risale-i nur günümüz türkçesini kullanan sıradan insanların anlamakta, idrak etmekte güçlük çekeceği bir dilde yazılmıştır. bu durum eğer gerçekten bir faydası görülecekse kişiyi oldukça zorlu bir sürece itmektedir. sadeleştirilmesi ve daha güncel bir dille kaleme alınması gerekir. daha fazla insana ulaşmak gibi bir gaye varsa gereken budur.
ancak her nasılsa bu öneriyi her dile getirdiğimde yapılacak güncellemenin risale-i nur ismindeki eserin sırrına zarar vereceği yönünde bir kanaatle karşı karşıya kalıyorum.
peki gerçekten bu eserin bir sırrı var mıdır?
kuran-ı kerim daha fazla insan tarafından daha iyi anlaşılsın diye tekrar tekrar güncel bir türkçeyle tefsir edilmiş ve pek çok dilde yayımlanmıştır. burada amaç nasıl ki daha fazla okunmak daha fazla anlaşılmaksa huzur verdiği iddia edilen bir eserin nasıl bir sırrı vardır da kuran-ı kerim için yapılabilen uygulama bu eserde yapılamamaktadır.
cevabı bana göre çok basit.
başka birinin izahat yapmasına ihtiyaç duyulmalı. birileri bu ağır dille yazılmış eseri sıradan insanlara tercüme etmeli. aslında sadece anladığı kadarını anlatmalı. ve bu toplu yapılmalı ki verilen emek, harcanan zaman daha fazla insana ulaşmalı. cemaat olmalı, işbirliği olmalı, dayanışma olmalı vs vs. sonra tüm bunlar kitlesel hareket eden ve yönlendirilmeye açık bir oluşum, bir organizasyona dönüşmeli.
tdk'nın herşeyi türkçeleştirmeye çalışırken hukuksal metinlere dokunmaması, anlaşılması güç metinlerde insanları endişelendiren bir karanlık taraf bulunması, bişey bana rücu ettiğinde iddia makamına “bu ne amk bana niye giriyor bu ödeme” cevabını vermeme engel olması aslında bu gizemli işlerin arkasında hep evdeki karanlık odadan çekinen bir çocuğun hissettiklerine eşdeğerdir.
o karanlık odaya bir lamba takın kardeşim. huzur verecekse herkese versin. birşey öğretecekse herkese öğretsin. neyin sırrı var da biz buna nail olamıyoruz? bize rahat rahat okumayı anlamayı neden çok görüyorsunuz? asıl gayeniz nedir anlatın da bilelim. ahirette ben bu metinleri anlayabilseydim belki farklı bir hayat yaşayabilirdim diye bir mazeret üretmek zorunda kalacağız sizin yüzünüzden.