erkek çocuk sahibi olana kadar çocukları cinsiyetine göre ayıranlara uyuz olurdum. çünkü kendim de kız çocuk olarak çekilir dert değildim. fakat gördüm ki bir erkek çocuk gerçeği var. en yaramaz kız bile bir şekilde akıllı oluyor. hareketlilikten bahsetmiyorum. kız çocuğu da çok hareketli olabilir. insanlar bazen takla atan kız çocuklarını paylaşıp hani kızlar uslu olurdu filan diyor. ya uslu zaten. mis gibi taklasını atıyor. benim oğlum o taklayı atarken bir ayağıyla telefona geçirip ekranı tuz buz ediyor, diğer ayağıyla bardak deviriyor. oğlan çocuk bir tuhaf ya, değişik. bir dağınıklık var sanki zihinlerinde. şu an süper seviye genelliyorum ama çevremdeki erkek çocukların hemen hepsi böyle.
bana öyle geliyor ki kız çocuk ebeveyni olmakla erkek çocuk ebeveyni olmak arasında dağlar kadar fark var. ben kendimi bir kız çocukla hayal edemiyorum. hayatım bambaşka olurdu. iyi veya kötü anlamda değil, farklı olurdu. bizim hayatımızın merkezinde şu an bisiklet, motor, korsan gemisi, futbol topu ve yarış yapan her şey var. bir kere bu yarış, güç, hız aşkı kız çocuklarda pek yok. bu da bir ebeveyn olarak günlerini nasıl geçirdiğini etkiliyor. gideceğin yerleri ona göre seçiyorsun filan. mesela ben müze, sergi gezmeye bayılıyorum. tipik bir erkek çocukla bunu yapamıyorsun (ya illa ki yapan vardır bana bunlarla gelmeyin). bir restorana, kafeye gittiğinde (yani o gün eğer yürek yemişsen) erkek çocuğu oyalamak bir mesele. ben boyama yapan, resim çizen kızlar görüyorum masada. bir umut ben de taşıyorum yanımda aktivite kitapları kalemler filan. en iyi ihtimalle 5 dk yapıyoruz. sonrasında hadi gidelimler başlıyor.
diğer yandan erkek çocuklarda bir saflık var kıyamam. ve çok eğlenceliler, çok komikler. o kadar saçma davranıyorlar ki insan gülmek zorunda kalıyor. hiçbir şeye değişmem. düşünüyorum tekrar bir saniye. evet değişmem. ama korsancılık oynamaktan gerçekten fenalık geldi bana.