roman yazmak - Şükela: Nice | All

hayatımın en büyük hayal kırıklığı olan eylem.

10 yıldır bir roman yazmanın hayalini yaşıyordum. daha çok okumam gerektiği için bunu hep erteledim. neyse ki en sonunda yıllardır düşünüp durduğum üç farklı hikayeyi bir bütün olarak birleştirip, eserimi yazdım.

romanın hikayesini bu yazının en sonunda belirteceğim, yaşadığım hayal kırıklığını anlatmaya devam edeyim.

eseri tamamladıktan sonra ilk olarak aileme, yakın çevreme okuttum. onlardan olumlu yorum alınca yayınevleri ile görüşmeye karar verdim. 11 yayınevine dosyamı hazırlayıp gönderdim. üç hafta sonra ilk yanıtlar gelmeye başladı. yayın programlarının yoğunluğu nedeniyle olumsuz sonuçlandığını haber verdiler. moral bozmayıp sabırla beklemeye devam ettim.

ilk olarak ücret karşılığı kitap basan yayınevlerini düşündüm ancak o kadar ticari bir düzende çalışıyorlar ki olayın hiçbir edebi tarafı yok. bunun üzerine beklemeye devam etme kararı aldım.

olumsuz dönüşler artınca, kdy ile anlaştım. kötü bir ajans deneyimi sonrası kitabım yayınlandı. bu saatten sonra kitabımın satılmasının ancak reklama bağlı olduğunu biliyordum ama bunun bu kadar zor olduğunu bilmiyordum.

kitap okura ulaştıktan sonra olumlu yorumlar devam etti. çok farklı kültürlerden insanlara kitabı ulaştırmaya çalıştım ve güzel geri dönüşler aldım. olumsuz olarak, karakterlerimden birinin geçişinin ani olması, romanın başının biraz ağır olması gibi yorumlar aldım. olumlu olarak, gerçekçi, akıcı bir roman olduğu söylendi. bunları da buraya yazıyorum ki, kendimi övdüğüm falan düşünülmesin, neyse onu yazıyorum.

kitabın satış raporlarına baktığım zaman, beni tanıyanlar dışında hiç kimsenin kitabı almadığını gördüm. bunun için daha çok reklam verip, daha çok tanıtım yapmaya çalıştım ve burada bookstagram denen kişilerle tanıştım.

bu kişiler bana mesaj atıp kitabımı bedava isteyen, kargo parası dahi vermek istemeyen sayıları yüzleri bulan bir gruptu. önce bir tanesi kibarca yazıp kitap istiyor, sonra okuma grubu olduğunu söyleyip bir anda beş kitap istemeye başlıyordu. hatta biri otuz kitap istedi. neyse, beşli bir okuma grubuna kitabı gönderdim. olumlu, olumsuz her türlü yorumu yapmalarını rica ettim. bunlardan üçü kitabı gerçekten okudu, beğendi ve güzel yorum yaptılar. biri hiç okumadı, kitabın arkasındaki yazıyı aynen yazdı, diğeri onu da yapmadı. e peki eleştiri nerede dedim safça, biz sadece tanıtım yapıyoruz dediler. öğrendim ki, ellerine ne geçerse övmek, bedavadan kütüphane kurmak gibi bir amaçları varmış. yaptıkları tanıtımın satışlara hiç faydası olmadığı gibi, kitap isteyen onlarca bookstagram mesaj atmaya başladı. başka kimseye kitap göndermedim.

kimse kitabı almayınca, çekiliş yapıp okur kazanayım dedim fakat burada da gördüm ki, kitap okusun ya da okumasın sadece bedava bir ürün almak için çekilişe katılan yüzlerce insan var. sonuç olarak bunlardan da olumlu olumsuz bir yorum alamadım.

artık derdim satış yapmak, para kazanmak falan kesinlikle değildi. sadece o kadar emek verdiğim eseri birileri okusun istiyordum ancak ve ne yaptıysam okur bulamadım. sadece yakın çevre ve onların yakın çevreleri okurum oldu maalesef.

ve sonuç olarak hayatımın en büyük hayal kırıklığı olarak bu yazıyı yazıyorum. türk okuru, sadece popüler olanın peşinde koşuyor. yeni bir roman yazarına, destek olmak bir tarafa üçkağıtçı gözüyle bakıyor. bir kitap alarak dolandırılmış olacağına inanıyor. kitabın çöp olduğuna peşin olarak inanıyor çünkü bakıyor ki bu yazarın arkasında büyük yayınevleri yok, tanıtımı yapılmıyor o halde kötü diye düşünüyor.

en azından kitabın ilk 10 sayfasını okuyun diyorum ben de, beğenmedin mi alma. konusuna bak mesela, beğenmedin mi, alma.

işte böyle bir içimi döküp, durumu anlatayım, yazar olmak isteyen çevresi olmayan kişiler varsa yolun sonunun nereye çıktığını göstereyim istedim.

son olarak kitabın konusunu ve linkini yazıp bitireyim.

annesini kaybeden ekrem, bu ölümü bir türlü kabullenemez ve bu isyanı ölümün ötesine inanmaya kadar gider. bu inancın bedeli, yapayalnız kalmaktır. öyle ki, bu yalnızlıktan kaçmak için çaresizce tanımadığı kişileri arar, bir yerden bulduğu adreslere mektuplar yazar. mektuplar, belirsiz telefon konuşmalarından daha derindir, kime gittiği belli olsa da özünde adressizdir çünkü şişeye konulup denize bırakılmış yardım çığlıklarından başka bir şey değildirler.
bir gün bu mektuplarından birine cevap gelir ve bütün hayatı değişir. onunla birlikte, düşlediği devrimi gerçekleştirmek için yaşayan ahmet’in, aşk ve ailesi arasında sıkışmış meryem’in, kimseyi kıramadığı için kırıldığını bile anlamayan elif’in de hayatı yeni gelenle değişmeye başlar ve onlar da bu biçare kadının hayatını değiştirirler.
adressiz mektuplar, birbirine dolanmış hayatların kısa öyküsü...

adressiz mektuplar

yazım süreci ve detaylı hikaye

edit: o kadar çok destek mesajı aldım ki, kime nasıl teşekkür edeceğimi şaşırdım. çok sağolun, inadına daha çok yazacağım ve bir gün başaracağım. o gün geldiğinde ne sizi ne benim durumumda olanları unutacağım.
96 favorites - -