ömrünüzden, huzurunuzdan ve insan ilişkilerinizde verebileceğiniz bir üç - dört yılınız yoksa, kimsenin haberdar olmadığı bir kaç paragrafla kurduğunuz bir ilişki yüzünden gereksiz derecede içe kapalı, gereksiz derecede dışa dönük, mutlu, gergin, öfkeli ve huzurlu olmayı ve bu duyguların salıncağında oradan oraya süzülmeyi göze alamayacaksanız, pek çok kişinin yaptığınız pek çok şeye anlam verememesini sorun olarak kabul edecekseniz, yazı masasının başına zevkle çatlayıp tanelerini evrene saçan bir nar gibi özgürleşmek için oturduktan sonra, çürük ve içi küf dolu bir kestanenin iç sıkıntısıyla kalkmak size ağır gelecekse, her kelimeden sonra bir soru işareti eklemek ve sonra da o soru işaretlerini de görmezden gelmeye çalışmak akıl sağlığınızı tehdit edecekse, hiç girişmeyin derim.
yok, beni bozmaz diyorsanız, merhaba! fark ettiniz mi, bir şehri bir deftere sığdırmak ve o şehrin sokaklarına kimse fark etmeden kaçmak nasıl da güzel? ikinci bir ömrünüz olsa onu da harcardınız değil mi? ben de öyle yapardım.