üzerine oturttun? bilgi'yi her türlü gayet bilen biri olarak, böyle bir alan nasıl oluyor, tez (proje) danışmanın kimdi diye merak etmeden edemiyor insan. en önemlisi de "işletme yüksek lisansı" denilen şey mbade bunu nasıl bağladın?
- galiba bu psikoloji olayı, tezsiz bi şey olsa gerek değil mi? yani okuyup ezberleyip sınavda yazıp masterlı oluyorsun, sonra da bütünleşik psikoloji seminerler, coaching moaching ve psikolog hatta uzman psikologsun. bu arada, psikologlar derneğine göre herkes psikolog olamıyor ama olsun, bu arkadaş olmuş. hele o bütünleşik psikoloji seminerleri gestalt filan offf işte coaching tadında bi şey. psikologlar derneği her şeyi yazmış: https://www.psikolog.org.tr/…a-sorulan-sorular-x716
ayrıca en vahimi, psikologların meslek yasasının olmadığı gerçeği biliniyor değil mi? tabii bunda sürekli psikologları devlete gammazlayan, önünü kesen, ota boka xanax dayayan türk psikiyatrların payını da unutmamak lazım.

sıkıldım. varoşluktan, taşralıktan ve gerçek özgüvenin eksikliğinin pasif şiddet yüklü dışavurumunun çirkinliğinden sıkıldım. o yüzden bu arkadaş diyeceğim; kendisi tarafımdan araştırıldığı için dahi çok şanslı ama bütünleşik sertifikası, ticaret üniversitesi psikoloji filan bunlarla ciddi bir psikolog olunmaz. ancak healing mealing coaching işleri yapılır, eğer tuttursa da ortalama zekayı sömürerek iyi para kazanılır. değil lacan, freud, piaget'yi geçemez.

bunlar okuduğunu söylediği okullar:
bilgi mba https://mba.bilgi.edu.tr/tr/sss/
bilgi master sayfası: https://www.bilgi.edu.tr/…ler-enstitusu/programlar/
https://lisansustuaday.ticaret.edu.tr/….09.2021.pdf