kadınların ne istediğini bilmemesinin tezahürü bir laf.
arkadaşlar eril enerji dediğiniz şey beraberinde bazı başka şeyler getirir. o eril enerjiyi istiyorsanız, kiminle nereye gideceğinize, giyeceğinize karışılmasına, sert çıkılmasına, gereksiz kıskançlığa, hesap ödetilmemesine, kısaca bundan 30 sene önceki kadın rolüne ok diyeceksiniz.
aşırı bakımlı olsun, seni yüceltsin, kendi ayakları üstünde duran kadın rolüne inanılmaz saygı duysun, desteklesin, ben istediğimi yaparım bana asla karışamaz diyorsanız o zaman o erilliği de bulamazsınız hanımlar. öyle muz yiyeyim ama çilek tadı versin gibi bir durum olmaz yani.
sizin eril erkeğinizi s.keyim oevlatları.
15-16 yaşındaki gencecik kızlar sizin saçma sapan kalıplarınızdan etkileniyor, gidiyorlar eril erkek diye şiddet failleri ile, suçlularla beraber oluyorlar. susun artık susun susmasını bir bilin de artık susun.
kibar, düzgün erkeklere prenses dersiniz; kaba hanzolara eril erkek dersiniz. sonra eril erkeğiniz tarafından öldürülünce hakkınızı yine biz arıyoruz. hadi siz geberin gidin umurumda değil de en ufak şeyden etkilenen ve özenen ergen kızlarımız da sizin yüzünüzden böyle saçmalıkların peşine kapılıp gidiyor, ben ona üzülüyorum.
sizin yüzünüzden artık beyefendi erkek kalmadı asıl. nereye baksak hanzo. her biriniz kişi başı birer tane ayınızı alın ve defolun gidin buraya da bu hastalıklı düşüncelerinizi yaymayın artık.
hakikaten bu milletin eril disil kelimelerini ogrendigi gunun dogan gunesini sikyim amk ya.
kadınların kendi yarattığı başka bir olgunun sonucundan yine şikayet etme durumu.
bacım siz değil miydiniz yıllardır “ataerkil düzen yıkılsın, güçlü kadın, kendi ayaklarımız üstünde durmak istiyoruz, kocamın soyadını almak zorunda değilim, erkekler kapatılsın” vb. söylemlerle bizim kafamızı ütüleyen ?
ne oldu şimdi ? eril erkek kalmamış. siz dua edin de türkiye gibi cinselliğin açlığı tavan yapmış bir ülkedesiniz. yine az çok abazalar egonuzu tatmin ediyordur.
erkekler de gözünü açtı. kimse mükemmel değildir ama küçük dağları ben yarattım edasıyla dolaşmaktan vazgeçin. yüksek ego, kibir, açgözlülük, aşırı maddiyatçılık denince dünyada akla gelen grup türk kızları oluyor.
prenses erkekler sizlerin tribini, nazını ancak çeker. ananız gibi karılık yapamayacaksanız babanız gibi erkek aramayacaksınız.
alagavat havuzundan dilediğiniz "erkek kılıklı prensesi" seçtiğinizde:
- kocanız evde otururken siz bali'de tatil yapabilir,
- tüm ev işlerini ona yığabilir,
- haftasonları "mükemmel çift" imajı için lüks mekânlarda sergilediğiniz serpme kahvaltıların %2'sini yiyip gerisini ınstagram hikâyenize kurban edebilir,
- haftada birkaç kez sizi prenses gibi hissettirmezse ağzına sıçabilir,
- ayak bakımınıza bile onu memur edebilirsiniz.
ta ki...
iş yerinde gördüğünüz o maço, kadınları "gönlünce eğlenip bırakan" maskülen tipe iç geçirene kadar. işte o an evdeki "efendi"ye bakıp: "bu sünepeyle ömür tüketilir mi?" diye düşünürsünüz.
ardından bahaneler devreye girer:
"ilişkimde heyecan kalmadı... sanki cam fanusta soluyorum!"
oysa bu cümlenin gerçek tefsiri şudur:
"kendi elleriyle yarattığım uysal yaratıktan sıkıldım. beni domine edebilecek, kırılganlık nedir bilmeyen bir erkeğin peşindeyim!"
zengin bulamayan soluğu burada alıyor awk.
eril erkek var ama nerede? ben size söyleyeyim işinde gücünde. para şu anda kadından daha kıymetli. enflasyon düşsün piyasa biraz rahatlasın ortaya çıkarlar. herkes alacağının borcunun derdinde amk bir de kadın kaprisi mi çeksin?
"eril erkek kalmaması"
kezofeminik sözlüğünde : "hiç bir zaman hesap ödemiyeceğim/ısmarlamayacağım ama yediğimin içtiğimin hesabını sürekli ödeyecek, parazitliğimi normal görecek, problemlerimi çözecek, he daim tribimi çekecek, her dediğime evet diyecek, rahatça manipüle olabilecek, düşman çatlatacak düğün için istediğim gibi kredi çekip onu eşek gibi senelerce ödiyecek, sürekli fedakarlık yapacak, tüm sorumluluklarımı üstüne alacak, seks ile kontrol edilebilecek "keriz bir amsalak" kalmaması olarak çevirilir.
kezofeminikler erkek tanımını işine geldiği gibi yapar.
bu tiplerin nazik kibar erkek tanımında bile çıkar vardır, centilmenlik kavramını egolarının hoşlanması için bir araç olarak görürler ve içgüdüsel olarak bu tip erkekleri daha rahat manipüle edebileceklerini düşünürler.
15 yaşımdan beri çalıştım, üniversite boyunca da çalışarak okudum. 19 yaşımda kimseden yardım almadan kendi evimi açtım, aşırı zor bir bölümü okul hayatım boyunca sadece 1 gün okula gitmeyerek bitirdim. broşür dağıtarak işe başladım istediğim işi bulana dek. turizme atıldım, bir şirkette en dipten en önemli pozisyona kadar yükseldim. senelerce tatil yapmadım.
insanüstü çalıştım. para biriktirdim kendi şirketimi kurdum. asya'dan afrika'ya, amerika'ya dünyayı gördüm, işler yaptım. tüm bunları yaparken sevdiklerimi kendimden 10 adım önde gözettim. bir dileyene on verdim. makineleştim, herkesin aradığı sorduğu, işi düştüğü bir adam oldum. telefon rehberim binlerce numarayla doldu taştı. en güzel arabalara binip, yedirdim içirdim insanları.
tabii her şey güzel gitmedi, pandemi ile terse düşerek milyonlarca lira borcun altında kaldım. yine yılmadım, yıllarca emek verdiğim şeylerin bir bir gidişini izledim. direndim tekrar ayağa kalktım. aylarca 1 gün dahi mola vermeden günde 13-14 saat çalıştım. hep o sorun çözen, yanında güven veren ve o halleder denen kişi oldum.
sonunda ne oldu, 30 lu yaşlarda hipertansiyon hastası ve ritm bozukluğu ile birlikte çeşitli dağlık sorunlarına yelken açtım.
değer verdiklerim için yaptığım onca şeyden sonra aldığım cevap "yapmasaydın" oldu. yaşadığım şehri değiştirdim, telefon rehberimi tamamen sildim. hayatımdan herkesi çıkardım. küllerimden tekrar doğdum ve savaştım.
şimdi ben eril oldum olmasına ama karşılığını hep ihanet ve vefasızlıkla aldım. artık önce ben kardeşim, çünkü benim kendime faydam olmazsa kimseye olmaz. hayatı yıktım geçtim ama insanların pisliklerinden usandım. eril erkeği hak edecek insan önce bir kendine baksın.
kafam biraz iyi. bu entry kendini imha edebilir.