bunu her diyen samimiyetsizlikle söylüyor diye düşünmemek gerekir. gerçekten söyleyeni evet az bulunuyor olabilir. ben bu şekilde bakıyorum çalışanlarıma. ve aynı karşılığı verenlerle gayet güzel çalışıyoruz. bunu benimsemeyenler de bir süre sonra ayrılıyor zaten. ya da işini iyi yaptığı sürece kimse kimseyi sevmek zorunda değil. pragmatizmden zarar gelmez kimseye. aksine yaptığı işi patrona minnet ya da verdiği işi çalışana minnet gören insanlar yüzünden çalışma hayatı çekilmez oluyor.
ben de buraya para kazanmaya geliyorum o da. iş görüşmesinde bile biz personel aramıyoruz. çalışma arkadaşı arıyoruz derim. (hayatta en nefret ettiğim kelimelerden biri de "eleman" bir insanın kendine bunu yakıştırmasından ya da bir insana böyle hitap edilmesinden nefret ediyorum.) herkesin kendi yeteneklerine, seçimlerine ya da geçmişine bağlı olarak hayattaki rolleri farklı olabiliyor. işin hayatımızda kapladığı yerin en aza indirgenmesi lazım bence. herkes daha az çalışsa keşke. bu da, şirket, kendi içerisinde belli bir harmoniyi yakalayabilirse gayet mümkün.
not: ben hiçbir yerde çalışmadım. yüksek lisansım biterken işimi kurdum ve şimdi 9. yılına girmiş bir şirketim var. buradaki ana fikrim hep "ben bir yerde çalışsaydım nasıl bir yer olmasını isterdim?" oldu.