terörün sıfıra indirildiği, abdullah öcalan'la masaya oturan ve hiç görmediği övgüleri düzen siyasetçilerin olmadığı, fethullah gülen'in rejimi yıkmak amacıyla yasadışı terör örgütü kurmaktan hapse atılacağı için yurtdışına kaçtığı, "yetmez ama evet" gibi yüzlerce insanın katili darbecileri generalliğe yükselten referandumların yapılmadığı, halkın birbirine düşürülmediği dönemdir.
cari açığın o kadar yabancı sermaye hastası sağcı iktidarlara rağmen sadece 0.6 milyar dolar olduğu, işsizliğin şu ankinden daha düşük olduğu dönemdir ayrıca. üreten insanın vatan haini, üretmeyip geleceğimizi inşaatlara gömenlerin vatansever ilan edilmediği dönemdir.
sağlık sektörüne gelince, devlet hastanelerinde doktorlar çalışırdı, şimdiki gibi sadece yeni mezunlar ya da emekliliğine yakın olup bıçak parası almadan adım atmayan doktorlardan oluşmazdı. şu an bütün iyi doktorları özele kaptırdılar, bir de randevu sistemi getirdiler, hastane önlerindeki kuyruk yerine evinden randevu alamayan, hastaneye gidemeyen hastalarla dolu ortalık. bir yakının ciddi bir hastalığa yakalansın da o zaman anlarsın, ameliyatına çok yüksek ihtimalle yeni mezun ve tecrübesiz biri girecek, girip yeni mezun tecrübesizlerin başında durması için bile ayrı bıçak parası var, ameliyatınızı direk tecrübeli doktorun yapması zaten ayrı tarife, o zaman özelden hiç farkı kalmıyor, 60bin lira bıçak parası isteyen gördüm ben.
inşaat yapa yapa ülkeyi batıran, teröre binlerce insan verdirip binlerce aileye ateş düşüren adamlar kalkmış milleti kekliyor.
özet; ateş düştüğü yeri yakıyor..