fenerbahçe orduevi'nin önünden başlayan meyilden dalyan'a inip, caddebostan yalısındaki köşkleri seyrede ede, erenköy önlerindeki banklarda da az soluklanıp suadiye kumsalının külüstür çay bahçelerinde demli çay içmeyi, bostancı'da ada vapuruna sıçrayıp kınalıada'ya gitmeyi, orada bahar pastanesi'nde oturmayı, tevazu sahibi bir sokak meyhanesinde güneşi batırıp gece vapuruyla evime dönmeyi hep çok sevmiş çok yapmışımdır.
seksenlerin ortasında süreyya plajında denize girmiştim, o zaman anadolu yakası sahilinin dolgu yolu yoktu. şimdi 100 metre içeride kalan köşkler lebideryadaydı.